Bu ikiyüzlülük Türk milletine yakışmaz

Cumartesi günü Meltem Medya Grup kanalarında canlı olarak yayınlanan Özel Gündem programında Prof. Dr. Haydar Baş çok önemli açıklamalarda bulundu. Programda Haydar Baş Bey'e bazı sorular tevcih etme fırsatı bize de nasip oldu. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Türkiye ve dünya gündemi üzerine çok önemli açıklamalar yaptığı program 3 saati aşkın bir süre devam etti. Türkiye'nin Suriye konusundaki politikaları üzerine görüşlerini sorduğumuz Prof. Dr. Haydar Baş, asırlardır İslam dünyasında baş çekmiş bir millete ve devlete bugün dış politikada atılan adımların asla yakışmadığını söyledi. Prof. Dr. Baş konuşmasının devamında şu önemli tespitleri yaptı: "Türkiye milletinin tarih boyunca böyle ikiyüzlü bir politikası asla olmadı. Net durmuştur. Türk milletinin sevdiği de bellidir sevmediği de bellidir. Düşmanlığı da husumeti de bellidir, dostluğu da bellidir. Yani kiminle dost, kiminle düşman bunlar kurallara bağlıdır. Hele Atatürk Türkiye'sinde bunlar tamamen kaideler, kurallar üzerine oturmuştur. Bu dönemde Türkiye'nin bir Ortadoğu politikası var. Bir komşu politikası, Avrupa politikası, Uzakdoğu ve Afrika politikası var. Yani bunlar gündem maddeleri halinde tek tek belirlenmiştir. Şimdi Türkiye'nin yapamadığı veya yapmadığı programlarında olan bu politikaların yerine hiç kimsenin bilmediği ve beklemediği politikalar hayata geçiriliyor. Önce dost oluyorlar, sonra bir anda alıyor namluyu ona doğrultuyorlar. Kim bu adam? Evinde çayını içtiğin, çorbasını içtiğin kişi. Bu Müslüman Türk milletinin âdetiyle bağdaşmayan bir tavırdır."   Bugün Türkiye'de hükümetin attığı adımlardan kendilerinin bile haberi olmadıklarını ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş Bey, ortaya konulan icraatların Türkiye milletinin medeniyet anlayışıyla bağdaşmadığını vurguladı.Gerçekten de 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı'nda tüm dünya sizin karşınıza geçmişken sizi yalnız bırakmayan ve hatta Türkiye'ye göndereceği malzemeleri kendi sırtında taşıyan Libya Lideri merhum Kaddafi'yi Haçlılarla bir olup, arkadan vurma yanlışının benzerine 5 bin yıllık Türk tarihinde rastlamak asla mümkün değildir."Kardeşim Esad" derken, birlikte ailecek tatillere çıkarken bir anda "Zalim Esed" demeye başlanmasının bir benzerine Türk tarihinde rastlayamazsınız.Aynı inanca mensup olduğunuz bir devleti işgal edip, 1 milyondan fazla Müslüman'ı katleden 60 binden fazla Müslüman kadının ırzına geçen Amerikan askerlerine "Kahraman Amerikan askerlerinin sağ salim ülkelerine dönmeleri için dua ediyorum" diyen bir Başbakan 5 bin yıllık Türk tarihinde asla rastlanmamış bir şeydir.İslam ülkelerini ve elbette Türkiye'yi de hedef alan Büyük Ortadoğu Projesi'nde Başbakan Erdoğan eşbaşkandır. 5 bin yıllık Türk tarihinde hiçbir Türk devlet adamı, kendi ülkesini de hedef alan böyle projelerde eş başkan olmamıştır.Bu örnekleri saymakla bitiremeyiz. Bu gerçekler Türk milletinin son devleti Türkiye'nin mevcut hükümet sayesinde Türk kimliğinden, Türk medeniyetinden, Türk örf ve adetlerinden kopmuş olduğunu artık kimliksiz bir vaziyete sürüklendiğini göstermektedir.Tarihte hiçbir Türk devleti bugün imza atılan yanlışlara imza atmamış, Türk milletini bu kadar küçük düşürmemiştir.Türk milleti elbette çok daha iyi günleri hak etmektedir. Ama bugün içinde bulunduğumuz şartlar, Türk milletinin seçim sandığındaki tercihiyle kendi kendini mahkûm etmesiyle ortaya çıkıştır. Bu durumda kurtulmak da yine Türk milletinin doğru kararı vermesiyle mümkün olabilecektir.