Türk tarafının Evet'ine Hayır'la karşılık veren Güney Kıbrıs Rum tarafı, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve Amerika Birleşik Devletleri'nin kafasını bundan sonra da ağrıtmaya devam edecek.
Bu ağrılar bize de sirayet edecek.
Kıbrıs'ta anlaşmaz tarafın Rumlar olduğu bir kez daha kanıtlanmış oldu.
Müzakere sürecinde başından beri Denktaş'a tavır alanların bundan böyle dayanacakları pek birşey kalmayacak.
"Üzerimden çok büyük yük kalktı'' diyerek görevini yapmanın huzurunu yaşayan Denktaş'a "Mister No'' diyenlerin bu süreçten sonra daha dikkatli tutum takınmaları bekleniyor.
Avrupa Birliği'ne Rumlar'la girilmesi durumunda esenliğe kavuşacaklarını zanneden Ada Türkleri şu an ayrı bir ikilem yaşamaktalar.
Bundan böyle Türk tarafına uygulanan ambargoların kaldırılıp kaldırılmayacağı bilinmiyor.
Birleşmiş Milletler diplomatlarının açıklamalarında üzerine basa basa vurguladıkları gibi KKTC'nin tanınması öyle pek kolay olmayacak. Türk tarafının tanınmaması için Rumlar şimdiden tehditler savurmaya başladılar.
Avrupa Birliği'nin üst düzey yöneticileri de referandum sonrası yaptıkları açıklamalarda gerek KKTC, gerekse TC'nin daha çok yol almalarının gerekliliği üzerinde durdular.
Birlik için ve Amerikan tarafı için adada Türk askerinin bulunuyor olması hala bir sorun.
"Kendini Rumlar tarafından aldatılmış olarak gören'' Komisyon Başkanı Günther Verheugen de yakın zamanda Türkler'e cephe alacak.
"Yolun sonuna gelmediniz, atacağınız bazı adımlar var'' dene dene yıllardan beri Birliğin eşiğinde tutulan Türkiye, o kadar yol aşındırmasına rağmen istediğini ve beklediğini elde edemiyor.
Elde edilememesinin en önemli nedeni de inisiyatifin sorunlu ülke ve kişiler elinde bulunuyor olması.
Almanya'nın Türkiye'nin üyeliği konusunda kaypak tavrı ve Fransa'nın ikiyüzlü siyaseti bizi bu noktaya getirdi.
"Biz EVET diyerek elimizden geleni yaptık, sıra onlarda'' diyen Türk idaresinin haklı talepleri ne yazık ki tekrar ertelenecek.
Onlara göre Kıbrıs hala ele geçirilemedi, Kıbrıs Türkü hala bir direnç olarak kalmaya devam ediyor.
1 Mayıs'ta üye edilecek olan Rum tarafının Gümrük Birliği ilişkilerinde Türkiye ile yaka yakaya geleceğini göreceğiz.
Yunan-Rum ikilisinin vereceği vetolar ile Türk tarafının eli tekrardan bağlanacak.
Topluluğa girerek topluluğun Türkler'e toplu direnişe geçmesini ilke edinecek olan Rum-Yunan ikilisinin ENOSIS ideali ve HELENİZM tutkusu daha glosal eksende şekil kazanmaya devam edecek.
Ege Adaları, önümüzdeki ay masaya getirilecek. Bu konuda teknik çalışmalar çoktan başlatıldı.
ABD'deki Rum lobilerinin katkısı da düşünülecek olursa, Türk idarelerinin ileriki konjonktürde daha da sıkıştırılacağını göreceğiz.
Ermeni sözde soykırımını sıkılmadan ve çekinmeden kınayan Avrupa ülkeleri kısa süre sonra sözde Rum kıyımını piyasaya sürecek.
Asıl tartışmalar bundan sonra başlayacak.
Bu ağrılar bize de sirayet edecek.
Kıbrıs'ta anlaşmaz tarafın Rumlar olduğu bir kez daha kanıtlanmış oldu.
Müzakere sürecinde başından beri Denktaş'a tavır alanların bundan böyle dayanacakları pek birşey kalmayacak.
"Üzerimden çok büyük yük kalktı'' diyerek görevini yapmanın huzurunu yaşayan Denktaş'a "Mister No'' diyenlerin bu süreçten sonra daha dikkatli tutum takınmaları bekleniyor.
Avrupa Birliği'ne Rumlar'la girilmesi durumunda esenliğe kavuşacaklarını zanneden Ada Türkleri şu an ayrı bir ikilem yaşamaktalar.
Bundan böyle Türk tarafına uygulanan ambargoların kaldırılıp kaldırılmayacağı bilinmiyor.
Birleşmiş Milletler diplomatlarının açıklamalarında üzerine basa basa vurguladıkları gibi KKTC'nin tanınması öyle pek kolay olmayacak. Türk tarafının tanınmaması için Rumlar şimdiden tehditler savurmaya başladılar.
Avrupa Birliği'nin üst düzey yöneticileri de referandum sonrası yaptıkları açıklamalarda gerek KKTC, gerekse TC'nin daha çok yol almalarının gerekliliği üzerinde durdular.
Birlik için ve Amerikan tarafı için adada Türk askerinin bulunuyor olması hala bir sorun.
"Kendini Rumlar tarafından aldatılmış olarak gören'' Komisyon Başkanı Günther Verheugen de yakın zamanda Türkler'e cephe alacak.
"Yolun sonuna gelmediniz, atacağınız bazı adımlar var'' dene dene yıllardan beri Birliğin eşiğinde tutulan Türkiye, o kadar yol aşındırmasına rağmen istediğini ve beklediğini elde edemiyor.
Elde edilememesinin en önemli nedeni de inisiyatifin sorunlu ülke ve kişiler elinde bulunuyor olması.
Almanya'nın Türkiye'nin üyeliği konusunda kaypak tavrı ve Fransa'nın ikiyüzlü siyaseti bizi bu noktaya getirdi.
"Biz EVET diyerek elimizden geleni yaptık, sıra onlarda'' diyen Türk idaresinin haklı talepleri ne yazık ki tekrar ertelenecek.
Onlara göre Kıbrıs hala ele geçirilemedi, Kıbrıs Türkü hala bir direnç olarak kalmaya devam ediyor.
1 Mayıs'ta üye edilecek olan Rum tarafının Gümrük Birliği ilişkilerinde Türkiye ile yaka yakaya geleceğini göreceğiz.
Yunan-Rum ikilisinin vereceği vetolar ile Türk tarafının eli tekrardan bağlanacak.
Topluluğa girerek topluluğun Türkler'e toplu direnişe geçmesini ilke edinecek olan Rum-Yunan ikilisinin ENOSIS ideali ve HELENİZM tutkusu daha glosal eksende şekil kazanmaya devam edecek.
Ege Adaları, önümüzdeki ay masaya getirilecek. Bu konuda teknik çalışmalar çoktan başlatıldı.
ABD'deki Rum lobilerinin katkısı da düşünülecek olursa, Türk idarelerinin ileriki konjonktürde daha da sıkıştırılacağını göreceğiz.
Ermeni sözde soykırımını sıkılmadan ve çekinmeden kınayan Avrupa ülkeleri kısa süre sonra sözde Rum kıyımını piyasaya sürecek.
Asıl tartışmalar bundan sonra başlayacak.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005