Din dersi kitaplarında Emevi uydurmaları

Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) ilköğretim ve liseler için hazırlattığı Din Kültürü ve Anadolu İHL için hazırlattığı Hadis dersi kitaplarını, şayet Muaviye,kendi saltanat parasıyla hazırlatsa, ancak bu kadar yapabilirdi.
Hacı Bektaş Veli başta olmak üzere Horasan erenlerinin nefesi ve Ehl-i Beyt'in velayet nuruyla İslam olmuş ve Tevhid'e ermiş Türk milleti, ancak böylesi Emevi zokaları yutturularak dininden, diyanetinden, birliğinden ve kimliğinden edilebilir.
Bu bağlamda Din dersi kitaplarına sokuşturulmuş Emevi uydurmaları ve İslam adına yutturulmaya çalışılan somut yalan ve batıllar, basit idari ve siyasi yanlışlar değildir.
İki örnekle, işin esasına geçeyim.
AKP hükümeti, R. Yıldırım, E. Altaş, M. Şimşekçakan, M. Akgül ve M. Akif Özkiraz'dan oluşan heyete Anadolu İmam Hatip Liseleri için Hadis kitabı hazırlatıyor. MEB Talim ve Terbiye Kurulunun 17.12.2009 gün ve 253 sayılı kararıile ders kitabı olarak kabul ediliyor, Devlet Kitapları olarak 48.450 adet basılıyor.
Kitabın 85. sayfası "Hz. Osman'ın yerine Hz. Ali'nin hilafete geçmesiyle ümmetin arasındaki birlik bozulmaya başlamıştır" diye başlıyor; ardından din ve ilim namına Emevi fikriyatı ve öğretileri sıralanıyor:
- Hz. Ali, Rasulullah'ın sırdaşı ve ailede kendinden sonraki vekili değilmiş,
- Hz. Peygamber, kendisinden sonra kimseyi yerine tayin etmemiş,
- Hz. Ali taraftarları, kendi haklılıklarını ortaya koymak için bu rivayetleri uydurmuş? vs.
Bu arada Muaviye'ye de bir çimdik atılıyor.
Emevi safsataları ve çarpıtılmış öğretiler, İslam ve ilim namına yavrularımıza yutturuluyor.
Hakikat şudur: Hz. Peygamber (s.a.a), vefatından yaklaşık 75-80 gün önce, Maide Suresi 67. ayetin emri üzere Veda haccı dönüşünde Gadir-i Hum mevkiinde Hz. Ali'yi kendinden sonraki halifesi ve kıyamete kadar velayetin başı olarak ümmetine ilan ediyor, orada hazır bulunanlardan da ikrar alıyor.
21. asırda Sünni dünya ve Türk milleti, bu Gadir-i Hum gerçeğini, Prof. Dr. Haydar Baş hocamızdan duyuyor, öğreniyor. Prof. Dr. Baş, bu gerçeğin 220 Sünni kaynaktaki varlığını da ortaya koyuyor (Prof. Dr. Haydar Baş, Tevhid'in Merkezi Ehl-i Beyt, İcmal Yay., İstanbul, s. 81-115; İmam Ali, İcmal Yay., İstanbul, s.353-455).
1- İmam Ali'nin, bizzat Hz. Peygamber tarafından, her mü'min üzerine kendinden sonraki halifesi tayin edilmesinin ilanı olan Gadir-i Hum vakıası, Maide Suresi 67. ayetinin gereği ve uygulamasıdır. Söz konusu âyet-i kerime, Hz. Ali'nin velayeti ve hilafeti hakkında Gadir-i Hum gününde nazil olmuştur (İbnEbi Hatim, Tefsiru'l-Kur'ani'l-Azim, Riyad-1997, c.4, s. 1172; es-Salebi, El Keşfvel Beyan, c. 4, s. 92; Vahidi, Esbab-u Nüzüli'l-Kur'an, Beyrut-1991, s. 204; Suyuti, ed-Durru'lMensûrFi't-Tefsir b'i-Me'sûr, Beyrut-2010, c. 2, s. 528).
2 -Ahmed b. Hanbel, Nesai, Hakim, Aliyy'ul-Kari, İmam Suyûtî, İmam Gazzali, el-Münavi, el-Kettani, el-Aclunî, el-Banî, el-Cezerî, es-San'ani ve hatta Zehebi'ye göre Gadir-i Hum ahkamı ve İmam Ali'nin velayetini ilan eden hadis ve haberler, dinin sahih ve mütevatirgerçekleridir. Bu gerçekler, İslam'da namaz, oruç ve haccın farz oluş hükmü gibi "zarurât-ı diniyye"dendir (Gazzali, Sırru'lÂlemeyn ve KeşfuMaFi'd-Dareyn, Millet Kütüp., A. E. Arabi, Yazma-915, s. 15-16; Suyuti, Ezharu'lMütenasireBiAhbari'lMütevatire, (Tahk.: H. M. El-Munis), Beyrut-1985, s. 277-282; Kettani, Nazmu'l-MütenasirMine'lHadisi'l-Mütevatir, Mısır, 2. baskı, s. 194-196; Aliyyul Kari, MirkatulMefatih, Beyrut, c. 11, s. 248, H. No: 6090-6092; el-Münavi, Feyzu'l-Kadir, Beyrut-1972, c.6, s. 217-218, H. No: 9000-9001; Aclunî, Keşfu'l-Hafa ve Müzilu'l-Elbas, Beyrut-1406, s. 384; Ahmed, Müsned, -Tahk.: Şuayib el-Arnavud, Müessesetü'r Risale, c. 1, s. 330; el-Bani, Silsiletu'l-Ehadîs'us-Sahiha, Riyad-1415, c. 4, s. 343; el-Cezerî, Esne'l-Menakıb, 1983 baskısı, s. 22 vd; es-San'ani, er-Ravzatu'n-Nediyye, 2011, 2. baskı, s. 185; Askalanî, Metalibu'l-Aliyye, Riyad-2000, 1. baskı, c. 16, s. 142, Hadis 3943).
3 - İmam Suyutî ve BabanzâdeAhmed Naim, "Mütevatir haberi inkar eden kişi, dinden çıkar. Mütevâtir olan bir haber-i Rasulü inkâr, şüphesiz küfürdür." diyor (Suyuti, el-Ezharu'lMütenasire, (Tahk: H. M. el-Munis) Beyrut-1985, s. 12-13; Miftahu'l-Cennefi'l-İhticacibi's-Sünne, Tahk.: M. A. Ata, Beyrut-1987, s.14, Babanzâde A. Naim, Tecrîd-i SarîhTerc., Ankara-1970, c. I, s. 102).
4- Allame İbn Talha eş-Şafii, İmam SıbtİbnCevzi el-Hanefî, Hafız Ebu Said es-Sakafi, Hafız İbn Yusuf el-Gencî eş-Şafi, el-Ferğanî, el-Makrizî ve sair ulema, Gadir-i Hum'daki velayet hadislerinde, Hz. Peygamber'den sonra İmam Ali'nin hilafeti, imameti ve istihlafının sabit olduğuna dikkat çekiyor (İbn Talha, Metalibu's-Suul (Tahk.: M. A. Atıyye) s. 98; SıbtİbnCevzî, Tezkire, Beyrut-1401, s. 38-39; el-Gencî, Kifayetu't-Talib, Tahran-1404, s. 166-167; el-Makrizî, el-Mevaizve'l-İ'tibar, Beyrut, c. 2, s. 220)
5- Sünni kaynaklardaki birçok sahih hadiste, Hz. Peygamber'in, Hz. Ali'ye dair "Ey Ali, sen, benden sonra her bir mü'min için benim halifemsin", "Ali, benden sonra tüm mü'minler üzerine benim halifemdir" şeklinde, hilafet dışında hiçbir yoruma açık olmayan bizzat "halifetîminbe'dî" beyanları mevcuttur. Bu hadislerin ravileri de, Buhari ve Müslim'in şartlarını haiz sika/güvenilir kimselerdir (İbnEbi Asım, es-Sünne (Tahk.: Dr. İbn Faysal el-Cevabire), Riyad-1998, c.2, s. 799, H. No: 1222; Ahmed, Müsned, Daru'l-Hadis, c. 16, s. 28, H. No: 21470; Ahmed, Müsned (A. M. Şakir) c.3, s. 331-333, H. No: 3062; el-Bani, Sahihu'l-Camiu's-Sağır, c.1, s. 482, H. No: 2457; İbn Kesir, el-Bidaye (tahk.: İbnAbdilmuhsin et-Turkî) c. 11, s. 42-44).
Hakikat ve vakıa budur? Gerisi Emevîentrikacılığını andıran bir edayla, Müslüman Türk milletinin yüreğinden, Prof. Dr. Baş'ın deyimiyle Tevhid'in merkezi olan Ehl-i Beyt'insevgisini ve İslam'ın temellerini sökmeye kalkışmaktır.
Hiç kimsenin Emevî öğretilerini din namına çocuklarımıza yutturma hakkı ve yetkisi yoktur.
Din Kültürü kitabındaki Veda hutbesine atılan AKP makasına da yarın değinelim.