Papa 2. Jean Paul'un
başarı sırları
İnsanların formasyonunda sadece genleri, aile yapısı, eğitim ve öğrenimi etki yapmamaktadır. Onların dışında yaşadıkları hayat tarzlarının da önemli rolü açıkça çok önemli olmaktadır. Mesela son Papa'nın Polonyalı olması 2. Dünya savaşında Nazilerin Polonya'yı işgalleri, daha sonra da Polonya'nın Doğu Bloku'na ve Komünizme adeta esir düşmesi, Papa'nın gelişmesinde çok etkili olmuştur. Bu devreler onun tüm dikta rejimlerini bizzat yaşamasına ve onların özelliklerini bilmesine sebep olmuştur. Böylece Papa bunları bizzat yaşadıktan sonra, insanları kafalarındaki bazı insani duyguların ne kadar önemli olabileceğini her halde daha iyi anlamıştı.
Böylece bu Papa'da diğerlerinde olmayan birçok özelliklerin bulunması münasebetiyle onun bu mevkide daha duyarlı olmasına sebep olmuştur. Ancak bu duyarlılığı Hıristiyan dünyasına karşı çok daha etkili olmuştur.
Diğer taraftan dünyadaki İslam'a karşı yapılan haksızlıklara pek o kadar duyarlı olmadığı da açıkça bilinmektedir. Bu konuları zaten daha önce de belirtmiştim (Bosna-Filistin-Afrika-Irak vs). Kısacası kendi mensubu ve başı sayılan dini mensuplarına karşı, gerek şeklen, gerekse fiiliyatta ileri derecede şefkatli davrandığı bilinmektedir. Diğer taraftan Müslümanlara karşı şeklen çok iyi davranmasına rağmen, fiiliyata onların katliamlarına ve ezilmelerine karşı hiçbir şey yapmayarak başarılı olamamıştır.
Katolik dininin
dünyaya yayılmaları
Hıristiyanlığın başlıca üç gruba ayrıldığını hepimiz biliyoruz. Bunların arasından Katolik Meshebi veya grubu en kalabalık ve en büyük dalı oluşturmaktadır. Bu Papa zamanında Katolikliğin adeta çiçek açtığı görülmektedir. Verilen bilgilere göre 1970 yılları ile 2004 yılı arasında yapılan mukayeseli karşılaştırmalarda şu sonuçlar elde edilmektedir.
1 - Mesela 1970 yılında dünyada yaklaşık olarak 665 milyon Katolik mevcutmuş. Bu rakam ise bu Papa zamanında hızla bir artış göstermiş ve bu sayı 1.120 milyona yükselmiştir. Bu durum ise eskinin yaklaşık olarak iki katı değerindedir.
başarı sırları
İnsanların formasyonunda sadece genleri, aile yapısı, eğitim ve öğrenimi etki yapmamaktadır. Onların dışında yaşadıkları hayat tarzlarının da önemli rolü açıkça çok önemli olmaktadır. Mesela son Papa'nın Polonyalı olması 2. Dünya savaşında Nazilerin Polonya'yı işgalleri, daha sonra da Polonya'nın Doğu Bloku'na ve Komünizme adeta esir düşmesi, Papa'nın gelişmesinde çok etkili olmuştur. Bu devreler onun tüm dikta rejimlerini bizzat yaşamasına ve onların özelliklerini bilmesine sebep olmuştur. Böylece Papa bunları bizzat yaşadıktan sonra, insanları kafalarındaki bazı insani duyguların ne kadar önemli olabileceğini her halde daha iyi anlamıştı.
Böylece bu Papa'da diğerlerinde olmayan birçok özelliklerin bulunması münasebetiyle onun bu mevkide daha duyarlı olmasına sebep olmuştur. Ancak bu duyarlılığı Hıristiyan dünyasına karşı çok daha etkili olmuştur.
Diğer taraftan dünyadaki İslam'a karşı yapılan haksızlıklara pek o kadar duyarlı olmadığı da açıkça bilinmektedir. Bu konuları zaten daha önce de belirtmiştim (Bosna-Filistin-Afrika-Irak vs). Kısacası kendi mensubu ve başı sayılan dini mensuplarına karşı, gerek şeklen, gerekse fiiliyatta ileri derecede şefkatli davrandığı bilinmektedir. Diğer taraftan Müslümanlara karşı şeklen çok iyi davranmasına rağmen, fiiliyata onların katliamlarına ve ezilmelerine karşı hiçbir şey yapmayarak başarılı olamamıştır.
Katolik dininin
dünyaya yayılmaları
Hıristiyanlığın başlıca üç gruba ayrıldığını hepimiz biliyoruz. Bunların arasından Katolik Meshebi veya grubu en kalabalık ve en büyük dalı oluşturmaktadır. Bu Papa zamanında Katolikliğin adeta çiçek açtığı görülmektedir. Verilen bilgilere göre 1970 yılları ile 2004 yılı arasında yapılan mukayeseli karşılaştırmalarda şu sonuçlar elde edilmektedir.
1 - Mesela 1970 yılında dünyada yaklaşık olarak 665 milyon Katolik mevcutmuş. Bu rakam ise bu Papa zamanında hızla bir artış göstermiş ve bu sayı 1.120 milyona yükselmiştir. Bu durum ise eskinin yaklaşık olarak iki katı değerindedir.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006