Bütün ilimlerin özü
Gazali Hazretleri buyurdu ki: "Bir ilim vardır ki; onunla, yapılan ibadetin Hak katında kabul veya reddi bilinir. İşte bu ilim, tasavvuf ehline has olan bir ilimdir"
28.02.2014 00:00:00
İmam Gazali Hazretleri şöyle buyurdu:"Bilgi sınıfını ayırd etmek için, elinde şu ölçü olsun: Âhiret... Ona ne kadar yakın olursa, o kadar yüksek; ne kadar uzaksa, o kadar düşük...Bir misal olarak şeriat ilmini verebiliriz. Şeriat ilmi, bilgi itibariyle hepsinden üstün fazilete sahiptir.O ilim ki, şeriatın gerçeklerini anlatır; dış ahkâma nisbetle daha üstün olur. Bir fıkıh âlimi, zahirdeki bir işi ele alır, ondaki sıhhati ve fesadı belirtir. Ama, bunun ötesinde bir ilim vardır ki; onunla, yapılan ibadetin Hak katında kabul veya reddi bilinir. İşte bu ilim, tasavvuf ehline has olan bir ilimdir; ileride bunu da anlatacağız.İnsanlar tarafından benimsenen ve yollarına girilen âlimler şeriat ilmi ile hakikatlere dair ilimleri özlerinde birleştirmişlerdir.Onlar, zahirdeki fıkıh ilmi ile hakikatleri birleştirdiği gibi, amellerini de aynı şekilde ayar etmişlerdir. Onların iyice anlaşılması için, hallerinin keşfi ve sözlerinin nakli gerekir. Onları burada beş şahıs olarak ele alacağız; Şafiî, İmam Malik, Ebû Hanife, Ahmed b. Hanbel ve Süfyan-ı Sevri... Allah onlara rahmet eylesin.Onların her biri; zâhid, âbid ve aynı zamanda, tam bir âhiret bilgini idi; halkın iyiliği ile ilgili zahir ilmi iyi bilirlerdi. Onlar edindikleri bilgi ile tek şey arzu ederlerdi; o da Allah-ü Teâlâ'nın rızası...Onların tutmuş olduğu yolun esası bir kökte toplanmış olup zahirde beşe ayrılır. O da, fıkıh ilminin neşri ve onun teferruatı üzerinde derinliğe ermek... Zamanın bütün fıkıh âlimleri bunlara uymaktadır.Anlatılan yollardan ilk dördü yalnız âhiret için ıslah eder, beşincisine gelince, hem dünyaya hem âhirete yarar. O büyüklerin ahvalinden bir nebze bahsederken, öbür âleme dair hallerini de anlatmaya çalışacağız. İmam Şafiî: Onun için verilecek umumi hüküm, âbid bir insan oluşudur. O, günlerini üçe ayırmıştı. Bir günün üçte biri, ilim içindi, okurdu. İkinci kısmını, namaza ayırmıştı. Üçüncü kısmını da uykuya tahsis etmişti.Rebi şöyle anlatıyor: İmam Şafiî, Ramazan-ı Şerif ayında kıldığı namazlarda altmış defa Kur'an-ı Kerim'i baştan sona okurdu. Allah ona rahmet eylesin. Onun ashabından biri olan Buveytî'yi de şöyle anlatır: O da hocasına uymuştu. Kur'ân-ı Kerim'i her gece okur, bitirirdi."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.