CHP ‘metal yorgunlardan’ ne zaman vazgeçecek?

İktidar partisi CHP'yi konuşuyor. MHP, CHP'yi konuşuyor. CHP'den kopan isimler de CHP'yi konuşuyor. Medyanın ana başlığı zaten CHP. İlginçtir(!) CHP de, CHP'yi konuşuyor. 

Türkiye'nin sorunu CHP mi? Türkiye'yi bu noktaya CHP mi getirdi? Hayır. 

O zaman CHP neden hep gündemde? Ya da CHP'nin nesi konuşuluyor? Dış politikada, iç politikada, ekonomide, sağlıkta, eğitimde vs. ortaya koyduğu fikir ve projeleri mi? 

Hayır. Ya? Milli ve manevi değerler üzerinden verdiği açıklar ve bu açıkları iktidarın çok iyi kullanması. Diğer taraftan CHP'nin kendi içindeki milli ve manevi kimlik sendromu. CHP, kendini tanımlayamıyor. Diğer ifadeyle yaptığı tanımlama ile sahada gösterdiği duruş birbirine uyuşmuyor.

Parti içindeki bazı isimler partinin önüne geçmiş durumdalar. Vatandaş nazarında CHP denilince akla gelen o isimler oluyor.

Aynı sendromu 15 Temmuz sonrası AKP de yaşamıştı. Malum hain kalkışma sonrası gündem, FETÖ'nün siyasi ayağı idi. 

Herkes bir bedel bekliyordu. AKP'li isimlerin Gülen hareketiyle ilgili söylem, video ve fotoğrafları medyada yer alıyordu. 

Haliyle Sayın Erdoğan harekete geçti ve siyasi literatürümüze yeni bir kavram aşıladı; metal yorgunluk.  

Hain kalkışma üzerinden bir yıl geçmemişti ki, Sayın Erdoğan; "içimizde metal yorgunluğu olanlar var, teşkilatları yenileyeceğiz" dedi. 

Ardından beş büyükşehir belediye başkanı kendi rızaları (!) ile metal oldular. Birçok ilçe belediye başkanı ya istifa etti ya da görevden alındılar. AKP içinde bakanlık, vekillik yapmış kişilere ya kapı gösterildi ya da pasife alındılar. 

Ardından 17-25 Aralık'ı milat koydular. Allah'tan (c.c) af, milletten de özür dilediler, FETÖ'yü de diğer siyasi partilere fatura edip kendilerini akladılar!

Bu noktada CHP, kendi içindeki metal yorgunluğu göremiyor mu?

Örneğin CHP'nin içinde bu milletin inancıyla sorunu olan isimler var. 

CHP'nin içinde bu milletin milli değerleriyle sorunu olan kişiler var.

CHP'nin içinde CHP'nin kurucusu Atatürk ile sorunu olan kişiler var.

CHP bu gerçekleri göremiyor mu, görmek istemiyor mu?

Açık örnek vereyim; Dün CHP denilince akla Ergün Göknel gelirdi. Önder Sav, Nur Serter gibi isimler akla gelirdi. 

Bugün kimler geliyor? Fikri Sağlar, Canan Kaftancıoğlu, Selin Sayek Böke gibi isimler.

Devlet ve millet için ortaya koydukları fikirler yüzünden mi akıllara geliyorlar? 

Hayır. Bu milletin milli, manevi değerlerine karşı duruşlarından, paraya aldanışlarından, Merhum Atatürk'e karşı söylemlerinden ötürü.   

Oysa CHP'nin içinde Haluk Koç, Ömer Fethi Gürer, Atilla Kaya, Gürsel Erol gibi bu milletin dinini, dilini, tarihi ve tarihteki misyonunu bilen çok değerli nice isimler var.

Ama maalesef bahsettiğim zihniyet, bu isimlerin önüne geçiyor, CHP'ye gölge ediyor. Bu gölgeden de dinci ve milliyetçi kesim rant sağlıyor. 

Onun için soruyorum; CHP'de geç de olsa bir 'metal yorgunluk' hareketi başlatılacak mı?

Hayır, bu bir saçmalıktır, iftiradır, diyorsanız alacağınız oy dünkü gibi % 20-25 bandındadır. 

CHP muhalefet yapıyor mu?

Bence hayır. İktidar gibi sadece laf yapıyor. Haliyle laf noktasında iktidarın eline su dökemiyor.

Merhum Prof. Dr. Haydar Baş hocamın, "Bu ülkede iktidar sorunu var. Ama iktidardan önce muhalefet sorunu var" diyeli 9 yıl oldu. 

Baş Hocamız bu iddiasının sebeplerini tek tek açıklamıştı. İnsan bir merak edip bakardı ama bakmadılar. Haliyle AKP hep kazandı, CHP hep kaybetti. Asıl kaybeden ise milletimizdi.

Nasıl mı? 

Şimdi CHP, ülkedeki yoksulluktan, geçim sıkıntısından, ekonomi yönetiminden, yolsuzluktan, ranttan, ihalelerdeki soru işaretlerinden, iç ve dış politikadaki geldiğimiz durumdan iktidara yükleniyorlar.

Bunların hepsini ve daha fazlasını haber spikerleri her akşam tekrarlıyor, biz (köşe yazarları) dokunulmazlık zırhımız olmadan anlatıyoruz.

Demek ki, muhalefetin eleştiri dışında başka şeyler de yapması daha lazım. 

Nasıl mı? Geçtiğimiz ay ana gündem asgari ücret idi. CHP ve diğer Meclis'teki partiler, halkın sıkıntısına, enflasyona vs. dikkat çektiler, hükümeti eleştirdiler, ardından da asgari ücret 3 bin, 4 bin TL olmalı, dediler. Nasıl olacağını bile anlatmadılar.

29 yaşındaki BTP lideri Hüseyin Baş ise çıktı ekranlara ve "Bu ülkede yoksulluk sınırı eğer 8 bin 200 TL ise asgari ücret en az 10 bin TL olmalıdır.  

Bugünkü şartlarda asgari ücreti 10 bin TL yapmak için ihtiyacımız olan rakam her ay 10 milyar dolardır" dedi. Dahası bu 10 milyar doları nasıl sağlayacaklarını kaynaklarıyla anlattı.

CHP, İYİ Parti ve diğerleri çekilseydiler aradan milletimiz gerçeklerle karşı karşıya kalacaktı ve hakkını isteyecekti. Ama araya girdiler, gerçek muhalefetin önünü kestiler ve de vatandaşı, iktidarın 2.820 TL 90 Kuruş'una mecbur bıraktılar. Köre ne?