Doğrularla beraber olan kurtulur
İmam Bâkır'a (a.s.), "Allah'tan korkun ve doğrularla beraber olun" (Tevbe, 119) ayeti hakkında sorulduğunda, şöyle buyurdu: "Burada Allah, doğrular nitelemesiyle biz Ehl-i Beyt İmamlarını kastetmiştir"
16.07.2024 11:02:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Davud el-Cessas anlattı:
Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık aleyhisselâm)'ın şöyle dediğini duydum: "Daha nice alâmetler (yarattı). Onlar, yıldızlarla da yollarını doğrulturlar. (Nahl, 16).
Bu ayette geçen yıldızdan maksat, Resûlullah (sallallahualeyhi ve âlihi)'dir. Alâmetlerden maksat da imamlardır (selâm üzerlerine olsun)."
Esbat b. Salim şöyle rivayet etmiştir:
Bir gün, benim de hazır bulunduğum bir ortamda, Heysem, Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık aleyhisselâm)'a, "Daha nice alâmetler yarattı. Onlar, yıldızlarla da yollarını doğrulturlar..." (Nahl, 16) ayetiyle ilgili bir soru sordu.
İmam buyurdu ki: "Resûlullah (sallallahu aleyhi ve âlihi) yıldızdır, alâmetler de imamlardır."
el-Veşşa şöyle rivayet etmiştir:
İmam Rıza (Ali b. Musa aleyhisselâm)'a, "Daha nice alâmetler yarattı. Onlar, yıldızlarla da yollarını doğrulturlar..." (Nahl, 16) ayetinin anlamını sordum.
Buyurdu ki: "Biz Ehl-i Beyt İmamları alâmetiz, yıldız da Resûlullah'tır."
Davud er-Rakkî şöyle rivayet etmiştir:
Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık aleyhisselâm)'a, "Bu ayetler ve uyarılar, inanmayan topluluğa fayda vermez" (Yûnus, 101) ayetinin anlamını sordum.
Buyurdu ki: "Ayetlerden maksat, Ehl-i Beyt İmamlarıdır, uyarılar ise peygamberlerdir."
Yunus b. Ya'kub, Ebu Ca'fer (Muhammed Bâkır aleyhisselâm)'dan, "Bütün ayetlerimizi yalanladılar" (Kamer, 42) ayetiyle ilgili olarak şöyle rivayet etmiştir: "Burada demek isteniyor ki, onlar bütün vasileri yalanladılar."
Ebu Hamza şöyle rivayet etmiştir:
Ebu Ca'fer (Muhammed Bâkır aleyhisselâm)'a dedim ki: "Sana kurban olayım. Şiîler, 'Birbirlerine neyi soruyorlar? Büyük haberi mi?' (Nebe, 1-2) ayetlerinin tefsirini senden soruyorlar."
Buyurdu ki: "Bu, bana kalmış bir şeydir. İstersem haber veririm, istersem haber vermem."
Ardından şöyle dedi: "Fakat sana bu ayetlerin tefsirini haber vereceğim."
Dedim ki: "Birbirlerine neyi soruyorlar? (Nebe, 1) ifadesi ne anlama gelir?"
Dedi ki: "Bu ifade, Emirü'l mü'minin Ali b. Ebu Tâlib (aleyhisselâm) hakkındadır. Emirü'l-mü'minin şöyle derdi:
Allah Azze ve Celle'nin benden daha büyük bir ayeti yoktur. Allah'ın benden daha büyük haberi yoktur."
Büreyd b. Muaviye el-İclî şöyle rivayet etmiştir: Ebu Ca'fer (Muhammed Bâkır aleyhisselâm)'a Allah Azze ve Celle'nin, "Allah'tan korkun ve doğrularla beraber olun" (Tevbe, 119) ayetinden sordum. Buyurdu ki: "Burada Allah, doğrular nitelemesiyle biz Ehl-i Beyt İmamlarını kastetmiştir."
İbn Ebu Nasr şöyle rivayet etmiştir: Ebu'l Hasân er-Rıza (Ali b. Musa aleyhisselâm)'a, "Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğrularla beraber olun" (Tevbe, 119) ayetinin anlamını sordum.
Buyurdu ki: "Doğrulardan maksat, imamlardır. Ve onlara itaat ederek doğruluklarını gösterenlerdir."
Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık aleyhisselâm)'ın şöyle dediğini duydum: "Daha nice alâmetler (yarattı). Onlar, yıldızlarla da yollarını doğrulturlar. (Nahl, 16).
Bu ayette geçen yıldızdan maksat, Resûlullah (sallallahualeyhi ve âlihi)'dir. Alâmetlerden maksat da imamlardır (selâm üzerlerine olsun)."
Esbat b. Salim şöyle rivayet etmiştir:
Bir gün, benim de hazır bulunduğum bir ortamda, Heysem, Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık aleyhisselâm)'a, "Daha nice alâmetler yarattı. Onlar, yıldızlarla da yollarını doğrulturlar..." (Nahl, 16) ayetiyle ilgili bir soru sordu.
İmam buyurdu ki: "Resûlullah (sallallahu aleyhi ve âlihi) yıldızdır, alâmetler de imamlardır."
el-Veşşa şöyle rivayet etmiştir:
İmam Rıza (Ali b. Musa aleyhisselâm)'a, "Daha nice alâmetler yarattı. Onlar, yıldızlarla da yollarını doğrulturlar..." (Nahl, 16) ayetinin anlamını sordum.
Buyurdu ki: "Biz Ehl-i Beyt İmamları alâmetiz, yıldız da Resûlullah'tır."
Davud er-Rakkî şöyle rivayet etmiştir:
Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık aleyhisselâm)'a, "Bu ayetler ve uyarılar, inanmayan topluluğa fayda vermez" (Yûnus, 101) ayetinin anlamını sordum.
Buyurdu ki: "Ayetlerden maksat, Ehl-i Beyt İmamlarıdır, uyarılar ise peygamberlerdir."
Yunus b. Ya'kub, Ebu Ca'fer (Muhammed Bâkır aleyhisselâm)'dan, "Bütün ayetlerimizi yalanladılar" (Kamer, 42) ayetiyle ilgili olarak şöyle rivayet etmiştir: "Burada demek isteniyor ki, onlar bütün vasileri yalanladılar."
Ebu Hamza şöyle rivayet etmiştir:
Ebu Ca'fer (Muhammed Bâkır aleyhisselâm)'a dedim ki: "Sana kurban olayım. Şiîler, 'Birbirlerine neyi soruyorlar? Büyük haberi mi?' (Nebe, 1-2) ayetlerinin tefsirini senden soruyorlar."
Buyurdu ki: "Bu, bana kalmış bir şeydir. İstersem haber veririm, istersem haber vermem."
Ardından şöyle dedi: "Fakat sana bu ayetlerin tefsirini haber vereceğim."
Dedim ki: "Birbirlerine neyi soruyorlar? (Nebe, 1) ifadesi ne anlama gelir?"
Dedi ki: "Bu ifade, Emirü'l mü'minin Ali b. Ebu Tâlib (aleyhisselâm) hakkındadır. Emirü'l-mü'minin şöyle derdi:
Allah Azze ve Celle'nin benden daha büyük bir ayeti yoktur. Allah'ın benden daha büyük haberi yoktur."
Büreyd b. Muaviye el-İclî şöyle rivayet etmiştir: Ebu Ca'fer (Muhammed Bâkır aleyhisselâm)'a Allah Azze ve Celle'nin, "Allah'tan korkun ve doğrularla beraber olun" (Tevbe, 119) ayetinden sordum. Buyurdu ki: "Burada Allah, doğrular nitelemesiyle biz Ehl-i Beyt İmamlarını kastetmiştir."
İbn Ebu Nasr şöyle rivayet etmiştir: Ebu'l Hasân er-Rıza (Ali b. Musa aleyhisselâm)'a, "Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğrularla beraber olun" (Tevbe, 119) ayetinin anlamını sordum.
Buyurdu ki: "Doğrulardan maksat, imamlardır. Ve onlara itaat ederek doğruluklarını gösterenlerdir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.