Duygularımız ve yönetimi

Allah (c.c.) kendine muhatap aldığı canlı olan insanda bazı duygular halk etmiş. Duyguların merkezinin kalp olduğu düşünülür. İnsanı insan kılan aklı, düşünceleri ve duyguları olsa gerek. Duygularımız değil mi bizleri kimi zaman yücelerde gezdiren yine duygularımız değil mi bizleri aşağıların da aşağısı kılan. Bu nedenle demek ki, duygularımızın da terbiye ve tezkiye edilmeye ihtiyacı var.
Uyanıklık ve şuur duygularımızı eğitirken ihtiyaç duyduğumuz öğeler. Kalbimizi uyandırmak gerekiyor, Rabbimiz bunu sağlamak için bazı vesileler yaratmış, Allah’ı anmak, Allah’ı çok ananlarla birlikte olmak, bir kamil insanı örnek almak, uyanıklığı gerçekten istemek ve dua etmek gibi…
Bir zamanlar hicaplarımızdan yani hakikati görmemizi engelleyen perdelerden bahsetmiştik, her birimiz hicaplarımızı aşıyoruz her geçen gün, her geçen yıl, her geçen on yıl… Hicaplarımızı aştığımız ölçüde günahlarımıza, hatalarımıza vakıf oluyoruz, kalbimizde açılmalar, bilinmezden ilhamlar hasıl oluyor. Hicaplar açıldığı ölçüde maneviyatımızda ilerlemeler, güzelleşmeler hasıl oluyor. Ancak bu hal sürekli bir çabayı gerektiriyor buna nefs mücahedesi diyoruz ve bunu Allah için gerçekleştiriyoruz. Niyetimiz halis bir niyet olursa Allah da bizlere yardım ediyor, bunu hissediyoruz.
İnsan dünyada yaşarken kalıbına ait olan duyguları aşabildiği ölçüde maneviyatında bir gelişme söz konusu olabiliyor. Ancak bazılarımız henüz kalıbına ait olan şeylerin ne oldukları konusunda bile yeterince çalışmamışız, düşünmemişiz tefekkür etmemişiz. Bir ilahide geçiyordu;”Ben diyen gafil utanır bir gün…” Yani kendinden başkasını göremeyen, enaniyetini aşamamış, gaflet uykusundan uyanamamış insandan bahsediliyor. Henüz duygularını terbiye ve tezkiye edememiş, nefsinin emriyle hareket eden bir insanın hali bu ve çok tehlikeli çünkü bu insan hakikati henüz kavrayamamış. Hatalarla dopdolu olabilir.
Duygularımızı yönetmeyi öğrenmek için karşımızda örnekler görmeye çok muhtacız, bu hem kişisel gelişimin, hem psikolojinin ve hem de Tasavvufun ana meselelerinden. Biz uzman olmadığımız için konuya kendi yaşadığımız kadarıyla değinebildik. Bu konuda tefekkürümüzü arttırmakta fayda olduğunu düşünüyoruz.