Geciken yasalar...

Uzun zamandır ihtiyaç duyduğumuz ve herkesin üzerinde mutabık olduğu, kısa adları "Sporda Şiddet Yasası" ve "Sponsorluk Yasası" olan yasalar TBMM'de kabul edildi. Tüm spor camiasına açısından "gözümüz aydın" dedirtecek yasalar bunlar. Bundan sonra herkese görev düşüyor sporda şiddetin önlenmesi için. Suçu işleyenin, yasayı görmezden gelenin yakasına hep birlikte sarılacağız. Bu ülkeden kazanan, bu ülke için harcamak zorunda. Zenginlikler, ülkenin ortak değeridir. Burada kazanılan para, burada değerlendirilecektir. Spor için ceplerdeki akrepler dışarıya çıksın. Zaten amatör sporlara harcanan paranın %100'ü, profesyonel sporlara harcananın ise %50'si vergiden düşülecek. Yani faturayı yine toplum ödemiş oluyor. Bu uygulamalar sporumuzun geleceğiyle ve toplumsal gelişim ve huzur açısından son derece gereklidir. Sporda şiddet yasası, kendi irademizle önleyemediğimiz davranışları artık bizlere yaptırtmayacak. Ancak insan olarak yapmamız gerekenleri elbette ki sadece 'yasa emrediyor' diye yapmayacağız. Peki nedir bunlar; kısaca değinelim: Spor alanlarında ya da sporla ilgili olarak aile ya da manevi değerlere küfür etmeyeceğiz, hakaret etmeyeceğiz, aşağılayıcı slogan atmayacağız. Ve bu tip davranışlar içerisinde bulunmayacağız. Bu saatten sonra millet olarak biraz oturup düşünmeliyiz diye düşünüyorum.

Sporda, şiddet yasası, kötü tezahürat yapan taraftara, tahrik edici beyanat veren kulüp yöneticisine ve en önemlisi de bunları haber diye yayınlayan gazete ve televizyonlara hapis ve para cezası öngörüyor. Yasadaki bir güzellik de cezaların tehir edilmeyecek ya da paraya çevrilmeyecek olması. Bir anlamda bu yasa çok yerinde oldu. Çünkü, güzel laftan anlamayanlara yasayla kötek atmak gerekiyormuş. Kesinlikle uygulamadan taviz verilmemeli. GSGM Genel Müdürü Mehmet Atalay, Spor Yüksek Kurumu'na geçiş için çerçeve yasaların yürürlüğe girişini bekliyor. Sporumuz için kuvvetli bir dönüşle değişimi gerçekleştirecek uygulamalar şart.