Dünyanın kalbi teorisi -2-

Dünkü yazımı, 'Avrasya'yı kontrol eden dünyaya hükmeder. ABD bunu gerçekleştirmek istiyor' şeklinde bitirmiştim.

Bu teori bana ait değil. Ta 120 yıl öncesinde ortaya konulmuş bir teori ve bu teori için yüz yılda milyonlarca insanın katledildi.

İngiliz Halford John Mackinder. Mackinder 19.yüzyılın sonu, 20. Yüzyılın başında fikirleriyle dünyaya yön vermiş hem fiziki coğrafya ve hem de beşeri coğrafya alanında güçlü bir İngiliz bilim adamıdır.

Mackinder'in en önemli eseri olan 'Tarihin Coğrafi Mihveri' adlı 1904 yılında yayınlandı. Mackinder, bu eserinde ünlü Dünyanın Kalbi teorisini işlemiştir.

Mackinder, eserinde Akdeniz çevresinde ortaya çıkan bütün medeniyetlerin öncelikle karada güçlendiğini ardından da, denizler vasıtasıyla genişlediğini; bu nedenle denizcilik teknolojileri ne kadar gelişirse gelişsin gemiler, üs ve limanlara ihtiyaç duydukları için karaya bağımlı olduklarını belirtmiştir.

Mackinder'a göre Dünya Adası; Asya, Avrupa ve Afrika'yı kapsar. Diğer kıtalar, Dünya Adası'nın uyduları durumundadır. Buna göre; Dünyanın Kalbini ele geçiren bir kara gücü, deniz gücünü geliştirerek dünya adasına ve ardından dünyaya hakim olacaktır' der ve üç madde ortaya koyar;

1- Kim, Doğu Avrupa'ya hükmederse Dünyanın Kalbine hakim olur;

2- Kim, Dünyanın Kalbine hakim olursa Dünya Adası'na hükmeder,

3- Kim, Dünya Adası'na hükmederse Dünya'ya hakim olur.

Avrasya, dünyanın en büyük kıtasıdır. Dünyadaki her 4 kişiden 3'ü bu kıtada yaşamaktadır ve dünyanın yer altı ve yer üstü kaynaklarının çoğu yine bu coğrafyadadır.

Yüz yıldan fazladır devam eden Rusya-ABD-Çin ve AB ülkelerinin mücadelesinin temelinde bu gerçek vardır ve bu teoriyi hayata geçirmek için 100 milyondan fazla insan kanını akıtmışlardır.

Hatta Hitler ve Stalin, "Avrasya'ya hükmeden, dünyaya hükmeder" demişlerdi.

Amerikalı ünlü siyaset bilimci Zbigniew Brzezinski. 'Ukrayna olmadan Rusya, Avrasya'da imparatorluk olamaz" derken bir başka Amerikalı siyaset bilimci Samuel Huntington, "Medeniyetler Çatışması" adlı kitabında, Ukrayna'nın, Avrupa ve Rusya medeniyetleri arasında bir çatışma alanı olduğunu belirtir.

İslam coğrafyası

Dünyanın kalbi neresi olursa olsun insanlığın merkezi, medeniyetlerin beşiği Türkiye ve İslam coğrafyasıdır.

Dünyayı bilmem ama coğrafi olarak Avrasya'nın kalbi, eli, ayağı, köprüsü olduğu da ortadaki hakikattir. Dahası dünyanın en zengin coğrafyasıdır.

Yüz yılardır hem doğudan hem de batıdan gerçekleşen saldırıların temelinde başta inançlar olduğu gibi bu stratejik konumu ve yeraltı-yerüstü zenginlikleri de sebeptir.

Bugün bu coğrafyada 57 kadar İslam devletinde yaklaşık 2 milyar Müslüman nüfus yaşamaktadır.

Bu coğrafya dünya enerji kaynaklarının yüzde 75'ine, doğal kaynakların ise yüzde 43'üne sahiptir.

Detaylandırırsak; Dünyada en çok petrol rezervine sahip ülkeler sıralamasında Suudi Arabistan ikinci, İran dördüncü, Irak beşinci, Kuveyt 6, BAE 7, Libya dokuzunca sırada.

Nijerya 11, Kazakistan 12, Katar 14, Cezayir 16, Azerbaycan 20. Sırada. Diğer ülkelerde de petrol çıkıyor.

Doğalgaz; Dünyada en çok doğalgaz rezervine sahip ülkeler sıralamasında ise 2, 3 ve dördüncü sırada İran, Katar ve Türkmenistan var. 6, 7, 8 ve 10. 11'ci sırada da Suudi Arabistan, BAE, Nijerya, Cezayir, Irak var. Azerbaycan, Kazakistan, Mısır var. Diğer İslam ülkeleri de en üst sıralarda.

Ya Türkiye

1990 yılı Ekim ayında yayınlanan Amerikan ve Sovyet uzay raporlarına göre, Türkiye, "petrol denizi üzerinde olan bir ülke" olarak belirtildi.

Türkiye'de 20 yıl Shell Petrol Şirketi'nin Genel Müdürlüğü'nü yapan Anthony Hages, "Petrol ile ilgilenen ABD şirketleri bilirler ki, Türkiye petrol okyanusu üzerinde oturmaktadır".

Yukarıdaki listede petrol olan ülkelerde bir o kadarda doğalgaz rezervi olduğu görülüyor. Yani Türkiye'nin bir o kadar da doğalgazı var.

Başka?

Dünyanın en zengin altın kaynakları Afganistan'da. Sonra Güney Afrika ve Türkiye'de.

Bor madeninde dünyada ilk sıradayız. Toryum rezervlerinde üçüncü sıradayız. Mermer, linyit, bakır rezervlerinde ilk ondayız. Maden rezervlerimizin ham ederi 3 katrilyon dolar.

Ve İslam ülkelerinin asker sayısı 18 milyondan fazla.

Bu tabloya rağmen İslam coğrafyası işgal altında. Müslümanlar katlediliyor, tecavüze uğruyor, Müslümanlar vatanlarından sürülüyor. Müslümanlar aç, Müslümanlar fakir. Müslümanlar zillet içinde.

Ve bu Müslümanları yönetenler ABD'nin, AB'nin rızası peşinde koşuyorlar. Asıl zillet budur. Asıl alçaklık budur ve alçakların varacağı yer malumdur.