Seydişehir Müftüsü İsmail Hakkı Efendi
İmza koyan Seydişehir Müftüsü İsmail Hakkı Efendi, Sebilürreşad dergisine bir mektup göndermiştir
07.09.2025 00:10:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





İmza koyan Seydişehir Müftüsü İsmail Hakkı Efendi, Sebilürreşad dergisine bir mektup göndermiştir.
İsmail Hakkı Efendi şöyle demektedir:
'Büyük Millet Meclisi Hükûmeti'nin temellerini kuran fetvayı şerifede benim de imzam var. Sebilürreşad'ın üçüncü nüshasında, Anadolu İstiklal Savaşı'nda millî vahdeti temin ile yeni Türk devletinin temellerini atan ve istiklale kavuşturan fetvayı şerifeyi imza ve tasdik edenler arasında ben de bulunmakla iftihar ederim.'
Matbu esami arasında iki İsmail Hakkı var ise de, biri Medine-i Ayancık Müftüsü, diğeri de Medine-i Narman Müftüsü denilmiş, Seydişehir Müftüsü İsmail Hakkı diye tasrih edilmemiş.
Halbuki Ankara Müftüsü merhum Mehmet Rıfat Efendi tarafından nakilsiz olarak verilmiş fetvayı şerife sûretlerinin nakillerini yirmi dört saat içinde kütüb-ü mutebere tetkik olunarak mehazlarını göstermek sûreti ile yazdım, tasdik ederek gönderdim.
Bu kıymetli vesikaları kemal-i itina ile büyük bir hatıra olarak muhafaza etmekteyim. Tarih ve numaralarını bildiriyorum:
Vali Suphi imzası ile Seydişehir Kaymakamlığına gelen telgrafın tarihi 21 Nisan 1336, numarası 12922'dir.
Kaymakam Ragıp imzası ile bana havalesi 23 Nisan 1336, numarası 236'dır.
Benim fetvaların asıllarını naklederek imza ve tasdikimin tarihi 23 Nisan 1336, numarası 17'dir.
Bu millî harekete benim de iştirak etmiş olduğumu, bu sûretle bu tarihî şereften hissemend bulunduğumu iftiharla arz ederim. Sabık Seydişehir Müftüsü İsmail Hakkı."
Fetvanın millî duyguları uyandırarak halkı etkilenmesinin ardından, Damat Ferit hükûmeti, Rıfat Hoca'yı, 8 Haziran 1920'de, İstanbul Birinci İdare-i Örfiyye Divan-ı Harbi'nde gıyaben ölüme mahkum etmiştir.
Saray'ın fetvaları, İngiliz ve Yunan uçakları ile yurdun her tarafına ulaştırıldı. Ayrıca elden dağıtımlar da yapıldı.
Bu olaylardan etkilenen halkta Kuvva hareketine karşı bazı yerlerde ayaklanmalar görülmeye başladı. Nutuk'ta bu yerler şöyle anlatılır:
"Bandırma, Gönen, Susurluk, Kirmazti, Karacabey, Biga dolaylarında, İzmit, Adapazarı, Düzce, Hendek, Bolu, Gerede, Nallıhan, Beypazarı dolaylarında, Bozkır'da, Konya, Iğdır, Kadınhanı, Karaman, Çivril, Seydişehir, Beyşehir, Koçhisar dolaylarında, Yozgat, Yenihan, Boğazlıyan, Zile, Erbaa, Çorum dolaylarında, İmranlı, Refahiye, Zira, Hafik ve Viranşehir dolaylarında alevlenen karışıklık ateşleri, bütün memleketi yakıyor, hainlik, cehalet, kin ve bağnazlık dumanları bütün göklerini yoğun karanlık içinde bırakıyordu.
İsyan dalgaları Ankara'da karargâhımızın duvarlarına kadar çarptı.
Karargâhımızla şehir arasında telefon ve telgraf hatlarını kesmeye kadar varan kudurmuşçasına kasıtlar karşısında kaldık.
Batı Anadolu'muzun İzmir'den sonra önemli bölgeleri de yeniden Yunan ordusunun taarruzlarıyla çiğnenmeye başladı." Bundan sonra Mustafa Kemal karşı fetvayı hazırlatmıştır." (Prof. Dr. Haydar Baş Hoş Geldin Atatürk eserinden)
İsmail Hakkı Efendi şöyle demektedir:
'Büyük Millet Meclisi Hükûmeti'nin temellerini kuran fetvayı şerifede benim de imzam var. Sebilürreşad'ın üçüncü nüshasında, Anadolu İstiklal Savaşı'nda millî vahdeti temin ile yeni Türk devletinin temellerini atan ve istiklale kavuşturan fetvayı şerifeyi imza ve tasdik edenler arasında ben de bulunmakla iftihar ederim.'
Matbu esami arasında iki İsmail Hakkı var ise de, biri Medine-i Ayancık Müftüsü, diğeri de Medine-i Narman Müftüsü denilmiş, Seydişehir Müftüsü İsmail Hakkı diye tasrih edilmemiş.
Halbuki Ankara Müftüsü merhum Mehmet Rıfat Efendi tarafından nakilsiz olarak verilmiş fetvayı şerife sûretlerinin nakillerini yirmi dört saat içinde kütüb-ü mutebere tetkik olunarak mehazlarını göstermek sûreti ile yazdım, tasdik ederek gönderdim.
Bu kıymetli vesikaları kemal-i itina ile büyük bir hatıra olarak muhafaza etmekteyim. Tarih ve numaralarını bildiriyorum:
Vali Suphi imzası ile Seydişehir Kaymakamlığına gelen telgrafın tarihi 21 Nisan 1336, numarası 12922'dir.
Kaymakam Ragıp imzası ile bana havalesi 23 Nisan 1336, numarası 236'dır.
Benim fetvaların asıllarını naklederek imza ve tasdikimin tarihi 23 Nisan 1336, numarası 17'dir.
Bu millî harekete benim de iştirak etmiş olduğumu, bu sûretle bu tarihî şereften hissemend bulunduğumu iftiharla arz ederim. Sabık Seydişehir Müftüsü İsmail Hakkı."
Fetvanın millî duyguları uyandırarak halkı etkilenmesinin ardından, Damat Ferit hükûmeti, Rıfat Hoca'yı, 8 Haziran 1920'de, İstanbul Birinci İdare-i Örfiyye Divan-ı Harbi'nde gıyaben ölüme mahkum etmiştir.
Saray'ın fetvaları, İngiliz ve Yunan uçakları ile yurdun her tarafına ulaştırıldı. Ayrıca elden dağıtımlar da yapıldı.
Bu olaylardan etkilenen halkta Kuvva hareketine karşı bazı yerlerde ayaklanmalar görülmeye başladı. Nutuk'ta bu yerler şöyle anlatılır:
"Bandırma, Gönen, Susurluk, Kirmazti, Karacabey, Biga dolaylarında, İzmit, Adapazarı, Düzce, Hendek, Bolu, Gerede, Nallıhan, Beypazarı dolaylarında, Bozkır'da, Konya, Iğdır, Kadınhanı, Karaman, Çivril, Seydişehir, Beyşehir, Koçhisar dolaylarında, Yozgat, Yenihan, Boğazlıyan, Zile, Erbaa, Çorum dolaylarında, İmranlı, Refahiye, Zira, Hafik ve Viranşehir dolaylarında alevlenen karışıklık ateşleri, bütün memleketi yakıyor, hainlik, cehalet, kin ve bağnazlık dumanları bütün göklerini yoğun karanlık içinde bırakıyordu.
İsyan dalgaları Ankara'da karargâhımızın duvarlarına kadar çarptı.
Karargâhımızla şehir arasında telefon ve telgraf hatlarını kesmeye kadar varan kudurmuşçasına kasıtlar karşısında kaldık.
Batı Anadolu'muzun İzmir'den sonra önemli bölgeleri de yeniden Yunan ordusunun taarruzlarıyla çiğnenmeye başladı." Bundan sonra Mustafa Kemal karşı fetvayı hazırlatmıştır." (Prof. Dr. Haydar Baş Hoş Geldin Atatürk eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.