BTP 3. Olağan Kongresi muhteşem ve coşkulu bir kalabalıkla Ankara'da Atatürk Kültür Merkezi'nde yapıldı.Atatürk Kültür Merkezi o muhteşem kalabalığı ağırlarken ilk kez de o konuşmalara şahit olmuştur.Şu ana kadar o mekanda yapılan bütün etkinlikleri alın inceleyin bunu göreceksinizBTP kongresinde konuşulanlar o ana kadar hiç konuşulmayan şeylerdir.Cumhuriyet Mitingleri adı altında yapılan konuşmalarla, BTP 3. Olağan Kongresi'nde yapılan konuşmaları mukayese ederseniz aradaki farkı çok daha rahat görürsünüz.Yada şöyle ifade edeyim.Cumhuriyet Mitinglerinde tehlike diye bazı hususlara dikkat çekilmişti. BTP 3. Olağan kongresinde de ülkenin içine sürüklendiği tehlikelerden bahsedildi.Kongrede dikkat çekilen tehlikeler bir ülkenin yok olmasına sebep tehlikelerdi.Ve bu tehlikeler yıllardır Genel Başkan prof. Dr. Haydar Baş tarafından, evet sadece onun tarafından dile getirilen tehlikelerdir.Ülke sevdalısı olduğunu iddia edenler bu tehlikeli gidişe yıllardır ya destek olmuşlardır yada söz konusu tehlikeyi küçümseyerek görmezden gelinmesine sebep olmuşlardır.En büyük ihanet ihaneti küçük göstermektir.Hırsızlıktan daha ağır hırsızlık hırsızlığı gölgelemektir.İhanetten daha büyük ihanet ihaneti perdelemektir.Caniden daha büyük cani cinayeti "hayra yormaktır."Ülkemiz tarihinin en tehlikeli dönemini yaşıyor, siyasilerimiz "tencere dibin kara, sardı içimi yara" edebiyatıyla meşgul.Kısa bir mukayese yapmanızı istirham edeyim.Seçimin yaklaştığı şu günlerde bütün siyasi liderler konuşuyor.BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş da konuşuyor.Şunun kıyasını bir yapar mısınız lütfen?BTP Lideri Haydar Baş'ın dikkat çektiği hususlara başka dikkat çeken bir parti lideri var mı?Aslında bu soruyu "BTP lideri dışında bir program, bir proje sunan başka bir lider var mı? şekilde de sormak mümkün.Bunun cevabını hemen hayır, yok diye vermeniz mümkün olduğu için öncelikle diğer soruyu sordum.Evet, var mı başka bir lider,Ülkenin içinde bulunduğu tehlikeli süreçten bahseden?Var mı bir başka lider,Ülkenin yer altı kaynaklarının satılmasından müşteki olan, yani şikayet eden.Var mı bir başka lider,Ülkenin dini ve milli değerler açısından bitirilmeye çalışıldığını haykıran?Var mı bir başkası,Ülke topraklarının yabancılara haraç mezat satıldığını söyleyen.Peki Prof. Dr. Haydar Baş durup dururken niye bu tehlikelere dikkat çekiyor.Diğer siyasiler gibi "oh be ne ala ne güzel, şarkı ve gazel" deyip gününü gün etse şahsi olarak ne kaybeder?Hiçbir şey, hatta bazılarını rahatsız etmediği için, birileri tarafından gündeme getirilip bazılarının desteğini de kazanmış olur.Peki, adeta ateşten gömlek bu zor işi niye üstlendi?Önce Allah'a sonra bu millete vereceği hesabı düşündüğü için.Kendi ifadeleriyle; "yarın ruz-i mahşerde Rabbim: Ey Haydar kulum sen ne yaptın? Sorusuna cevap verebilmek için."İşte Haydar Hoca'yı, kendi ifadeleriyle altmışından sonra bu zor, çileli, meşakkatli, yorucu, tehlikeli kısaca ateşten gömlek işe kalkıştıran anlayış budur.Yine kendilerine iat şu benzetmeyle söylersek.Hz. Hüseyin Kerbela'ya giderken başına geleceklerden habersiz miydi? Haberdardı, ama bile bile gitti, gitmeliydi, çünkü takdir-i ilahiyi değiştirmek değil, ona teslim olmaktır kula düşen."O takdir-i Hüdâ rüzgarı kulu yaprak gibi bir noktaya uçurur.Ne hoş bir şey kul olmak.Bu manada bir kul olabilmek.İlginç ve anlamlı bir mukayese. Türkiye'de kaç on yıldır "münafık siyasetini" uyguluyor birileri.Ne demek "münafık siyaseti?"Şu demek;Önce bir kuralı ortaya koyalım."Herkesi memnun edip, herkesin kendisinden memnun olduğu kişi münafıktır."Bu inancımızın oluşturduğu bir kuraldır.Buna siz "mavi boncuk siyaseti" de diyebilirsiniz?Yada, "sen de haklısın siyaseti."İşte Prof. Dr. Haydar Baş;Ne "münafık siyaseti" yapıyor,Ne, "mavi boncuk siyaseti" yapıyor.Ne de, "sen de haklısın" siyaseti yapıyor.Prof. Dr. Haydar Baş'ın siyaset anlayışının temellerini;Ne pahasına olursa olsun, doğru bildiğini söylemek, sonu nereye varacaksa varsın, yanlış olana da "bu yanlıştır" diyebilmek anlayışı oluşturur.Bu, Haydar hocanın siyasi süreç anlayış değil, hayatı boyunca edindiği ve asla değiştirmediği duruşudur. Bu duruşlarından asla taviz vermediler.Bu da bu ülkede en zor ama en şerefli duruştur.Bu yüzden o diğerlerinden bu konuda da farklıdır.Hem de çok farklı.Bir düşünün lütfen.Dışarıdan;Vatikan'ın,Dünya Kiliseler Birliği'nin,ABD'nin ve diğerlerinin,İçeride de bir cemaatin "misyon olarak" üstlendiği "Dinlerarası Diyalog" gibi bir sürece tek başına karşı çıkacaksın ve böylece bu süreci destekleyenlerin düşmanlığını kazanacaksın, sonra da siyasete kalkışacaksın.Bu ancak bir iman ve ideal işidir.Sadece bir dava adamı bu zorluğu üstlenebilir, böylesi bir tehlikeyi göze alabilir.Bugünün siyasi liderlerini bir gözden geçirin.Kimi bu süreçte "misyon sahibi."Kimi papazlı-hahamlı iftar programlarının baş konuğu.Kimi daha da ileri gitmiş, Patrikhane ayinine iştirak etmiş, Papa ile "özel görüşmüş" bir siyasi lider.Biri de var ki, bu misyonu üstlenen "ağıt yakmakla meşgul."Muhteşem kongre hakkında yazacaklarım var.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024