Çılgın projelerden 'deli rant' çıkacak

Tüketici Dernekleri Federasyonu'ndan (TÜDEF), Başbakan Erdoğan'ın Ankara ve İstanbul için açıkladığı projelere tepki geldi. Başkan Yardımcısı Ali Çetin projelerin "delilik" dışında hiçbir kritere uymadığını kaydederek, "Deli projelerin en önemli özelliği inşaat ve rant yaratmaya dayanmasıdır" dedi Tüketici Dernekleri Federasyonu'ndan (TÜDEF), Başbakan Erdoğan'ın Ankara ve İstanbul için açıkladığı projelere tepki geldi. Başkan Yardımcısı Ali Çetin projelerin "delilik" dışında hiçbir kritere uymadığını kaydederek, "Deli projelerin en önemli özelliği inşaat ve rant yaratmaya dayanmasıdır" dedi. Başbakan Erdoğan'ın İstanbul'da açıkladığı Çılgın Proje'nin ardından Ankara'da da bu hafta açıkladığı projelere TÜDEF tepki gösterdi. Bu projelerle yeni rant alanları yaratılmaya çalışıldığına dikkat çeken Başkan Yardımcısı Ali Çetin, "TDK sözlüğüne göre, 'çılgın proje'nin başka bir anlamı da 'deli' projedir. Proje'nin anlamı ise önceden plan ve programı yapılmış, maliyeti hesaplanmış, yetkili organlar tarafından onaylanmış, gerçekleştirilmesi devlet veya özel kurum adına kabul edilmiş bilimsel çalışma tasarısıdır. Oysa söz konusu açıklamalara bakıldığında açıklanan projeler 'deliliğin' dışında hiçbir kritere uymamaktadır" diye konuştu. Açıklanan projelerin planı ve programı olmadığını, maliyeti hesaplanmadığını ve hiçbir organ tarafından onaylanmamış, bilimsellikten uzak olduğunu savunan Çetin, şöyle devam etti: "Açıklanan deli projelerin en önemli özelliği inşaat ve rant yaratmaya dayanmasıdır. Her iki projenin de altında yatan duygu arsa vurgunu, inşaatların yandaşlarca paylaşılması, arsa ve yapım aşamasında dağıtılacak karlar ve komisyonlara dayanmaktadır. Merak ettiğimiz bir konu da Ankara ve çevresi ile 'Kanal İstanbul' denilen deli projenin geçeceği arsaların hali hazırdaki sahipleri ile buralarda başlayan arsa alım-satım hareketliliğinin kimlerce yapıldığıdır. Çünkü özellikle Ankaralı tüketiciler Ankara'nın dört bir yanındaki arsaların kimler tarafından toplatıldığını çok iyi biliyorlar. 'Deli proje' yapanların bu projelerinin en azından telaffuz edilen rakamlarına bakarak bunun gerçekleşemeyeceğinin ya da dünya bankası gibi ekonomik emperyalist odaklara ülkenin uzun vadeli geleceğinin ipotek edilerek on yıllarca görülmemiş bir zam ve zulümle, diktatörlükle ancak gerçekleşebileceğini bilmemeleri düşünülemez. Bunu düşünmüş olmalılar ki gelecekteki tüketicilerin, yurttaşların tepkilerinden korktukları için polis devletini acımasızca güçlendiriyorlar. Tüm yurdu her yanı kamera ve dinleme aygıtları ile örüyorlar, daha büyük cezaevleri tasarlıyorlar."Ali Çetin, tüketicilerin hükümetten ve daha sonra hükümet olacaklardan deli saçmalıkları değil somut talepleri olduğuna da dikkat çekti. Tüketicilerin öncelikle gerçek anlamda demokrasi ve özgürlük istediğini kaydeden Çetin, "Ülkelerinde güven ve huzur içinde yaşamak istiyorlar. Asgari ücretten vergi alınmamasını, asgari ücretin 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının üstünde olmasını istiyorlar. Başta hükümetin ve yerel yönetimlerin tüketiciyi soyma planlarından vazgeçmesini, gıda fiyatlarının düşürülmesini, dolaylı vergilerin OECD ülkelerindeki orana çekilmesini istiyorlar. Tüketiciler eğitimin şifresiz olmasını, üniversitelerin özerk olmasını istiyorlar. Öğrencilerin sırtlarından polis copunun kalkmasını istiyorlar. Ücretleri ile orantılı elektrik, su, akaryakıt ve gıda, et fiyatı istiyorlar. Ülke tarımının ve hayvancılığının yabancı şirketler ve ülkeler lehine yok edilmesi politikasından vazgeçilmesini istiyorlar. Ülkenin GDO'lu ürünler cenneti olmaktan çıkarılmasını, HES denen gözü dönmüşçesine yapılan talanın sona ermesini, nükleer tehlikeden uzak yaşamak istiyorlar. Bizler deli değil akıllı projeler istiyoruz" dedi.