Bölünmüş Türkiye için pusuda bekliyorlar

Farklı coğrafyalarda farklı yoğunlukla yaşansa da tüm dünyada çatışmaların olmadığı çok az yer var.
Ama bu çatışmaların birçoğu ülkelerin birbirlerine savaş açmaları şeklinde yaşanmıyor.
Yani birçok yerde kan akıyor, insanlar kurşunların ve bombaların hedefi oluyor, ama görünürde nizami bir savaş yok.
Dünyaya yön verme iddiasında olan devletler başta olmak üzere birçok devlet, bu çatışmalarla ilgili olarak taraf olmuş durumda. Ancak çoğu zaman tam olarak işin içindeymiş izlenimi vermek de istemiyorlar.
Ama destekledikleri yerel gruplar açısından bakıldığında çatışmaların içerisinde olmayan devlet yok gibi.
İçinde bulunduğumuz yüzyılın savaşları artık böyle.
İki ordunun karşı karşıya gelip savaştığı meydan savaşları çok eskide kaldı, artık savaşlar taşeron güçler ve terörist gruplar üzerinden yoğun olarak yerleşim yerlerinde yaşanıyor.
Suriye'de, Libya'da ve Afganistan'da yaşanan tam da bu.
Kentler yerle bir oluyor, en kalabalık caddelerde bombalar patlıyor, çok sıradan şeyler teröristlerin elinde korkunç birer silaha dönüşüveriyor. Bu değişim Türkiye'yi hedef alan yine dış destekli terör örgütlerinin faaliyetlerinde de izleniyor.
Bu bağlamda geçmişte sınır ötesinde barınan terör örgütleri şimdi şehirlerde barınıyor ve nüfusun yoğun olarak yaşadığı yerler hedef alınıyor.
Türkiye'nin terörle mücadele kapsamında operasyonlar gerçekleştirdiği
Güneydoğu'daki çatışmalar da yerleşim yerlerinde yoğunlaşıyor.
Bunun adı 'kent savaşları.'
Bu yeni tehdide karşı donanımlı asker yetiştirmek isteyen Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde Meskûn Mahal Muhabere Okulu kurdu.
Çok yerinde bir karar.
Endişe etmekte yerden göğe kadar hakkı var Türkiye'nin.
Çünkü dört bir yanı çatışmalarda kentleri yerle bir olmuş ülkelerle sarılı.
Afganistan ve Libya'da hedefine ulaşan, Irak'ı fiilen parçalayan, Suriye'ye diş geçiremeyen güçler kontrollerindeki teröristleri Türkiye'nin üzerine salmak için geri sayıyorlar.
Suriye'de zaferi Beşar Esad'ın kazandığının ABD yetkilileri tarafından da itiraf edildiği bir konjonktürde Irak ve Suriye'de sıkışan teröristlerin kaçacağı tek yer Türkiye'dir.
TSK'nın Meskûn Mahal Muhabere Okulu kurması somut bir istihbarat bağlamında atılmış bir adım mıdır bilmiyorum.
Ancak gelişmeler sıranın Türkiye'ye geldiğini gösteriyor.
Korkarım bu tehditle yüzleştiğinde Türkiye Suriye ve Irak'ın gösterdiği direnci bile gösteremeyebilir. Çünkü bölünmüş Türkiye'yi pusuda bekleyen iç ve dış düşmanlar hayli çok. 
Bu bağlamda Türkiye'nin tökezlemeye lüksü yok. Ülkemiz bir taraftan dimdik ayakta dururken diğer taraftan ise sorunlarını ivedilikle çözmesi gerekiyor. 
Yıkılmadan, tökezlemeden sorunların üstesinden gelmek ancak bugün 4 milyar insanın yaşadığı ülkelerin sorunlarını çözen Milli Ekonomi Modeli ve bu tezin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş ile mümkün olabilir.