logo
28 MART 2024

Cinayet Diyaloğun meyvesi

15.02.2006 00:00:00
BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, "Diyalog artık iflas etti. Rahibin katil zanlısı, diyalogun çocuğu. Bu olay diyaloğun meyvesidir. Diyalog, bunun dışında bir netice vermez."dedi

BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Trabzon'da Santa Maria Kilisesi papazının öldürülmesi olayını "Haydar Baş ideolojisi ile yetişme"ye mal etme şeklinde kendini gösteren çirkin iftiralara karşı bir değerlendirme daha yaptı. Partisinin Başkanlık Divanı toplantısı öncesinde konuyu değerlendiren BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, olayın kendi ideolojisi ile yetişmenin değil Dinlerarası Diyalog faaliyetlerinin bir ürünü olduğuna dikkat çekti. 

Geçmiş iyi bilenmezseTürkiye'nin bu noktalara nasıl geldiğini  anlamak için geçmişin çok iyi bilinmesi gerektiğini, bu çerçevede de İngilizlerin Osmanlı'nın hakim olduğu topraklarda hakimiyet kurmak için binlerce ajanı nasıl devreye soktuklarını, bu ajanları nasıl kullandıklarını, Arap İslam âleminden yandaşlar edinmek ve onlara yeni bir mezhep kurdurmak suretiyle nasıl büyük fitnelere yol açtıklarını, ifsad edilen insanlar sayesinde Hicaz bölgesinin nasıl hallaç pamuğu gibi atıldığını, Lawrence'in çalışmalarıyla Osmanlıyı nasıl arkadan vurarak o bölgeden çıkardıklarını anlatan, İmparatorluğun başını yiyen aynı oyunun Anadolu toprakları için de sergilendiğine dikkat çeken Prof. Dr. Haydar Baş,  şunları söyledi: 

Türkiye'ye oynanan oyun"Hicaz topraklarında bu oyun oynanırken Anadolu topraklarında da hayatını süren, bazen Rusya'da ömrünü geçiren, bazen bizim Güneydoğu'da, İstanbul'da ortaya çıkan insanların da Afganlı Cemalettin denilen bir adamın etrafında yine İngiliz'in talimatıyla toplandıklarını görüyoruz.

İttihad-ı İslam diye bir cemiyet kuruyorlar. Halife'nin görevi, İslam alemini birarada tutmak, birliği temin etmek değil midir? Peki samimi müslüman olanın o günün şartlarında kimin yanında olması lazım? Halifenin yanında olması lazım. Halifenin yanında olması lazım gelen bu insan İngiliz'in talimatıyla Cemalettin Efgani tarafından kurulan İttihad-ı İslam'ın asıl üyelerinden biri, kurucusu oluyor. Zamanı gelince bu bohçalar açılacak? Kim kimin adına çalıştı, bunlar ortaya çıkacak. Bu insanlar, çok gariptir ki imparatorluğun zevalini hazırladıktan sonra yeni kurulacak olan cumhuriyete rıza göstermiyorlar, Mustafa Kemal'in karşısına çıkıyorlar.

Kuvva harekâtına 'eşkıya harekâtı' diyorlar. Şimdi onların uzantıları o günden bu tarafa çok ciddi boyutlara ulaşmış, Dinlerarası Diyalog çalışmasının da merkezine gelmişlerdir. Maalesef bugünkü siyasi iktidar da gerek bilerek gerekse bilmeyerek bunun yağdanlığı durumunda, çanak tutma durumunda kalmıştır. Biz, sürekli olarak 'Dinlerarası Diyalog, aslında bir dini hareket olmayıp insanımızı hıristiyanlaştırma, Müslümanı hıristiyan yaparak ayağının altındaki toprağını alma harekâtıdır' diye ifade ettik. Dinlerarası Diyalog faaliyetlerinde İslam anlatılmaz. Devamlı çocuğun beynine hıristiyanlık işlenir. Bilerek ve bilmeyerek bir noktadan sonra da o çocuk teslim bayrağını çeker, yani hıristiyan olur.

Müslüman bir Türk'e 'Ben Türk değilim' sözünü hiç kimse söyletemez. Çünkü Türklükle İslam birleşmiştir, kardeştir. Onun için bunların en çok korktuğu şey Türk İslam sentezidir. Niye korkuyorsun? Bu Türk, bin yıldan beri müslüman olmuş, dinine de hizmet eden bir millettir. Türk'ün müslüman olması çok farklıdır. Duygularını, hayallerini, her şeyini, insanlığın rahatı, mutluluğu, adaleti için dünyaya, insanlığa taşır. Can, mal, namus, din ve vicdan emniyetine insanlık kavuşsun diye Türk bunu hayatına geçirdi ve uygulamada şampiyonlar şampiyonu oldu. İrkilen, korkulan bu. Hedef bu toprakları işgaldir. Onun için insanımızı hıristiyanlaştırmak suretiyle Türklükten Ermeniliğe, Rumluğa tebdil etmek istiyorlar.  Diylaoğun asıl maksadı Türkiye'de budur. Onun için biz siyasi iktidarı çok ikaz ettik. 'Yanlış yapıyorsunuz. Bu dine hizmet değildir. Bilakis Türk milletini mihrakından çıkartıp şu veya bu oyunla milletin karşısına milleti geçirmektir. Milleti birbirine düşman etmektir' dedik."

Fail de, sebep de, adres de belli"Tabii çok güçlü ve de bu konuda tecrübeli olan hıristiyan din adamları ve etrafı, olaya bir de maddi boyut katınca benim çocuklarım yavaş yavaş bir de bakıyorsunuz bölük bölük dininden kopuyorlar. Ama gel gör ki onların hesabıyla kaderin hesabı buluşmadı, çatıştı. Basit bir menfaat yüzünden Trabzon'da kavga çıktı. 'Az verdin, çok verdin' kavgası çıktı. Ve neticede bir papaz darülbekaya uğurlandı. Tabii bu olay hiçbir Müslüman Türk vatandaşının kabul edeceği bir olay değildir. Çünkü bir insanı öldürmek bir âlemi öldürmektir. Bizim inancımızda bu vardır. Aynı zamanda bu papaz arkadaş bizim misafirimizdir. Türk milleti, misafiri yılan olsa onu koynunda besler.

Zerre kadar zarar vermez. Zarar vermek isteyene de müsaade etmez. Bizim özümüz budur. Diyalog yolunun geldiği neticede bir de baktık ki bir papaz cinayeti, ortada bir katil, bir maktul var. 16 yaşındaki katil delikanlı 'Ben her âyin başına 100 dolar alıyordum. Beş arkadaşımı getirdim. 500 dolar daha almam gerekiyordu. Verilmedi. Ben de tabancayı aldım, geldim, papazı öldürdüm' diyor. Olay anlatılıyor. Gizli kapaklı hiçbir şey yok. Fakat tabii diyalog artık iflas etti.  Savunacak bir tarafı kalmadı. 'Kime bu faturayı keselim?' arayışına girdiler. 'Devamlı surette trendi yükselen, halk arasında gönül boyutuyla fevkalade sevilen bir hareket var. Bir Bağımsız Türkiye hareketi var. Bu, Milli Ekonomi Modeli ile sokakta, kahvede, her yerde konuşuluyor. Hususi, resmi bürolarda herkes BTP'nin Milli Ekonomi Modelini konuşuyor. Ne yapalım da bunun önünü keselim?

Elimize tam da bir fırsat geçti. Bu fırsatı değerlendirelim' dediler. Bu çocuk, diyalogun çocuğu. Bu olay diyalogun ürünü, meyvesi. Bunun dışında diyalog bir netice vermez. Katil verir, maktul verir. Bu gerçeğin üstünü kapatmak istediler. Ve bu delikanlının Haydar Baş'ın zihniyetiyle, ideolojisiyle yetiştiğini ileri sürdüler. Keşke öyle olsaydı. Ne elinde silah olurdu, ne dilinde kilise. Yani çocuğun elinde, dilinde ve gönlünde silah, kilise ve papaz olmazdı. Fakat çok enteresandır. Allah'ın tecellisi bu ya. Olayları gösterecek ya. Bu çocuğun annesi de Ak Partisi Trabzon il teşkilatının teşkilat başkanı mı, ikinci başkanı mı ne? O ablamızı de ben Bağımsız Türkiye saflarına davet ediyorum. Gelirse hem neslini kurtaracak, hem de memleketini. Kurtuluş Bağımsız Türkiye'dedir."

TÜRKİYE'NİN TEK YOLU KALDI"Olayın başka bir versiyonu var. Bu arkadaşlar insanımızı beş kuruşa muhtaç ettiler. Gencimizi bir dilim ekmeğe muhtaç ettiler. Ve 'para kazanacağız' diye çocuklarımızı âyinlere sürüklediler. 3 Kasım seçiminde bunların söylediğine göre değnek uzanacak apartmanlar dikilecekti. Değnek uzanacak yollar yapılacaktı. Fabrikalar açılacaktı. İşsizler iş bulacaktı. Ben ise 'bunların hiç biri olamaz' demiştim. Bu sistemde değil sayın Tayyip bey, Hz. Cebrail gelsin hiçbir şey yapamaz. Yapılacak olan tek şey vardır. Buradan milletime açık ve seçik olarak söylüyorum; Türkiye'nin tek yolu kaldı. O da Milli Ekonomi Modelini iktidar etmektir. Aksi takdirde Türk coğrafyasını saranların, kuşatanların ihanetleri ile Türk milleti karşı karşıya kalabilir. Milletim şayet bu büyük tehlikeyi görüp Bağımsız Türkiye ile beraber olmazsa hepimizin geleceği çok ama çok karanlıktır. Tek aydınlık yol BTP'nin en kısa zamanda iktidar olmasıdır.

 
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
BTP İBB Adayı Cihan Erdoğanyılmaz: Gençler BTP’ye akın ediyor
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
BTP İBB Adayı Cihan Erdoğanyılmaz: Gençler BTP’ye akın ediyor
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'

Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

 
İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor.
28.03.2024 17:50:00 / Güncelleme: 28.03.2024 17:54:49
HASAN PARLAK
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler güruhu olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor. Nitekim Gazze'de soykırım yapan Yahudi askerleri, işgal ettikleri bölgede her türlü rezalete imza atıyor. Hatta rezaletlerini sosyal medyada paylaşmaktan da geri durmuyor. Reuters ajansında yer alan görüntüler de Yahudi askerlerinin ne kadar 'insanlık sınıfı'nın dışında olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim İsrail askerleri, Filistinlilerin evlerinde bulunan iç çamaşırlarıyla oynadıklarını gösteren fotoğraf ve videoları yayınlamaktan geri durmadı. Videolardan birinde Gazze'deki bir odada bir koltukta oturan İsrailli bir asker sırıtıyor, bir elinde silah, diğer elinde beyaz saten iç çamaşırını kanepede yatan bir yoldaşın açık ağzının üzerine sallıyor. Böylece Yahudi askerlerin insan olmadığını, başka tür bir mahluk olduğunu tüm dünyaya haykırıyorlar. 

Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde

Geçen yıl yaşanan müsilaj tehlikesiyle büyük bir mücadele gerçekleştirmek zorunda kalan Marmara Denizi, atıkların denize boşaltılması devam ettiği için bu yıl da ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkacak. Marmara şimdiden alarm vermeye başladı
28.03.2024 14:55:00 / Güncelleme: 28.03.2024 15:00:59
Ahmet Haydar Tarhanlı
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Müsilaj, kapalı denizlerde zaman zaman ortaya çıkan bir salgıdır. Fitoplankton adı verilen mikro alglerin aşırı çoğalması sonucu ortaya çıkar. Bu mukoza benzeri yapı, suyun içindeki mikroorganizmalar için uygun bir beslenme habitatı oluşturur ve zararlı canlılar da bu salgının üzerinde toplanır.

Denizin üstünde gördüğümüz beyaz, köpük benzeri yapı aslında "buzdağının görünen kısmıdır". Denizin altında ise bu salgı bir tül gibi uzanır.

Marmara Denizi, geçen yıl su yüzeyini ve derinlerini saran müsilajla boğuştu. Müsilajın yoğunluğu arttı ve çevresel kaygılara neden oldu. Bu sene de müsilaj tehlikesiin Marmara'yı tehdit edeceği ifade ediliyor.

Müsilajın temel sebebi, atıkların denize boşaltılması. Bu sebep temelden çözülmedikçe müsilaj sorunu artarak devam edecek.

Deniz biyoloğu Mert Gökalp, "Marmara Denizi feryat ediyor. Bu, Marmara Denizi'nin foseptik çukuru olabileceğinin bir sinyali" uyarısını yapıyor.

Profesör Mustafa Sarı, Marmara Denizi'ne arıtmadan atık boşaltımının acilen durması gerektiğini vurguluyor.

Hidrobiyolog Levent Artüz ise bu durumun bir zincir ve sonuç olduğunu ifade ediyor.

Gelecekte ne bekliyor?

Müsilajın yakın ve uzak gelecekte Marmara Denizi'ni, deniz canlılarını ve çevresinde yaşayan insanları nasıl etkileyeceği henüz net değil.

Ancak çözüm için atık yönetimi, arıtma tesislerinin etkin kullanımı ve bilinçli tüketim önemlidir.

İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'ni takip etmek isteyen ulusal ve uluslararası basın mensuplarına yönelik Ankara ve İstanbul'da "basın merkezi" kurulacak.
28.03.2024 12:38:00
Anadolu Ajansı
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Başkanlıktan yapılan açıklamaya göre, 31 Mart'ta yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nin Türkiye'nin yanı sıra uluslararası kamuoyunda da ilgiyle takip edilmesi bekleniyor.

Başkanlık tarafından kurulacak basın merkezleri ile ulusal ve uluslararası basın mensuplarının seçime ilişkin gelişmeleri sağlıklı ve hızlı şekilde takip etmelerine katkı sunulması amaçlanıyor.

Basın merkezleri gün boyunca, ulusal ve yerleşik uluslararası basın mensupları ile seçimleri izlemek üzere yurt dışından gelen uluslararası basın mensuplarının kullanımına açık olarak hizmet verecek.

Ankara ve İstanbul'da kurulacak basın merkezlerinde seçim sonuçlarına dair veriler, Anadolu Ajansı (AA) tarafından sağlanacak. Basın mensuplarına seçim sonuçlarını anlık takip etme imkanının yanı sıra teknik altyapı, simultane tercüme ve canlı yayın imkanı sunulacak.

Gün boyunca akademisyenler, kanaat önderleri, kamu kurum temsilcileri tarafından da ziyaret edilecek basın merkezlerinde, ulusal ve uluslararası basın mensupları konuklarla röportajlar yapabilecek.

Öte yandan, basın merkezlerinde, Türkiye'nin geçmişten bugüne çok partili siyasi hayatı, demokrasi ve seçim tecrübeleri, seçim kampanyalarına ilişkin fotoğraf ve görüntüleri içeren "Türkiye'nin Seçim Tarihi ve Demokrasi Tecrübesi" temalı sergi yer alacak.

Ankara'da Point Hotel'de, İstanbul'da The Marmara Taksim'de kurulacak basın merkezleri 31 Mart Pazar günü saat 14.00'ten itibaren basın mensuplarının hizmetine açık olacak. 

Akkuyu'da büyük eylem

Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali olan, Rosatom Enerji Şirketi tarafından Mersin'in Gülnar ilçesindeki Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde taşeron firmanın çalışanları, maaş alamadıklarını belirterek bazı bölümlerde iş bıraktı
28.03.2024 10:11:00 / Güncelleme: 28.03.2024 10:15:27
İhlas Haber Ajansı
Akkuyu'da büyük eylem
Akkuyu'da büyük eylem
Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali olan, Rosatom Enerji Şirketi tarafından Mersin'in Gülnar ilçesindeki Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde taşeron firmanın çalışanları, maaş alamadıklarını belirterek bazı bölümlerde iş bıraktı.

Mersin'de yapımı devam eden Akkuyu NGS inşaatında çalışan işçiler, taşeron firmanın maaş ödemediğini ileri sürerek eyleme başladı. Dün yüzlerce işçinin iş bırakmasıyla başlayan eylem nedeniyle bölgede güvenlik tedbirleri de arttırıldı. Maaşlarının yatmadığını belirten işçilerin bugün de iş bırakma eylemlerine devam ettiği öğrenildi.

Daha önce de birçok kez Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ndeki taşeron firmanın işçileri maaşlarını alamadıkları gerekçesiyle eylemler yapmıştı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.