Dünyayı en çok kirleten ülkeler
İstanbul Politikalar Merkezi Kıdemli Uzmanı ve İklim Çalışmaları Koordinatörü Ümit Şahin, İstanbul'da düzenlenen bir panelde yaptığı konuşmada, "Şu anda 1 derece olan küresel ısınma 2 dereceye çıkarsa bütün mercan yatakları ölüyor, Kuzey Kutbu’ndaki ve Alplerin tepelerindeki buzullar tamamen eriyor, deniz seviyeleri en az 1 metre yükseliyor" dedi
26.12.2018 00:00:00





EYÜP KABİL/İSTANBUL
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 24. Taraflar Toplantısı (COP24) 2-14 Aralık 2018 tarihleri arasında Polonya'nın Katowice kentinde gerçekleşti.
Ana çalışma alanlarından biri iklim değişikliği olan İstanbul Politikalar Merkezi (İPM)-Sabancı Üniversitesi-Stiftung Mercator Girişimi'nin bu önemli organizasyonun ardından düzenlediği '2018 Katowice İklim Zirvesi-COP24'ten İzlenimler' paneli İstanbul'da yapıldı.
İPM Kıdemli Uzmanı ve İklim Çalışmaları Koordinatörü Ümit Şahin, buradaki konuşmasında,
küresel karbon bütçesi araştırması 2018'de küresel karbondioksit emisyonlarındaki artışın hızlandığının ortaya konulduğunu ifade ederek, şunları söyledi: "Dünyadaki bütün ülkeler kömür, petrol, doğal gaz yakarak her yıl atmosfere milyarlarca ton sera gazı salıyorlar. Bu gazların yaklaşık dörtte üçü karbondioksit... 2014-2016 arası her yıl aşağı yukarı aynı miktarda sera gazı salınıyordu, yani artış duraklamış gibiydi. Oysa geçen sene artış tekrar başladı ve 2017'de 2016'ya göre yüzde 1.6 artış görüldü. Bu yıl artış daha da hızlandı ve 2018'de 2017'ye göre yüzde 2.7 daha fazla karbondioksiti atmosfere saldık. Yirminci yüzyılda, 1980'lere kadar insanlar havaya daha fazla karbondioksit saldıkça, okyanuslar ve ormanlar daha fazla karbon tutarak dengelemeye çalıştılar. Ancak son 30-40 yıldır, salımlar o kadar hızlı artmış durumda ki, okyanus ve bitkilerin karbon tutma kapasitesi daha fazla artamıyor atmosferde biriken karbondioksit miktarı giderek fazlalaşıyor."
Dünyayı kirletenler
Bu yılki salımların birinci sırada Hindistan (yüzde 6.3 artış), ikinci sırada Çin (yüzde 4.7 artış), üçüncü sırada ABD'den (yüzde 2.5 artış) kaynaklandığını belirten Ümit Şahin, şunları söyledi: "Türkiye'nin de aralarında bulunduğu çoğu hızlı büyüyen veya gelişmekte olan diğer ülkelerin salımlarındaki artış yüzde 1.8 olarak gerçekleşti.
Avrupa Birliği, toplam salımlarını biraz (yüzde 0.7) düşürdü ama bu da bir zamanların iklim şampiyonu AB için çok düşük bir azaltım. Toplama etki edemiyor. İklimde 2 derecede olacak etkiler için ise salınım artışı sürerse en fazla 30 yıl var.
Bunlardan kaçınmanın tek yolu ısınmayı 1.5 dereceye gelmeden durdurmak. IPCC Raporu bunun hâlâ mümkün olduğunu söylüyor ve formülünü veriyor: Küresel sera gazı salımlarını 2030'a kadar yarı yarıya azaltmak ve 2050'de net sıfıra indirmek (yani okyanusların ve bitkilerin emebileceğinden fazlasını salmamak.) Bu formülün daha kolay akılda kalanı şu: Her 10 yıl toplam salımları yarıya indirmek.
Yani 2030'da 2020'nin yarısına, 2040'da 2030'un yarısına, 2050'de 2040'ın yarısına indirirseniz, 2050'de 5-6 milyar ton sera gazına inmiş oluyorsunuz ki bu da net sıfır demek.
Eğer geç kalınırsa fırsat kaçacak ve 2025'den sonra bugünkü teknoloji yetmez hale gelecek. O zaman mucize beklemek zorunda kalabiliriz, ya da 3.5-4 derece ısınmış bir dünyada yaşam mücadelesi vermeye razı oluruz."
Şu anda 1 derece olan küresel ısınma 2 dereceye çıkarsa ne olacak?
• Bütün mercan yatakları ölüyor.
• Kuzey Kutbu'ndaki ve Alplerin tepelerindeki buzullar tamamen eriyor.
• Deniz seviyeleri en az 1 metre yükseliyor.
Dünya 2 dereceden de fazla ısınırsa ne olacak?
• Grönland ve önce Batı sonra Doğu Antarktika buzulları eriyor.
• Okyanus iyice asitleniyor.
• Amazon yağmur ormanları ve Boreal (Kanada, Sibirya vesaire) ormanlar yok oluyor.
• Gulf Stream akıntısı duruyor.
• Sibirya'daki donmuş toprak eriyor. Buna iklim değişikliğinin çığırından çıkması deniyor ve bu yüzyıl sonuna kadar saydığım en kötü olasılıkların hepsi olabilir.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 24. Taraflar Toplantısı (COP24) 2-14 Aralık 2018 tarihleri arasında Polonya'nın Katowice kentinde gerçekleşti.
Ana çalışma alanlarından biri iklim değişikliği olan İstanbul Politikalar Merkezi (İPM)-Sabancı Üniversitesi-Stiftung Mercator Girişimi'nin bu önemli organizasyonun ardından düzenlediği '2018 Katowice İklim Zirvesi-COP24'ten İzlenimler' paneli İstanbul'da yapıldı.
İPM Kıdemli Uzmanı ve İklim Çalışmaları Koordinatörü Ümit Şahin, buradaki konuşmasında,
küresel karbon bütçesi araştırması 2018'de küresel karbondioksit emisyonlarındaki artışın hızlandığının ortaya konulduğunu ifade ederek, şunları söyledi: "Dünyadaki bütün ülkeler kömür, petrol, doğal gaz yakarak her yıl atmosfere milyarlarca ton sera gazı salıyorlar. Bu gazların yaklaşık dörtte üçü karbondioksit... 2014-2016 arası her yıl aşağı yukarı aynı miktarda sera gazı salınıyordu, yani artış duraklamış gibiydi. Oysa geçen sene artış tekrar başladı ve 2017'de 2016'ya göre yüzde 1.6 artış görüldü. Bu yıl artış daha da hızlandı ve 2018'de 2017'ye göre yüzde 2.7 daha fazla karbondioksiti atmosfere saldık. Yirminci yüzyılda, 1980'lere kadar insanlar havaya daha fazla karbondioksit saldıkça, okyanuslar ve ormanlar daha fazla karbon tutarak dengelemeye çalıştılar. Ancak son 30-40 yıldır, salımlar o kadar hızlı artmış durumda ki, okyanus ve bitkilerin karbon tutma kapasitesi daha fazla artamıyor atmosferde biriken karbondioksit miktarı giderek fazlalaşıyor."
Dünyayı kirletenler
Bu yılki salımların birinci sırada Hindistan (yüzde 6.3 artış), ikinci sırada Çin (yüzde 4.7 artış), üçüncü sırada ABD'den (yüzde 2.5 artış) kaynaklandığını belirten Ümit Şahin, şunları söyledi: "Türkiye'nin de aralarında bulunduğu çoğu hızlı büyüyen veya gelişmekte olan diğer ülkelerin salımlarındaki artış yüzde 1.8 olarak gerçekleşti.
Avrupa Birliği, toplam salımlarını biraz (yüzde 0.7) düşürdü ama bu da bir zamanların iklim şampiyonu AB için çok düşük bir azaltım. Toplama etki edemiyor. İklimde 2 derecede olacak etkiler için ise salınım artışı sürerse en fazla 30 yıl var.
Bunlardan kaçınmanın tek yolu ısınmayı 1.5 dereceye gelmeden durdurmak. IPCC Raporu bunun hâlâ mümkün olduğunu söylüyor ve formülünü veriyor: Küresel sera gazı salımlarını 2030'a kadar yarı yarıya azaltmak ve 2050'de net sıfıra indirmek (yani okyanusların ve bitkilerin emebileceğinden fazlasını salmamak.) Bu formülün daha kolay akılda kalanı şu: Her 10 yıl toplam salımları yarıya indirmek.
Yani 2030'da 2020'nin yarısına, 2040'da 2030'un yarısına, 2050'de 2040'ın yarısına indirirseniz, 2050'de 5-6 milyar ton sera gazına inmiş oluyorsunuz ki bu da net sıfır demek.
Eğer geç kalınırsa fırsat kaçacak ve 2025'den sonra bugünkü teknoloji yetmez hale gelecek. O zaman mucize beklemek zorunda kalabiliriz, ya da 3.5-4 derece ısınmış bir dünyada yaşam mücadelesi vermeye razı oluruz."
Şu anda 1 derece olan küresel ısınma 2 dereceye çıkarsa ne olacak?
• Bütün mercan yatakları ölüyor.
• Kuzey Kutbu'ndaki ve Alplerin tepelerindeki buzullar tamamen eriyor.
• Deniz seviyeleri en az 1 metre yükseliyor.
Dünya 2 dereceden de fazla ısınırsa ne olacak?
• Grönland ve önce Batı sonra Doğu Antarktika buzulları eriyor.
• Okyanus iyice asitleniyor.
• Amazon yağmur ormanları ve Boreal (Kanada, Sibirya vesaire) ormanlar yok oluyor.
• Gulf Stream akıntısı duruyor.
• Sibirya'daki donmuş toprak eriyor. Buna iklim değişikliğinin çığırından çıkması deniyor ve bu yüzyıl sonuna kadar saydığım en kötü olasılıkların hepsi olabilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.