Cemiloğlu, "Küreselleşme Kıskacında Dilimiz ve Kültürümüz" konulu seminerde, küreselleşme sürecinde demokrasi, uygarlaşma ve çağdaşlaşma kavramlarıaltında ülkelerin sömürüldüğünü ifade etti. Küreselleşmenin, ekonomik değerler dünyasında ortak ve tek ticari pazar olarak anlaşıldığını ifade eden Cemiloğlu, kültürü ve sosyal yapısı birbirine benzeyen Avrupa ve ABD'nin bu gelişmeden memnunluk duymasının doğal bir sonuç olduğunu belirtti. Cemiloğlu, toplumların küreselleşme sürecini iyi değerlendirmeleri gerektiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu: "Türkiye'de küreselleşme kavramının etkileri ve sonuçları iyi değerlendirilmelidir. Dünyayı yönlendirmek arzusunda olan Batılı devletler, küreselleşme kavramı içinde diğer toplumları potansiyel tehlike olarak görmektedirler. Avrupa Birliği sürecindeki Türkiye, 70 milyonluk nüfusuyla Batılı ülkeleri ürkütmektedir." Kalkınmış toplumların, küreselleşme kıskacındaki üçüncü dünya ülkelerinin kültürlerini çözüp, dış etkilere açık hale getirdiklerini anlatan Cemiloğlu, bunun sonucunda milli devletlerin ortadan kalkacağını ve dünyanın "tek jandarmalı bir devlet" konumuna geleceğini savundu. Cemiloğlu, küreselleşmenin bütün dünyayı ele geçirmesiyle tarih bilinci, ülkü birliği ve ulusal kimlik anlayışının yok olacağını belirterek, vatansız bir dünya toplumu oluşacağını sözlerine ekledi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.