'Dini kisveli örgüt'

Türkiye'de siyaset sahnesinde bugüne kadar sayısız kriz yaşadı. Yaşanan krizlerin bazıları kolayca, bazıları ise zor da olsa atlatıldı.Türkiye siyasetinin şu an yaşadığı kriz bundan öncekilerinin tamamını gölgede bıraktı. Bunun en temel sebebi hükümetin moda deyimle "paralel yapılanma" tarafından arkadan vurulmasıdır.Aslında "Senin sonun Hüseyin bin Ali gibi olacak" diyen Prof. Dr. Haydar Baş tarafından Başbakan Erdoğan defalarca uyarılmıştı. Ama sarsılmaz sandığı gücü gözlerini perdelediği, kulaklarını sağır ettiği için Erdoğan bu can kurtarıcı uyarıları göremedi, duyamadı.Malum cemaatin mensuplarının oluşturduğu bu paralel yapılanma, yıllardır beraber yürüdükleri yollarda şimdi hükümetle karşı karşıya?Hükümette hangi parti olursa olsun hem bugün hem de gelecekte devlet için en büyük tehdit bu paralel yapılanma olacaktır.Neden?Sorumluluk hükümetin omuzlarına kalırken bu yapılanma, Başbakan'ın ifadesiyle "dini kisveli örgüt" işlediği cürümlerin sorumluluğundan her zaman kurtulmaktadır. Çünkü gizlidir ve dini kisvelidir?Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz bir hükümet yanlış yaptığında hesaba çekecek mekanizmalar devlette mevcuttur. Ama gizli yapılanmalara hesap soramazsınız.Hükümet krizinin fitilini ateşleyen böyle bir cemaat yapılanmasının yaptığı yanlışlarda kime hesap soracaksınız? Tebligatı Pensilvanya'ya mı göndereceksiniz?Başbakan'ın "ne istediler de vermedik" dediği cemaat bu gücü hükümet sayesinde elde etti.Dolayısıyla eğer devlet içinde bir paralel yapılanmadan bahsediyorsak, bir örgütten bahsediyorsak bunu temizlemesi gereken bu cemaati bu kadar cüretkârlaştıran siyasiler olmalıdır.Aklı başında hiçbir bağımsız devlet -suça karışmamış bile olsa- böyle paralel yapılanmalara izin vermez.Çünkü son yaşanan gelişmelerde de görüldüğü gibi bu "dini kisveli örgüt" mensupları, en kritik durumda, devletten ve hükümetten çok cemaate kendilerini sorumlu hissetmektedir. Ve devletin çıkarları için değil, gerektiğinde cemaatin çıkarları için iş görmektedirler.Devletin içinde böyle paralel yapılanmalara müsaade edildiği zaman, küresel güçler bu yapılanmayı kontrol ettikleri takdirde bu devletinizin kontrolünün siz farkında bile olmadan başkalarına geçmiş olması anlamına gelecektir. Bu cemaatin başındaki isim ABD'ye sığınmıştır. Ve açıklamalarında dünyada ABD'ye rağmen hiçbir şey yapılamayacağını, ABD'yle işbirliği yapmanın şart olduğunu sık sık dile getirmektedir. Yani ABD'ye iman derecesinde bir bağlılık söz konusu. Bu devlet içindeki paralel yapılanmanın, "dini kisveli örgütün" ABD'den emir aldığının göstergelerinden sadece biridir.Böyle bir paralel yapılanmaya göz yummakla ABD'nin mandasına girmek aynı şeydir.Öyle bir cemaat yapılanmasından bahsediyoruz ki mensuplarının sahip olduğu istihbarat bilgisi CIA ve Mossad ajanlarında ancak olabilecek seviyededir?Bundan dolayı bu yapılanma hem devlet hem de hükümet için bir tehdittir ve mutlaka mücadele edilmelidir. Bugüne kadar AKP iktidarı, askere ve yargıya dikkatleri çekerek "iktidar olduk ama muktedir olamadık" dedi ve milletin desteğini de alarak askeri ve yargıyı sindirmek için ellerinden geleni artlarına koymadı. Bu hedeflerine de ulaştılar. Ama gelin görün ki daha önce asker vesayetinden yakınanlar, meğer cemaatin vesayetine girmişler. İş öyle bir nokta gelmiş ki cemaat hükümet olmuş hükümet ise adeta cemaat?