Toprak Dede... Yani Hayrettin Karaca, bağımsızlığı, ulusalcılığı, yurtseverliği yalnız beyninde düşünce olarak dolaştırmaz, kendi yaşamında da uygular... Her adımını bu bilinçle atar... Her anını bu bilinçle yaşar... Birisinin "pardon", "baybay", "okey" falan dediğini mi duydu... Hemen sorar "Bu söz Türkçe mi?", "Bunun Türkçesi yok mu?"... Düzeltir ama kimseyi kırmaz... Bir köy bakkalının tabelasında "Market" sözcüğünü görünce köylüleri örgütleyip tabeladan market sözcüğünü sildirdiği bilinir. Yabancıların Türkiye'yi aşağılayan sözlerini sindiremez, oturur karşılığını verir. Son olarak Condoleezza Rice'a bir mektup döşenmiştir.Geçenlerde uçakla bir yerden bir yere gidiyor... Hostes yiyecek servisi yaparken Toprak Dede'ye de ne içeceğini soruyor:- Ayran, diyor Dede..- Efendim, anlamadım?- Ayrannnn!- Maalesef ayran yok efendim...Toprak Dede yüksek sesle soruyor:- Coca Cola var değil mi?- Var efendim...- Coca Cola içip paramızı Amerika'lara gönderelim... Ama ayran içip Türk çiftçisine göndermeyelim... Bu nasıl iş? Biz Amerikalı mıyız?Birkaç yolcu daha sonra gelip Toprak Dede'yi kutluyor. Dede onlara diyor ki:- Beni kutlayacağınız yerde siz de yüksek sesle aynı şeyleri söyleseniz ya...Bir defasında Coca Cola içen köylülere de şöyle çıkışmıştır:- Cola içiyorsunuz, paranız Amerika'ya gidiyor, Amerika da o parayla silah yapıp Irak'ta, Afganistan'da Müslüman kardeşlerimizi öldürüyor...Toprak Dede, insanların bilgilendikçe bilinçleneceğini, hakkına, hukukuna, ülkesine, milletine sahip çıkacağını düşünüyor... İnsanlar (demokratik) tepki verirse ülkenin düzeleceği kanısında... IMF'lere, ABD'lere, AB'lere mahkûm ve muhtaç olmayan, bağımsız, onurlu bir toplum ve ülke düşlüyor...85 yaşında... Her konferansta, her toplantıda bu görüşlerini anlatıyor... Çan çalıyor...Ona kulak verelim...Melih Aşık / Milliyet