Tiyatro Oyuncuları Derneği (TODER) Başkanı Göksel Kortay, "tiyatroya ilginin bir günle sınırlı kalmaması" dileğinde bulunurken, tiyatronun akla ve yüreğe seslenen, yaşamı da öğreten bir sanat olduğunu vurguladı.
Uluslararası Tiyatro Enstitüsü Türkiye Temsilciliği'nin bu yıl tiyatroya ilgisizliği protesto amacıyla bildiri hazırlamamasının, "belki bu sanata dikkati çekme anlamında etkili bir yöntem olabileceğini" ifade eden Kortay, şunları kaydetti:
Tiyatroya ilgi giderek azalıyor
"Yine de elimizden geldiğince her ortamda tiyatroyu anlatıp, sevdirmekten yanayım. Biz tiyatrocular, tiyatroya olan ilginin yavaş yavaş gerilediğini, hatta durakladığını görerek, özellikle gençler, bizden sonraki kuşaklar için üzüntü duyuyoruz. 2000'li yıllarda artık Türk Tiyatro Yasası'nın çıkmasını istiyoruz. Ayrıca meslek kimliğini savunmak ve korumak için, Tiyatro Oyuncuları Meslek Odası Yasası'nın gerçekleşmesini istiyoruz. Telif haklarını içeren yasanın, oyuncular için de ivedilikle işlerlik kazanmasını diliyoruz. İşte 2000'li yıllarda, Dünya Tiyatrolar Günü'nde biz, hala bunlarla uğraşmaktayız."
Kortay, bu hafta bir oyun izlemeye çağırdığı yurttaşlara, "Çağdaş insanın kültürel yapılanmasında tiyatronun ne denli işlevsel olduğuna tanıklık edin. Dünya Tiyatro Günümüz kutlu olsun" diye seslendi.
Krizde ilk vazgeçilen sanat oldu
Sanatçı Müjdat Gezen de "Türk Tiyatrosu'nun bugün içinde bulunduğu durumun Türk ekonomisi gibi pek iç açıcı olmadığını"kaydederek, insanların krizde önce sanat ve kültürden vazgeçtiklerini söyledi. "Bu da maalesef bizim mesleğimize doğrudan yansıyor" diyen Gezen, bu yılın başında televizyon kanallarına "her gün 59 saniye tiyatroyu tanıtma" önerisinde bulunduğunu, ancak biri dışında hiçbir kanaldan yanıt alamadığını bildirdi. Gezen, 'Yine de bu işe gönül verenlerin Dünya Tiyatro Günü'nü kutluyorum. Umut, bir sanatçının gıdasıdır. Umut var, iyi şeyler yaparsak daha iyi olacak. İnsan var oldukça, tiyatro da var olacak" dedi.
Kriz, işini doğru yapmayanı etkiledi
Tiyatrocu Ali Poyrazoğlu da "ülkenin, kültürel çölleşmeden kurtulabilmesi için herkesin dört elle kültür-sanata sahip çıkması arzusunda olduğunu" söyledi. Ekonomik krizin her kesim gibi tiyatroyu da etkilediğini vurgulayan Poyrazoğlu, ancak bunun düzeyli bir çizgiyi yakalayan, işlerine asılan tiyatroculara yansımayacağını, ayrıca iyiler ve kötüler arasında bir ayıklanma yaratacağını kaydetti.
Poyrazoğlu, şöyle konuştu: "İşini doğru yapmayan herkes krizden etkilendi. Ekonomik kriz de işini daha iyi yapmak için motive edici güçtür. Bize kriz mıriz sökmez. Türkiye'deki kriz, ekonomik değil, kültürel, sanatsal ve etik bir krizdir. Bu krizden çıkılmadıkça, Türkiye ekonomik krizi aşamaz. Bütün zorluklara karşın büyük bir özveriyle mesleklerini yapan tiyatrocu kardeşlerime ve Türk Tiyatrosu'na sahip çıkan seyircilere, hayırlı bayramlar dilerim."
Uluslararası Tiyatro Enstitüsü Türkiye Temsilciliği'nin bu yıl tiyatroya ilgisizliği protesto amacıyla bildiri hazırlamamasının, "belki bu sanata dikkati çekme anlamında etkili bir yöntem olabileceğini" ifade eden Kortay, şunları kaydetti:
Tiyatroya ilgi giderek azalıyor
"Yine de elimizden geldiğince her ortamda tiyatroyu anlatıp, sevdirmekten yanayım. Biz tiyatrocular, tiyatroya olan ilginin yavaş yavaş gerilediğini, hatta durakladığını görerek, özellikle gençler, bizden sonraki kuşaklar için üzüntü duyuyoruz. 2000'li yıllarda artık Türk Tiyatro Yasası'nın çıkmasını istiyoruz. Ayrıca meslek kimliğini savunmak ve korumak için, Tiyatro Oyuncuları Meslek Odası Yasası'nın gerçekleşmesini istiyoruz. Telif haklarını içeren yasanın, oyuncular için de ivedilikle işlerlik kazanmasını diliyoruz. İşte 2000'li yıllarda, Dünya Tiyatrolar Günü'nde biz, hala bunlarla uğraşmaktayız."
Kortay, bu hafta bir oyun izlemeye çağırdığı yurttaşlara, "Çağdaş insanın kültürel yapılanmasında tiyatronun ne denli işlevsel olduğuna tanıklık edin. Dünya Tiyatro Günümüz kutlu olsun" diye seslendi.
Krizde ilk vazgeçilen sanat oldu
Sanatçı Müjdat Gezen de "Türk Tiyatrosu'nun bugün içinde bulunduğu durumun Türk ekonomisi gibi pek iç açıcı olmadığını"kaydederek, insanların krizde önce sanat ve kültürden vazgeçtiklerini söyledi. "Bu da maalesef bizim mesleğimize doğrudan yansıyor" diyen Gezen, bu yılın başında televizyon kanallarına "her gün 59 saniye tiyatroyu tanıtma" önerisinde bulunduğunu, ancak biri dışında hiçbir kanaldan yanıt alamadığını bildirdi. Gezen, 'Yine de bu işe gönül verenlerin Dünya Tiyatro Günü'nü kutluyorum. Umut, bir sanatçının gıdasıdır. Umut var, iyi şeyler yaparsak daha iyi olacak. İnsan var oldukça, tiyatro da var olacak" dedi.
Kriz, işini doğru yapmayanı etkiledi
Tiyatrocu Ali Poyrazoğlu da "ülkenin, kültürel çölleşmeden kurtulabilmesi için herkesin dört elle kültür-sanata sahip çıkması arzusunda olduğunu" söyledi. Ekonomik krizin her kesim gibi tiyatroyu da etkilediğini vurgulayan Poyrazoğlu, ancak bunun düzeyli bir çizgiyi yakalayan, işlerine asılan tiyatroculara yansımayacağını, ayrıca iyiler ve kötüler arasında bir ayıklanma yaratacağını kaydetti.
Poyrazoğlu, şöyle konuştu: "İşini doğru yapmayan herkes krizden etkilendi. Ekonomik kriz de işini daha iyi yapmak için motive edici güçtür. Bize kriz mıriz sökmez. Türkiye'deki kriz, ekonomik değil, kültürel, sanatsal ve etik bir krizdir. Bu krizden çıkılmadıkça, Türkiye ekonomik krizi aşamaz. Bütün zorluklara karşın büyük bir özveriyle mesleklerini yapan tiyatrocu kardeşlerime ve Türk Tiyatrosu'na sahip çıkan seyircilere, hayırlı bayramlar dilerim."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.