Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz

Başlık için ıstakozdan özür dilerim. Çünkü onlar haram yemezler. Hele devletin malını hiç yemezler. 

Hatta kendi hali lisanları ile devletin malını yiyenlere, kamu malını saçıp savuranlara, satanlara, zarara uğratanlara şaşırıp, 'bunlar, devletin malından bir iğne aşıran kimsenin cenaze namazını kılmayan Peygamberin ümmeti mi' diye hayret ederler.

İnsanımız çakma gündemlere çok meraklı. Siyasette bu merakı bildiği için oradan yürüyor. Geçen haftanın gündemi ıstakozdu. Bir hafta boyunca AKP'ye yakın ne kadar yazar yorumcu varsa Monaco'da ıstakoz yiyen Şebnem Bursalı'ya verip, veriştirdiler. 

Hatta AKP'nin siyasi fenomenleri, 'defol git bu partiden bile' dediler. Hatta ve hatta yerel seçimlerdeki başarısızlığı ıstakoz paylaşımlarına kesenler bile oldu. 

Hayret doğrusu! O kadın, ıstakozu Monaco'da değil de Pennsylvania'daki bir çiftlikte yeseydi emin olun bu kadar gündem olmazdı.

Mevzu ıstakoz değil, AKP'nin sonradan görmüşlüğüdür. Bu sonradan görmüşlüğün ortaya çıkardığı sınır tanımamazlıktır, kibirdir, har vurup, harman savurmaktır, israftır, haramdır. 

Kısaca 'itibardan tasarruf etmemenin' sahaya yansımasıdır. 

İşin bir başka boyutu ise her akşam manda yoğurdu, Medine hurması kestane balı ve yulaf ezmesi ile bir karışım yapıp, yiyen ve yatanları, denizde yat güvertesinde dana çevirenleri, kilo ile et almayın kuzuyu öylece alın, diyenleri alkışlayanların, bu kadını hedefe oturtmaları bireysel adaletinde nasıl tekelleştiğinin, vicdanların nasıl kuruduğunun göstergesidir.

Sistemi dönüştürmek mi, sistem tarafından dönüştürülmek mi?

Bu başlık Cumhuriyet ile Cumhuriyetin kurucusu ile hasım olan Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan'ın 8 Nisan tarihli yazısının başlığı.

Bay Kaplan'nın niyeti farklı olsa da bu başlığı bile 22 yıllık tek parti iktidarını özetleyen mahiyette.

Bakın ne diyor Bay Kaplan?

"Yanlış başlangıçların doğru sonuçları olmayacağının en sarsıcı delili şu olsa gerek: Sistemi dönüştürmek için çıktık yola ama sistem bizi dönüştürdü sonunda.

Mücahit olarak yola çıktık. Sonra sırasıyla evvela müteahhit olduk, ardından da her şeye müsait.

Sistemi dönüştürmek değil, yıkmamız gerekiyordu. Putları değiştirmek değil, yıkmaya soyunmalıydık…

Müslümanlar, ekonomiye yön vermeyi, ekonomiyi büyütmeyi hedefleri hâline getirdikleri zaman, asla sistemi dönüştüremezler, sistem tarafından dönüştürülürler.

Önce zihnin, Müslümanlaştırılması lazım şart!"

Satır aralarına dikkat ettiniz mi?  

Din ile yola çıktık, paraya aldandık, itirafı var. Putperestlik ile suçluyorduk, putperest olduk, itirafı var. Müslüman olmamız gerek, itirafı var.

Teşekkürler Bay Kaplan! Biz böyle yazsaydık, 'kişi ve kurumların itibarını zedeleme, kişi veya kişileri dini tabirlerle damgalama' gibi bir gerekçe bulup hakkımızda soruşturma açarlardı.

Istakoza değil balinaya bakın balinaya 

Vatandaştan fedakarlık isteyen, tasarruf çağrısı yapan bu yılın ilk iki ayında 402 milyon 860 bin lira taşıt kiralama bedeli ödedi.

Aynı iktidarın 2 ayda hava taşıtları için ödediği kira 459 milyon 302 bin lira.

Aynı iktidarın 2 ayda personel servisi kiralamaya bedeli olarak 521 milyon 355 bin lira ödedi.

Aynı iktidarın 2 ayda kamunun hizmet binası kiralama bedeli ise 329 milyon lira.

Aynı iktidarın üç ayda verdiği bütçe açığı 513 milyar 482 milyon lira. 

Bütün bankalara kar rekorları açıklarken Merkez Bankasını 1 trilyona yakın zarar açıklamasının sebebi nedir? 

İktidara gelmeden önce 'devletin işinde devletin mumunu, kendi işimizde kendi mumumuzu kullanacağız' diyenler tuvalete bile devletin mumuyla gidiyor.

Şu kaybettikleri belediyelerin ve atadıkları kayyum belediyelerin haline bir bakın. Borç tavan. Neden? Çünkü şatafata, israfa tavan yaptırmışlar. 

Hasta garantili hastanelere, araç garantili yol ve köprülere, yolcu garantili havalimanları verilen milyarları ve kimlere verildiğini biliyorsunuz zaten.

Sayfayı çevirelim

Vatandaşın icra ve iflas dosyası sayısı 39 milyona dayandı!

BDDK verilerine Mart 2024 sonu itibarıyla 3 trilyon 100 milyon liraya yükseldi.

2024 bütçesinde Saray'a 2024, 12 milyar 283 milyon 843 bin TL harcama özgürlüğü sağlandı. (Örtülü ödenek)

Damat Selçuk Bayraktar, dünya milyarderler listesine girdi.

Özetle, itibar' diye pazarladıkları şatafatın bedelini ödemeye devam eden milletimiz, ıstakoz yiyen kadına takıldı, kaldı.