ABD toplumu barut fıçısı. Polisin özellikle siyah insanlara orantısız güç kullanması, ölümle sonuçlanan şiddet uygulaması…
25 Mayıs'ta Minneapolis'te ırkçı polis tarafından öldürülen siyahi George Floyd sonrasında ırkçılık ve polis şiddetine karşı sokağa çıkan Amerikalılar son yaşanılan cinayet üzerine iyice isyanlarda. Bu kez Atlanta'da siyah bir genç, polis tarafından sırtından vurularak öldürüldü. Olay üzerine Atlanta Emniyet Müdürü Erika Shields istifa etti.
Trump mı? Çıkmaz sokaklarda; Covid-19 salgınının yönetimindeki beceriksizliği, büyük işsizlik ve yoksullaşma travması karşısında yaptığı abuk sabuk açıklamalar ortalığın yangın yerine dönmesine yetti bile.
Ayrıca, Meksika sınırına duvar, kaçak göçmenleri çocuklarından ayıran tecrit kampları yaptırdı.
Uluslararası ilişkilerde ırkçı ve saldırgan bir politika sürdürdü.
Ortadoğu'da terör örgütlerini besledi, eğitti ve donattı; sinsi emellerine ulaşmak için.
Trump yönetiminin özellikle içerde siyahilere karşı ırkçı tutumu nedeniyle Birleşmiş Milletler (BM) acil toplantı kararı aldı.
Ulusal olsun, uluslararası alanda olsun "hukukun üstünlüğü" ilkesi esastır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, BM Şartı bunu öngörürken ve hatta mütecaviz ABD'nin bağımsızlık bildirisi, "Tüm insanlar eşit yaratılmışlardır ve aralarında yaşam, özgürlük ve mutluluğunu arama hakkı gibi Tanrı tarafından onlara verilmiş, onlardan ayrılamaz belirli haklara sahiptirler…" hükmünü taşırken şu an ABD'de yaşananlar tüm kuralları altüst etmiştir. Ve BM acilen toplanma kararı almıştır.
Amerikan yönetimi kendi "Bağımsızlık Bildirisini" ihlâl ederken, uluslararası hukuku da çiğnemiştir.
Bu durumda, başta Trump olmak üzere Amerikan yönetiminden sorumlu kişilerin uluslararası yargı sürecinde BM'nin yargı organı Uluslararası Ceza Mahkemesinde hesaba çekilmeleri gerekir.
BM, "haklar" ve "güç" temelli bakış açıları çerçevesinde yapılandırılmıştır. Bu örgüt hukuktan yana mı, güçten yana mı kullanılacaktır?
Bugüne kadar gördüğümüz güçlülerin yanında yer aldığıdır.
İşi somutlaştıralım: Trump için Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde (UCM) dava açmaya karar verecek olan BM Güvenlik Konseyi'dir. BM Şartına göre Konsey oybirliğiyle karar almak durumundadır. Konsey üyeleri ise, ABD-İngiltere-Fransa-Rusya-Çin olmak üzere 5 üyeden ibarettir. ABD kendi aleyhine oy kullanmayacağına göre, hakkında dava açılması mümkün görünmemektedir.
Bir başka BM yargı organı Uluslararası Adalet Divanı (UAD) dır. Ancak bu mahkemenin yetkisi devletler arası uyuşmazlıklarla sınırlıdır. Davanın tarafları devletlerdir. Trump burada da yargılanamaz.
Coğrafi açıdan mahkemelere bakarsak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Avrupa kıtası için yetkilidir.
Amerika için Amerikan İnsan Hakları Mahkemesi yetkilidir.
Tüm dünya için yetkili olan mahkemeler, Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uluslararası Adalet Divanı'dır.
Trump ve diğer sorumlular için Amerikan İnsan Hakları Mahkemesi'nde dava açılabilir. Bu mahkemede de ırkçılık egemense üstünlerin hukukudur geçerli olan.
Sonuç olarak BM diplomasisinin de iflas ettiğini söyleyebiliriz.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023