CHP’ye el ense çekildi

Fenerbahçe'nin attığı adımlar geçen sezonu birinci bitiren Galatasaray'ın şampiyonluk zaferini doyasıya kutlamasının önüne geçti.

Medya, şampiyon Galatasaray'ı konuşmak yerine Fenerbahçe'deki başkanlık seçimlerini konuştu. 

Hele Fenerbahçe'nin Jose Mourinho'yu teknik direktörlüğe getirmesi adeta 'geçen yıl kim şampiyon oldu' sorusunun bile unutturdu.

Aynı tabloyu siyasette de yaşadık, yaşıyoruz. CHP, yarım asır sonra bir seçimden birinci parti olarak çıktı. 

AKP 2019'daki Ankara ve İstanbul hezimetini hala hazmedememişken son yerel seçimlerde hezimet üzerine hezimet yaşadı.

Sayın Erdoğan seçim akşamından itibaren ben dahil çok kişiyi şaşırtan bir duruş-üslup ortaya koydu. 

Kimseyi suçlamıyor, ortaya iddialar filan atmıyor, rakiplerini tebrik ediyor ve daha çok çalışıp, yeniden kazanacağız, mesajları veriyordu.

Bu mülayim duruş devam etti. CHP'ye hemen her gün adeta gülücük saçılıyor, devlet ve milletimizin sorunları için karşılıklı diyalogların öneminden, çözüm önerilerinden, her görüşü dikkate alacaklarından bahsediliyordu. Ve bu yeni siyaset taktiğine 'siyasette yumuşama' adını koydular.

Oysa gerçekte CHP'ye el, ense çekilmiş ve arkasına geçirilerek çoktan iki puan alınmıştı.

CHP, Erdoğan ve AKP'nin her iki cümlesinden biri olan 'yeni anayasa' başlığına karşılık 'parlamenter sistem' şartını koyamadı.

CHP, neden sadece biz? Diğer siyasi partilerle neden muhatap olmuyorsunuz, sorusunun sormadığı gibi cevabını da merak etmedi.

Karşılıklı gidip, geldiler, açıklamalar yaptılar. AKP her yumuşama kelimesinin ardına 'yeni anayasa' ibaresini koydu ve sahip olduğu medya gücüyle kendilerinin devlet ve millet için herkes ile herkesim ile işbirliği yapacağı mesajını verdi.

El, enseyi yiyen CHP çaresiz kalmıştı. Meydanlarda enflasyondan, pahalılıktan, çay-buğday fiyatlarında şikâyete başladı. Bir hafta önce görüştüğü Erdoğan'ı suçladı.

Erdoğan bu fırsatı kaçırır mı? Anında çıktı ve muhalefeti, 'nefret dili' kullanmak yerine daha yapıcı olmaya davet etti. Böylece 2 puan daha aldı. Yani seçim zaferini kutlayamadan arka plana düştü. Hem de kendi eliyle.

Unutmayın!

Sadece siyasette değil hayatın her alanında hatasını kabul etmeyen, 'ben' diyen, aynı formülleri deneyerek başka sonuçlar bekleyen kişi, kurum ve yapılarla 'merhaba' edilir ama müzakere ve istişare edilmez.

Yumuşama ve MHP

Bugüne kadar ekonomi, iç ve dış politika, hukuk, eğitim, sağlık, terör başlıklarında tek bir çözüm önerisi ortaya koyamayan MHP bu yumuşama başlığıyla ilginç bir sertleşme gösterisi yaptı.

Saha önce 'hainsin diyorsam, dedirten sensin' şarklısıyla yürüyüş yapan Sayın Bahçeli bu kez parmağında 'Allah, bana yeter' yazılı yüzük ile mesajlar verdi.  

Tabi medya 'Cumhur ittifakı' dağılıyor mu, sorusuna bin bir dereden sular getirerek cevap bulmaya çalıştı.

Arkadaşlar! Ortada bir 'cumhur' yani çoğunluk yok. Olmayan şey dağılmaz. Yaşadığımız ise 'devletin imkânları bizim elimizde, biz ne dersek o' yönetim şeklidir. Bu şekli değiştirecek olan da milletimizdir. 

Cumhur İttifakı'nın ilkeleri

Cumhur ittifakı dağılıyor mu, tartışmalarının yalandığı günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başdanışmanı Ahmet Selim Köroğlu, sosyal medya hesabından Cumhur İttifakı mensuplarının 'hassas olması gereken önemli ilkeleri'ni açıkladı;

Her düzeyde görev alan Cumhur İttifakı mensuplarının hassas olması gereken önemli ilkeler şunlardır;

1-Cumhur ittifakına her ortamda sahip çıkmak.

2-Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ve 50+1 e sahip çıkmak.

3-Tam bağımsız Türkiye idealine sahip çıkmak.

4-Terörle ve teröristlerle mücadeleye kesintisiz sahip çıkmak.

5-Milli devlet iradesine sahip çıkmak.

6-Türkiye yüzyılı vizyonuna sahip çıkmak.

7-Halka dayalı siyasetten taviz vermemek.

8-Mütevazi olmak, kibirden uzak durmak.

9-Ve en önemlisi Ülke lideri Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a inanmak ve güvenmek.

Sayın danışman! İman ilkelerini de yazar mısınız?

S. Soylu

Ömründe bir güvenlik makalesi dahi okumadan 7 yıl İçişleri Bakanlığı koltuğunu işgal eden S. Soylu, şimdi tartışmaların odağında olan Cumhur İttifakı ile ilgili kendi internet sitesinden bir makale yayınladı.

Makalenin başlığını, 'Cumhur İttifakı saldırılarının altında ne yatmaktadır? Böl, parçala, yönet' okuyunca gerisini okumaya gerek yok, dedim. 

Neden mi? Tıynetini yazmış. Onu da biliyoruz zaten!