Aylık ilim, kültür ve sanat dergisi Çınar son sayısını ülkemizin yetiştirdiği büyük fikir adamlarından Cemil Meriç'e ayırmış. Bu çerçevede, Ülkühan Göçer, Cemil Meriç'in kızı Prof. Dr. Ümit Meriç Yazan'la bir röportaj gerçekleştirmiş.
Cemil Meriç'i "Fikir ve düşünce dünyasında, kendini 'münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi' ve 'Arafta bir yalnız' olarak tanımlayan Cemil Meriç, gerçekte ise, yaşamı boyunca hasta ve yabancı olan, reel bir dünyadan kurtuluşu kitapların dünyasına sığınarak bulan, kitaplarda yaşayan, kitapların has bahçesinde yoğrulan, kimi zaman da fildişi kulesinden çıkarak fikir ve düşünce dünyasına akınlar düzenleyen gerçek bir entellektüeldir" cümleleriyle tanıtan Göçer ülkemizin önemli entelektüellerinden Cemil Meriç'in kızı, öğrencisi Profesör Ümit Meriç Yazan'a insani özellikleri açısından Cemil Meriç'i sormuş. İ şte cevap:
ÇOK YÖNLÜ BİR ŞAHSİYET
"Bu soruya bir kitap yazdıktan sonra orijinal cevap verebilmek belki hala mümkün! Çünkü Cemil Meriç 'façetalı bir elmas' gibi çok yönlü bir şahsiyet. Bu bakımdan kitabın sonunda belli ettiğim gibi onun bütününü okuyucuya vermedim, bir kısmını da değil, çok az bir kısmını verdim. Kırk bir senelik beraberliğin içinde düzenleme yaparak yani en anlamlı bulduğum, adeta Cemil Meriç'in tarih felsefesini yaparak, sadece olayları yanyana sıralamak değil, bu konular arasındaki anlamlı bağlantıları bulmak, asıl tarih felsefesi yani dil tarih felsefesi yapmaya gayret ettim. Anlamlı olaylar zincirinden mümkün olabilecek olan bir tanesini verdim. Bunun dışında tabii ki Cemil Meriç'in gündelik hayat açısından da, bir entelektüel olarak da, bir dünya vatandaşı olarak da, bir Türkiyeli Aydın olarak da, bir sorgulayan vicdan olarak da başka kitaplarda dile getirilecek bir çok özellikleri vardır.
BİRİNCİ VASIF DÜRÜSTLÜK
Cemil Meriç'in esas olan birinci vasfı, dürüst olmaktı. Entelektüel ortamda çok namuslu bir adamdı. Bu namusa ulaşmak için de çok çalıştı, çalışkandı. Yani herhangi bir konu üzerinde çalışmaya başladığı zaman gözleri görmediği halde o konuyla ilgili olarak elinin altında ne varsa hepsi ortaya dökülür; eşten, dosttan, talebelerinden yeni kaynakları istenirdi. Kiminden kitap rica edilir, kiminden de kitap satın alması istenir. Ve bu şekilde her konu üzerinde gerçek bir akademik titizlikle çalışırdı. Sadece bir fikir adamı değildi, aynı zamanda bir edip de olduğu için düşüncesini Levh-i Mahfuzda var olan ama bizim bilmediğimiz o bir tek ve en mükemmel şekle getirmek için 'çılgınca' çalışırdı. Demek ki ilk özelliği dürüst bir aydın olması.
AYDIN DÜŞÜNÜR
Aslında aydın kelimesinin babama hiç yakıştıramıyorum. 'Aydın Düşünür' ibaresi daha iyi belki. Cemil Meriç 'dürüst çalışkan, düşünür insan' özelliğini ömrü boyunca sürdürdü. Yani gözleri görerek çalıştığı zaman da aynıydı. Ben de bizzat şahidim. İnsani özelliklerine gelince 12 Aralık 1916 doğumlu, burç itibariyle yay burcu, ben de yay burcuyum, zaten birbirimize benzeyen taraflarımız çoktur. Bu arada burçlara itibar etmem. Hakikaten neşeli, sıcak, kanlı, konuşkan, güzel konuşan, araştırıcı, dışa dönük bir insandı. Neşeli bir insandı yani kör olmasına rağmen ve körlüğünü hiç kabul edememesine rağmen hayatı seven bir insandı".
Cemil Meriç'i "Fikir ve düşünce dünyasında, kendini 'münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi' ve 'Arafta bir yalnız' olarak tanımlayan Cemil Meriç, gerçekte ise, yaşamı boyunca hasta ve yabancı olan, reel bir dünyadan kurtuluşu kitapların dünyasına sığınarak bulan, kitaplarda yaşayan, kitapların has bahçesinde yoğrulan, kimi zaman da fildişi kulesinden çıkarak fikir ve düşünce dünyasına akınlar düzenleyen gerçek bir entellektüeldir" cümleleriyle tanıtan Göçer ülkemizin önemli entelektüellerinden Cemil Meriç'in kızı, öğrencisi Profesör Ümit Meriç Yazan'a insani özellikleri açısından Cemil Meriç'i sormuş. İ şte cevap:
ÇOK YÖNLÜ BİR ŞAHSİYET
"Bu soruya bir kitap yazdıktan sonra orijinal cevap verebilmek belki hala mümkün! Çünkü Cemil Meriç 'façetalı bir elmas' gibi çok yönlü bir şahsiyet. Bu bakımdan kitabın sonunda belli ettiğim gibi onun bütününü okuyucuya vermedim, bir kısmını da değil, çok az bir kısmını verdim. Kırk bir senelik beraberliğin içinde düzenleme yaparak yani en anlamlı bulduğum, adeta Cemil Meriç'in tarih felsefesini yaparak, sadece olayları yanyana sıralamak değil, bu konular arasındaki anlamlı bağlantıları bulmak, asıl tarih felsefesi yani dil tarih felsefesi yapmaya gayret ettim. Anlamlı olaylar zincirinden mümkün olabilecek olan bir tanesini verdim. Bunun dışında tabii ki Cemil Meriç'in gündelik hayat açısından da, bir entelektüel olarak da, bir dünya vatandaşı olarak da, bir Türkiyeli Aydın olarak da, bir sorgulayan vicdan olarak da başka kitaplarda dile getirilecek bir çok özellikleri vardır.
BİRİNCİ VASIF DÜRÜSTLÜK
Cemil Meriç'in esas olan birinci vasfı, dürüst olmaktı. Entelektüel ortamda çok namuslu bir adamdı. Bu namusa ulaşmak için de çok çalıştı, çalışkandı. Yani herhangi bir konu üzerinde çalışmaya başladığı zaman gözleri görmediği halde o konuyla ilgili olarak elinin altında ne varsa hepsi ortaya dökülür; eşten, dosttan, talebelerinden yeni kaynakları istenirdi. Kiminden kitap rica edilir, kiminden de kitap satın alması istenir. Ve bu şekilde her konu üzerinde gerçek bir akademik titizlikle çalışırdı. Sadece bir fikir adamı değildi, aynı zamanda bir edip de olduğu için düşüncesini Levh-i Mahfuzda var olan ama bizim bilmediğimiz o bir tek ve en mükemmel şekle getirmek için 'çılgınca' çalışırdı. Demek ki ilk özelliği dürüst bir aydın olması.
AYDIN DÜŞÜNÜR
Aslında aydın kelimesinin babama hiç yakıştıramıyorum. 'Aydın Düşünür' ibaresi daha iyi belki. Cemil Meriç 'dürüst çalışkan, düşünür insan' özelliğini ömrü boyunca sürdürdü. Yani gözleri görerek çalıştığı zaman da aynıydı. Ben de bizzat şahidim. İnsani özelliklerine gelince 12 Aralık 1916 doğumlu, burç itibariyle yay burcu, ben de yay burcuyum, zaten birbirimize benzeyen taraflarımız çoktur. Bu arada burçlara itibar etmem. Hakikaten neşeli, sıcak, kanlı, konuşkan, güzel konuşan, araştırıcı, dışa dönük bir insandı. Neşeli bir insandı yani kör olmasına rağmen ve körlüğünü hiç kabul edememesine rağmen hayatı seven bir insandı".