Cümleten selamün aleyküm!

Hani hep deriz ya! Şu gün bir bitsin, şu ay bir geçsin, önümüzdeki yıl bir gelsin? Birde bakarız ki! Hepsi gelmiş ve geçmiş. Ya geriye ne kalmış? Doğup, büyüdüğüm topraklara (ArtvinŞavşat) ailecek gittik. En son 2008'de, 22 artı 2 saatlik karayolu ile gitmiştim. Bu sefer hava yolunu tercih ettik. Trabzon havalimanından çıkar çıkmaz Sayın Erdoğan ile karşılaştım. İstanbul'da alışmıştık; her köşe başında, yol kenarı billboardlardaki Erdoğan resimlerine. Burada da karşılaşmak beni biraz şaşırttı?İnanın aklıma ilk gelen şey; Cumhuriyetimizin kurucusu M. Kemal Atatürk'ün heykellerini hazmedemeyen ve yıllarca "beton Kemal" diye kendilerince hafife alan anlayışın, kâğıt üzerinde her tarafı kaplayan Erdoğan resimlerini nasıl tasvir edeceklerini düşündüm?Hopa'ya kadar yol zemini iyi ama kafanızı kaldırdığınız da bağrınız yanıyor. Her üst geçitte?Şehit er TÜRKOĞLU TÜRKŞ. Onbaşı TÜRKOĞLU TÜRKŞ. J. Çvş. TÜRKOĞLU TÜRKŞ. Teğmen TÜRKOĞLU TÜRK?Gibi bu vatanın, bu devletin bölünmez bütünlüğü için canını vermiş canların, isimleri yazılmış bu üst geçitlere?İlginç olan ise Karadeniz sahilinin hemen hemen hepsi açılım sahibi, Apo ile el sıkışan AKP iktidarına ait belediyelerden oluşuyor. Yani bu şehitlerin isimlerini her daim hatırlamamıza sebep olanlar "bebek katili" ile el sıkışan anlayış. Yani ya Karadenizli aldanmış? Ya da Karadenizli aldatılmış? (birilerinin de, sadece Karadenizliler mi! Dediğini duyar gibiyim?)Hayatımda Cumhurbaşkanından bireysel bir fayda göreceğim aklıma gelmezdi. Ama bu yolculuğumda Sayın Abdullah Gül'den bayağı bir faydalandım.Dediğim gibi Hopa'ya kadar yollar iyi. Ya Hopa'dan sonra! İyileştirilmiş. Benim hatırladığım, 1983 yılında Kenan Evren gelmişti Artvin'e. Ondan sonra ilk gelen Sayın Gül. Haliyle yollar iyice bir yamalanmış. Bizde bu yollardan Artvin'e ulaştık. 18 yılımın geçtiği Artvin gelişmiş. Yeni binalar, çevre düzenlemeleri vs. yapılmış. Değişmeyen ise nüfusu, hala 25 bin. Çoruh'u gördüğümden üzüldüm? Bir zamanlar yüzerek karşıdan karşıya geçtiğim koca Çoruh nehrini şimdi yürüyerek geçebilirsiniz?Barajlar yapılmış, yapılıyor. HES'ler kurulmuş. On binlerce ağaç kesilmiş. Ama elektrik fiyatları aynı? Artı vatandaş kullanmadığı elektriğin bedelini de ödemeye devam ediyor. Ve Şavşat'tayız. Şavşat'ta da binalar yükselmiş. Ama Artvin misali nüfusu 13 yıl öncesiyle aynı; 7500. Nerde bu millet? Bu binalarda kim oturuyor anlamadım gitti?Köy yoluna girince, anılar başlıyor buram buram kokmaya? Eski Fordlara 20, 25 kişi binerdik. Haliyle bize üst bagaj düşerdi. O zamanlar minibüslerin vazgeçilmezi poşetti. Şoför bey! Bir poşet gönder? Ya kamyon ve traktör kasalarında ayakta kalma mücadelesinin tadı ise, bir başkaydı?Alabalığın hasının kendi kendine yetiştiği, kendi ellerimizle göl yapıp, yüzdüğümüz, inşaat için kum çıkardığımız dereler hala aynı berraklığında, gürül gürül akıyor. Hayvanları otlattığımız, kışlık yakacaklarımızı hazırladığımız ormanlar ise neredeyse terk edilmiş, sessizliğe bürünmüş. Dağlar her daim yalnızdı. Şimdi ise sessiz? Ve evimizin önündeyiz. Eskiden "Oğlum" diyerek kollarını açan annem, babam şimdi torunlarını kucaklıyorlar. Demek ki yaşlanmışız? (Sosyal ve siyasi gözlemlerimi yarın yazayım?)