Darbe girişiminin kodları

 Hain darbe girişimi süreciyle, bir musibet bin nasihatten evladır, atasözümüzü capcanlı yaşıyoruz.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın 20 yıldan beri binlerce nasihat ve ikazlarına rağmen FETÖ tehdidini ve küresel sömürgecilerin tuzaklarını fark etmeyen sivil-asker topyekun milletimiz, bir musibetle gözlerini açtı.
Bundan sonra da gözlerimizin önüne konacak çöpler, görüş alanımızı mertek gibi kesmemelidir.
Ülkemiz ve coğrafyamız üzerindeki hesaplar son bulmadığına göre, darbe girişiminin kodlarını çok iyi okuyarak bundan sonrası için akl-ı selim tedbirler almak gerekiyor.
Bu bakımdan darbe girişiminin kodlarını doğru okumak, 15 Temmuz girişimini önlemek kadar önemlidir. Zira siyasilerin dikkat çektiği muhtemel darbe denemeleri de ancak böyle önlenebilir.
Prof. Dr. Baş, Dini Ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler adlı eserinde ve bu konu etrafında yaptığı konuşmalarında, ülkemiz ve bölgemiz üzerindeki tuzak ve fesat girişimlerin ana kodlarına çeyrek asırdan beri dikkat çekmektedir: 
İngilizlerin Şark Projesi + Amerika'nın yeni Dünya Düzeni ve Büyük Ortadoğu Projesi + Vatikan'ın Dinlerarası Diyalog Projesi + AB'nin Etnik Parselasyon Projesi ve NATO'nun Türk milletinin koruyucu zırhı olan orduyu bitirme planları?
Bunlar, genel ölçekli ana kodlar!
Koca Osmanlı bu eksende darmadağın edildi.
Hicaz bölgesini bu eksende kaybettik.
Milli Mücadele'yi bu eksende verdik.
Geçmiş darbeler ve 15 Temmuz hain darbe girişimi de bu eksende yaşandı.
Cumhurbaşkanı başta olmak üzere siyasetin öncüleri, 15 Temmuz itibariyle Amerika, CIA, NATO ve Avrupa Birliği ülkelerini "darbecilerin hamileri" şeklindeki nitelediler. Bu teşhis, ana kodun fark edildiğini gösteriyor.
Bu bağlamda Cumhurbaşkanı'nın ''Suriye'de, Irak'ta, Libya'da oynanan oyunu da bozacağız. Bunların hiçbiri, ülkemizde yaşananlardan bağımsız değildir, hepsi aynı senaryonun farklı sahnelerinden ibarettir" şeklindeki tespit ve çıkışı da son derece hayatidir.
Kurulan tuzak ve darbe girişiminin sair temel kodlarına gelince; toplum şayet bunları algılayabilirse, geleceğin muhtemel FETÖ'larını da öngörmüş olacaktır.
Prof. Dr. Baş, özel ölçekli kodlardan birkaçını, Humpher'in hatıratındaki İngiliz Sömürgeler Bakanlığı'nın talimatnamesinden aktarıyor:
1 - Sünni ve Şii Müslümanlar arasında mezhebî ihtilafları körüklemek, 
2- Hz. Peygamberin dinden maksadının sadece İslam olmadığını; bilakis Yahudi, Hristiyan ve diğer dinlerin takipçilerinin de Müslüman oldukları anlayışını yaymak,
3- İslam ülkeleri içinde ve dışında Müslümanlar ile gayr-ı müslimler arasında çatışma ve kargaşa yaratmak; Müslüman fırkalar arasındaki İslam ittihadını zayıflatmak (Dini Ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler, s. 102, 114-115, İcmal Yay, İstanbul-2000, 10. baskı).
İngiliz öncülüğündeki Haçlı dünyası, asırlardan beri bu eksende mezhep ve tarikatlar imal etti; Müslüman cemaatleri, hacıları, hocaları avladılar, kendilerine bağladılar.
Vatikan'ın Dinlerarası Diyalog misyonunu ve Amerika'nın taşeronluğunu üstlenmiş FETÖ'nun beslendiği dinsel-kültürel kaynak ve geçmiş aktörler, FETÖ gibi daha birçok grubu hala semirtmektedir. 
Bu cümleden olarak II. Abdulhamid Han'a ve Milli Mücadele'ye karşı İngiliz-Yunan safında yer tutmuş Said Nursî'nin "Misyonerler ve Hıristiyan ruhanileri hem nurcular çok dikkat etmeleri elzemdir, ittifak etmeleri lazımdır? Şimal cereyanı kendini müdafaa etmek fikriyle İslam ve misyonerlerin ittifaklarını bozmaya çalışacaktır" perspektifi, en az FETÖ kadar riskli kodlardır (Emirdağ Lahikası Sayfa, s. 147).
FETÖ bu perspektiften yola çıkarak Ehl-i Kitap ile amentüde, Amerika ile de siyasette ittifak etmiştir.
Türkiye'nin Rusya ve komşularıyla yakınlaşma ihtiyacı içinde olduğu şu hayatî süreçte, bu kodlardan gelecek provokatif ataklara karşı siyasî basireti kuşanmak gerekiyor.
Aynı şekilde; İngiliz Sömürgeler Bakanlığı'nın "Sünni-Şia ihtilaflarının körüklenmesi ve Müslüman gruplar arasında çatışmalar türetilmesi" talimatı ekseninde misyon icra edip kendileri dışındaki herkesi tekfir eden ve Milli Mücadele'nin en zor anlarında isyanlar çıkartan İngiliz imalatı tarikatların FETÖ beslemesi müdavimlerine de, en az FETÖ kadar dikkat etmek gerekiyor. 
Ülkemizde ve bölgemizde kendi mezhep, tarikat yahut partisinden olmayan her bir Müslümanın katline fetva uyduran bu güruh, Amerikan imalatı IŞİD ve el-Kaide'nin kuzu postuna bürünmüş yerli versiyonlarıdır.
Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde oyun kuranlar, FETÖ'da olduğu gibi, bundan sonra belki bunlara işlerini gördürecekler.
İki hafta öncesine kadar FETÖ'dan beslenen ve onlarla aynı safta duran bu gurüh, yeni süreçte güya FETÖ karşıtı amigoluk yaparak kendilerini suret-i haktan göstermekte, Cumhurbaşkanı'nın da etrafını sarmaktadır.
FETÖ'ya dair "Ne yazık ki ciddi manada yanılgıya düşmüşüz, Allah bizi affetsin" diyen Cumhurbaşkanı'nın belki en çok dikkat etmesi gerekenler bunlardır.
20 yıldan beri FETÖ'ya karşı duran tek asil adam Haydar hoca, turnusoldur. FETÖ tuzağı bozulduktan sonra kimler ona karşı FETÖ ağzıyla konuşuyor, tekfir ediyor, yalan ve iftiralarla taarruz ediyorsa; yeni dönemde FETÖ misyonunu onlar yürütüyor demektir.
Birliğimiz, dirliğimiz, ülkemiz, milletimiz ve bölgemiz üzerindeki oyunları boşa çıkarmak için Prof. Dr. Baş'ın eserleri, ortaya koyduğu kodlar ve konuşmaları çok yollar göstermektedir? Görene.