Bunlar PKK'dan da özür dileyecektir

1925 yılında "Din elden gidiyor" paravanına sığınıp, "Bir Türk öldürmekle 70 gâvur öldürmüş kadar sevaba girersiniz" diye motive ettiği çapulcuları ile Müslüman Mehmetçiğin kanını dökmeye başlayan Şeyh Sait'in kalkışma sebebini herhalde onun torunu kadar kimse doğru bilemez.Şeyh Sait'in torunu Abdülmelik Fırat 2005 yılının son ayında sık sık televizyonlara çıkıyor ve ne diyordu:"Şeyh Sait ve arkadaşları Kürtlerin önderidir. Kürt davası için öldüler."Demek ki "Din" için "İslâm" için değil, "Kürtçülük" için yola çıkmışlar. Bunu ben değil, torunu Abdülmelik Fırat söylüyor.Kendisi Nakşibendi Tarikatının büyüklerinden.Koyun sürülerini pazarlamak için gidip geldiği Halep'te, bu şehirde kurulmuş olan Kürt Tealî Cemiyeti azaları ve Bedirhan aşireti uzantıları ile irtibata geçmiş. Oğlu Ali Rıza'yı da birkaç defa İstanbul'a göndermiş. Osmanlı'da Ayan Reisliği ve Şûrayı Devlet Riyaseti makamlarını işgal etmiş Seyyid Abdülkadir'le görüşmesini istemiş. Peki, bu Şeyh Sait'in peşine düştüğü Abdülkadir kimdi? Onun kimliğini de 1919 Nisanının 22'sinde Londra'ya çektiği "gizli" telgraftan öğreniyoruz. Seyyid Abdülkadir 15 Nisan 1919'da İngiliz Yüksek Komiserliği başçevirmeni Andrew Ryan'la görüşüp ondan kendilerine "İngiliz güdümlü özerk bir Kürdistan kurmaları için destek talebinde" bulunan kişi. Şeyh Sait'in ilham aldığı bu Abdülkadir hakkında İngiliz Yüksek Komiseri Sir Horaci Rumbol 29 Aralık 1920'de Dışişleri Bakanı Lord Gurzon'a siyasi memur (ajan) Andrew Rayn'ın, "Mustafa Kemal'in eylemlerine karşı koymak amacıyla Kürt öğeleri kullanmaktan" yana olduğunu bildirdiği de arşivlerdedir. Demek ki, Şeyh Sait ve irtibat kurduğu kişiler "Kürtçülük" için yola çıkmışlar. İngilizlerden, "İngilizlerin denetimi altında Özerk bir Kürdistan" talebinde bulunmuşlar. (Hükümetin PKK ile yaptığı Oslo görüşmelerinin de içinde İngilizlerin olması ilginç değil mi?) Gün gelmiş, İngilizler bu talebe sıcak bakar gibi görünerek bu işlere öteden beri teşne Şeyh Sait'i "Din Elden gidiyor" bahanesi ile Müslüman Türk'ün ve kendine katılmayan Kürtlerin kanını dökmek için devreye sokmuşlar.İsyan bastırılmış?İdam sehpasına doğru giderken Kolordu Komutanı General Mürsel'in kendisine sorduğu:"-Din kalktı diyorsun, namazını kılmıyor muydun? Camilerde ezan okunmuyor muydu?"Sorusuna Şeyh Sait?İbadetine kimsenin karışmadığını ezanın da okunduğunu ifade ederek şu cevabı verir:"-Ahmet Zihni Bey'in Fütühat-ı İslâmiyesi'nde yazılıdır. Mehdi'nin hurucunda Türkler 300 bin asker vereceklerdir. Anlaşıldı ki Türkler kıyamete kadar İslâm'ı koruyacak!"İşte, bugün PKK'ya özerklik için kolları sıvayanlar Osmanlı'dan beri İngilizlerden özerk Kürdistan isteyen ve 1925 yılında "Din elden gidiyor" diyerek isyan başlatıp Müslüman kanı döken bu Şeyh Sait'ten özür dilediler?Bu gidişin sonu bir gün PKK'dan da özür dilemek olacaktır?Türklerin Mehdi'nin hurucunda 300 bin askerle İslâm'a destek vereceklerini beyan eden Şeyh Sait'ten özür dileyerek PKK'dan özür dilemeye giden yolun taşlarını döşeyenler keşke her türlü plân ve donanımla Türk milletini Mehdi'nin zuhuruna hazırlayan şahsiyeti fark edebilselerdi?