AKP'nin dış politikadaki Türkiye'nin aleyhine sonuçlanacak proje, karar ve uygulamalara imza atması muhalefeti de harekete geçirdi. Tabi burada muhalefet derken Türkiye'nin bir zaafı da ortaya çıkıyor. Türkiye resmen olmasa da iki artı bir partili sistemi yaşıyor. AKP-CHP, birazda MHP. Her ne kadar kanunları Meclis, ülkeyi yöneten iktidar ve muhalefet partileri olsa da halkı yönlendiren medyadır. Medya patronlarıdır. O patronlara hükmeden güçlerdir. Geçenlerde Temmuz ayında siyasi parti haberleri ile ilgili istatistikleri yazmıştım. AKP 50 bin. CHP 49 bin. MHP 24 bin civarında habere konu edilmiş. Diğer partilere ise yer yok. Vatandaşta haliyle gündemi bu üçlünün ekseninde izliyor, karar veriyor. Bu anlayışla yapılan seçimler ve ülkenin geldiği nokta ortada! Bu noktaya (füze kalkanı ile ilgili) gelmeden çok önce 05-12-2010 tarihinde Prof. Dr. Haydar Baş iktidar, muhalefet ve tüm halkımıza tarihi bir tespit ve uyarıda bulunmuştu; "NATO kiminle dost, kiminle düşmandır? Bu soruyu sorduğunuz zaman hatırlarsanız İngiliz Başbakan'ı komünizmin inkırazından sonra yeşil kuşak, yani İslam dünyası bizim hedefimizdir, düşmandır demiştir. ABD Başkanı Bush da 11 Eylül saldırıları yapıldıktan sonra 'haçlı seferleri başlamıştır' demiştir. NATO'da bu maksadın askeri kanadı olduğuna göre demek ki, bütün İslam dünyası bu adamların hedef alanıdır. Burada kurulacak olan füze kalkanı Türkiye coğrafyasını ve İslam coğrafyasını korumak için değil, 5 bin kilometre menzili olan İslam coğrafyasından gelebilecek tehdidi önlemesi içindir. Bu tehdit kime karşı gelecek? İsrail'e karşı. Yani bugüne kadar tiyatro olarak oynanan oyunlar ortaya çıkacak. Türkiye, füze kalkanıyla İsrail'in muhafızı olacak. Ama Hocam, senin bildiğin gibi değil. Bunları görmüyor musun İsrail'e karşı acayip tavır koyuyorlar, diyen çıkabilir. O zaman şunu söyle bana; bu füze kalkanını kime karşı kuruyorsun? Burada senin hedef sahan neresi? İran, Suriye, İslam dünyası ve hatta Türkiye değil mi?" Tabi zamanında bu gerçekleri göremeyen muhalefet şimdi sesini yükseltmeye başladı. Devlet Bahçeli, NATO Zirvesi'nden çıkan füze kalkanı projesi ile ilgili uzlaşma kararının "Türkiye'nin zaferi" gibi gösterilmesini "talihsizlik" olarak niteledi. "Hükümet, İran'ı tehdit olarak kabul etti ama metinde açıkça zikredilmemesini isteyerek görüntüyü kurtarmaya çalıştı" dedi. Tabi hükümet MHP'yi pek umursamıyor. Çoğu zaman cevap bile vermiyor. CHP'yi bekliyor. Çünkü AKP, CHP'yi bir siyasette "can simidi" gibi görüyor. En büyük siyasetini ve siyasi rantını CHP'den elde ediyor. Bilerek veya bilmeyerek CHP'de bu tuzaklara düşüyor. Millet ana konuyu bırakıp AKP-CHP polemiklerine dalıyor. CHP'nin ve CHP'ye yandaş yazar-çizer takımının ve renkli (!) medyanın dine bakışı, dinci ile dindar insanları ayırt edememeleri, bu konulardaki geçmiş sabıkaları AKP'nin ve Tayyip beyin üsluplarıyla birleşince, millette konu ve niyeti sorgulamadan taraf oluyor. Ama bu sefer iş ciddi ve CHP'de geçmişten dersler çıkarmış gözüküyor. AKP, Mavi Marmara ve füze kalkanı yaklaşımlarından ötürü CHP'yi İsrail'in avukatlığını yapmakla suçladı. Ama bu sefer ters tepti. Kılıçtaroğlu adeta açtı ağzını, yumdu gözünü; * Amerika'da Yahudi lobisinden üstün hizmet madalyası alan kim? Ben miyim Erdoğan mı? Üstün hizmette bulundu, ödülünü aldı. * Hiçbir zaman, hiçbir yerde papaz elbisesi giymedim. 'Papaz elbisesi gerekirse giyerim, diyen Erdoğan'dır. Bunu diyen insan yeri geldiğinde herkesin avukatlığını yapabilir. * Irak'ta Müslüman kadına tecavüz edilirken Amerikan askerlerine başarılar dilemedin mi?* Füze kalkanını Türkiye'ye kabul eden, BOP'a eş başkanlık yapandır.* Yapılan 'cambaza bak' olayıdır. Hem İsrail'in karşıtıymış gibi bir politika güdeceksiniz hem de füze kalkanını getirip Türkiye'ye konuşlandıracaksınız. Füze kalkanının avukatı kimdir? Kim için geldi füze kalkanı, Türkiye'yi korumak için değil herhalde. Kimi korumak için, İran'a karşı İsrail'i korumak için. O zaman İsrail'in avukatı kim? ( Tabi bu arda CHP ve Kılıçtaroğluna "günaydın" demek istiyorum. Neredeydiniz bunca zamandır)CHP'nin, hükümetin İsrail politikalarına getirdiği eleştiri ve bizim yıllardır milletimize anlatmaya çalıştığımız AKP ve Erdoğan gerçekleri hükümeti kızdırdı. Hükümet sözcüsü çıktı kameraların karşısına. İsrail ve füze kalkanı projesinin Türkiye'nin dış politikası olduğunu vurguladı. CHP'nin AKP ve Erdoğan iddialarını es geçti. Suriye, Baas rejimi ve mezhep yakınlığı (artık niyeti ne ise) gibi ifadelerle konuyu çok tehlikeli noktalara götürdü. "Niçin savunuyorsunuz Suriye'deki Baas'çı rejimi? Açıkçası aklıma başka kötü şeyler de geliyor. Suriye'deki Baas'çı rejim yüzde 15'lik kitleye dayanıyor. Acaba Sayın Kılıçdaroğlu mezhep yakınlığı dayanışmasıyla mı, Suriye'ye bu manada sahip çıkıyor? Bu da aklımıza gelir. Eğer böyle bir şey yapıyorsa bu daha da affedilmezdir."Hüseyin Çelik'in bu ithamlarının netlik kazanması lazım. Ne kastettiğini ifade etmesi lazım. Aksi takdirde CHP'li Sayın İnce'nin "İsrail'le gizli anlaşmalar yapanlar, Yahudi cesaret ödülü alanlar, Ofer'le iş tutanlar, artık suçüstü yakalanmışlardır. Para söz konusu olunca, inanç konusunda hiçbir sınır tanımayanların, siyaset mühendisliği yaparak mezhepleri, inançları ortaya koymaları manidardır. İnsanın aklına ister istemez şu soru geliyor. İsrail'i, İran'dan korumak için füze kalkanı kurduranlar acaba bunu gizli inanç ortaklıkları için mi yapıyorlar?" tespitleri doğruluk kazanmış olur. CHP İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiraz'ın Hüseyin Çelik'e verdiği cevap ise oldukça manidar ve üzerinde derince düşünülmesi gereken cinsten; "Suriye'deki Baas Rejimini CHP'yle özdeşleştirme çabası en hafif tabiri ile ayrımcılıktır? Her sıkıştığınızda sığındığınız ana liman inançsal ötekileştirmedir. Kur'an-ı Kerim'i mızrağa takanlarla bir farkınız kalmıyor bu zamanlarda. Dün seçimde yarattığınız din sömürüsünü bugün dış politikanıza da taşımanız yarattığınız korku imparatorluğunu küreselleştirme çabasından başka bir şey değildir"
Akın Aydın / diğer yazıları
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024