Dün Suriye ikinci evimizdi

İki ülke arasında bölgeye ve dünyaya örnek olacak ilişkilerin gelecekte daha da güçlenerek devam edeceğine inandığını dile getiren Erdoğan, "Suriye, bizim Ortadoğu'ya açılan kapımız ve İKİNCİ EVİMİZDİR. Türkiye de, Suriye'nin Avrupa'ya açılan kapısı ve ikinci evidir?" demişti.Suriye'deki Süleymaniye Camii'ni ve külliyesini bugün Beşşar Esad'la gezdiklerini anlatan Erdoğan, "İnşallah onu da 2012 sonuna kadar bitirmek suretiyle burada farklı bir sürecin başlamasını, kültürel, tarihi anlamda gerçekleştirmiş olacağız. Gelecek nesiller bunu görmek suretiyle ecdatlarımızı hayırla yad edeceklerdir?" dedi.Erdoğan; "7 yıl önce neredeydik, şimdi neredeyiz? Bu irade her iki tarafta da var, bunu başarmamak için hiçbir sebep yok, bunu başarabiliriz. Biz, kendimize, Suriye ve Türkiye olarak inanıyoruz. Birileri şöyle demiş, böyle demiş... Biz kararı verdiğimize göre biz bu adımı atarız ve bunu başarırız?" Erdoğan; "Bütün bu çalışmaların Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkileri güçlendirmesine, mevcut işbirliğinin daha da genişletilmesine ve halklarımızın yararına çok önemli sonuçlar doğuracağına inanıyorum. Gerçekten şu anda Ortadoğu'da Türkiye ve Suriye'nin barışa olan katkısı tartışılmazdır?"Erdoğan; "Suriye ile İsrail arasında yeni bir barış sürecinin başlaması halinde Türkiye olarak üzerimize düşen görevi yaparız. Biz yine buna varız, yine koştururuz, adil bir neticenin alınmasını da isteriz?" dedi. Bu sözler 2009'un son ayında söylenmişti. 2008 yılında ise Halep'teki Devlet Başkanlığı Sarayı'nda R.T E ve eşi Emine Erdoğan, Beşşar Esad ve eşi Esma Esad tarafından ağırlanmış, uzun aile sohbetleri, futbol sohbetleri yapılmıştı. Bir sergiyi gezerken Emine Hanım'ın dikkatini bir işleme çekmiş ve sahibine, "Bu çizmelerden bir benzeri olmayanını yapıp, Esma Hanım'a hediye edin. Ona çok yakışır" demişti. Erdoğan, Esad baş başa görüşmesinde ise Erdoğan, Esad'a, "Bölgedeki felsefe düşman üretmek değil, dost kazanmak olmalı" dedikten sonra (Arap-İsrail ihtilafının giderilmesi için) "Bu son ve önemli fırsatı değerlendirelim" demişti. Bu süreçte sınırlar kaldırılmış, sınırda ortak bakanlar kurulu toplantıları yapılmış, Esad-Erdoğan aileleri kaynaşmış, Bodrum'da hep beraber tatil bile yapmışlardı. Bu dostluk, kardeşlik süreci bir anda Erdoğan tarafından bitirildi. Dünün dostu, kardeşi Esad, katil, zalim ilan edildi. Ve son dört yıldır Suriye kan gölü ve o kan artık Suriye'den taşıyor. Nereye? Türkiye'ye. Dün en uzun sınırımız olduğu halde en güvenli sınırımız da olan Suriye'ye sınırımızdan artık ülkemize kan damlıyor, kan akıyor. Halkımız katlediliyor, polisimiz katlediliyor, askerimiz katlediliyor. Hemen Esad, IŞİD, PKK, İsrail, ABD vs. şıklarına sarılmayın. MİLLET OLARAK SORMAMIZ GEREKEN; BİZ NEREDE HATA YAPTIK? Kimin peşine gittik? Tercihimizi kimden yana kullandık ki, bizi kana bulaştırdı? İçte ve dışta hedef haline getirtti?Bu sorunun gerçek cevabını bulduğumuzda ve gerçek çözümü olanlara sahip çıktığımızda hem ülkemizde, hem de bölgemizde kan duracaktır.Suruç'un bedelini kimin ödemesi lazım?Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'de üç Müslüman gencin öldürülmesinin ardından Obama'ya seslendi: "Ben, Sayın Obama'ya sesleniyorum; "Neredesin Başkan' diyorum. Dışişleri Bakanına, Biden'e sesleniyorum, 'Neredesiniz' diyorum. Biz siyasiler, ülkemizde işlenen cinayetlerden sorumluyuz. Tavrımızı ortaya koymak zorundayız. Çünkü halk size oylarını verirken 'Benim can güvenliğimi, mal güvenliğimi sağlayacaksın' diye veriyor. Eğer siz, bu tür bir olay karşısında sessiz kalırsanız dünya da, size her zaman sessiz kalacaktır."Bizde, Neredesin Sayın Erdoğan, neredesin Sayın Davutoğlu, diye seslenelim?