Beşiktaş'ın başarılı çalıştırıcısı Mircea Lucescu'nun beş günlük düşünme süresi verdiği Adrian İlie, futbol yaşamını siyah beyazlı kulüpte devam ettirmeye karar verdi. İlie yapmış olduğu açıklamada, "Kararımı verdim. Eğer Beşiktaşlı yöneticiler isterse Türkiye'ye gelir, sözleşmeyi imzalarım" dedi. Bu açıklamanın ardından yöneticiler doğru ve hızlı bir kararla Rumen oyuncuyla prensip anlaşmasına vardılar.
Siyah beyazlı yöneticilerin sezon başından beri doğru işler yaptıklarını ve her zaman takımlarının menfaatini ön planda tuttuklarını gördük, takdir ettik. Hep bu şekilde devam etmelerini diliyoruz. Çünkü, yaptıkları her hareket diğer takımlarımızın yöneticilerine örnek teşkil etmesi açısından çok önemli. Transferin nasıl yapılacağını, takımın menfaatlerinin nasıl korunması gerektiğini herkese gösterdiler.
Beşiktaş'ın çok iyi bir forvete ihtiyacı olduğunu ve İlhan Mansız'la sezonu bitiremeyeceklerini her defasında ifade ettik. Ama her nedense Lucescu sürekli olarak İlhan'dan memnun olduğunu ve forvet oyuncusu istemediğini söylemişti. En sonunda o da pes etti ve golcü istediğini açıkladı. Bana göre doğrusunu yaparak, takıma hemen adapte olabilecek İlie'de karar verilmesi isabetli bir karardı. Çünkü bu oyuncunun 97-98 sezonunda G.Saray'da oynamış olması, Türkiye'yi ve Türk futbolunu tanıması büyük bir avantaj. Gerçi eski gücünden çok uzak olduğu söyleniyor ama, ben yine de İlie'nin Beşiktaş'a çok faydalı olacağına inanıyorum.
Her ne kadar Süper Lig'in en az gol yiyen takımı olsa da Beşiktaş'ta bir defans zafiyeti olduğu da bir gerçek. Bu durum Şampiyonlar Ligi maçlarında çok bariz olarak gözler önüne serildi. Siyah beyazlı takımın defans bloğundaki isimlerini analiz ettiğimizde Ronaldo, Zago, Ahmet Yıldırım ve Emre'nin çok ağır oyuncular olduğunu görmekteyiz. Bu oyuncuların hızlı forvetlere karşı çok çaresiz durumlara düştüklerine defalarca şahit olduk. Özellikle arkaya atılan her topun Beşiktaş kalesinde gol pozizyonuna dönüşmesi, defansa takviye yapılmasını kaçınılmaz kılıyor. Bu bölgeye çabuk ve hızlı bir müdafaa oyuncusunun alınması şart. Özellikle bu formata uyan Ali Eren'in takımdan gönderilişi bana göre çok yanlış bir karardı. Sayın Lucescu bu bölgeyi de güçlendirdiği taktirde, Beşiktaş Avrupa kupalarında da fırtına gibi esecektir.
Siyah beyazlı yöneticilerin sezon başından beri doğru işler yaptıklarını ve her zaman takımlarının menfaatini ön planda tuttuklarını gördük, takdir ettik. Hep bu şekilde devam etmelerini diliyoruz. Çünkü, yaptıkları her hareket diğer takımlarımızın yöneticilerine örnek teşkil etmesi açısından çok önemli. Transferin nasıl yapılacağını, takımın menfaatlerinin nasıl korunması gerektiğini herkese gösterdiler.
Beşiktaş'ın çok iyi bir forvete ihtiyacı olduğunu ve İlhan Mansız'la sezonu bitiremeyeceklerini her defasında ifade ettik. Ama her nedense Lucescu sürekli olarak İlhan'dan memnun olduğunu ve forvet oyuncusu istemediğini söylemişti. En sonunda o da pes etti ve golcü istediğini açıkladı. Bana göre doğrusunu yaparak, takıma hemen adapte olabilecek İlie'de karar verilmesi isabetli bir karardı. Çünkü bu oyuncunun 97-98 sezonunda G.Saray'da oynamış olması, Türkiye'yi ve Türk futbolunu tanıması büyük bir avantaj. Gerçi eski gücünden çok uzak olduğu söyleniyor ama, ben yine de İlie'nin Beşiktaş'a çok faydalı olacağına inanıyorum.
Her ne kadar Süper Lig'in en az gol yiyen takımı olsa da Beşiktaş'ta bir defans zafiyeti olduğu da bir gerçek. Bu durum Şampiyonlar Ligi maçlarında çok bariz olarak gözler önüne serildi. Siyah beyazlı takımın defans bloğundaki isimlerini analiz ettiğimizde Ronaldo, Zago, Ahmet Yıldırım ve Emre'nin çok ağır oyuncular olduğunu görmekteyiz. Bu oyuncuların hızlı forvetlere karşı çok çaresiz durumlara düştüklerine defalarca şahit olduk. Özellikle arkaya atılan her topun Beşiktaş kalesinde gol pozizyonuna dönüşmesi, defansa takviye yapılmasını kaçınılmaz kılıyor. Bu bölgeye çabuk ve hızlı bir müdafaa oyuncusunun alınması şart. Özellikle bu formata uyan Ali Eren'in takımdan gönderilişi bana göre çok yanlış bir karardı. Sayın Lucescu bu bölgeyi de güçlendirdiği taktirde, Beşiktaş Avrupa kupalarında da fırtına gibi esecektir.
Murat Kandazoğlu / diğer yazıları
- Trabzonspor zor kazandı / 23.03.2004
- Trabzon finalde... / 19.03.2004
- Trabzon, bir engeli daha aştı... / 14.03.2004
- Gençler turu geçer... / 13.03.2004
- Köstek değil, destek zamanı... / 12.03.2004
- Geciken yasalar... / 10.03.2004
- Profesyonel futbol sendikalaşmalı... / 21.02.2004
- Trabzonspor'a sahip çıkalım / 19.02.2004
- Elimizdeki değerlere sahip çıkalım!.. / 07.02.2004
- İlk adım Cem Papila'dan..! / 01.02.2004
- Trabzon finalde... / 19.03.2004
- Trabzon, bir engeli daha aştı... / 14.03.2004
- Gençler turu geçer... / 13.03.2004
- Köstek değil, destek zamanı... / 12.03.2004
- Geciken yasalar... / 10.03.2004
- Profesyonel futbol sendikalaşmalı... / 21.02.2004
- Trabzonspor'a sahip çıkalım / 19.02.2004
- Elimizdeki değerlere sahip çıkalım!.. / 07.02.2004
- İlk adım Cem Papila'dan..! / 01.02.2004