Ebu Cehil'i kıskandırıyorsun Serdar!

 Peygamberimize (sallallahu aleyhi ve alihi vesselleme) en büyük işkenceleri, hakaretleri yapanlardan, O'nun (s.a.a) tebliğinin önünde duranlardan biri de (biliyorsunuz) Ebu Cehil'dir. Ebu Cehil o melunun lakabıdır. Asıl adı Amr b. Hişâm'dır. Mekke'nin en zenginlerinden biridir. Olaylar karşısındaki tutum, tedbir ve akılcı hareketlerinden ötürü Ebû'l-Hakem (bilgeliğin babası) unvanı verilmişti kendisine.
Sonra!
"Hak geldi, batıl zail oldu." Peygamber Efendimiz tebliğe başlayınca bu dünyalık menfaat ve güç sahipleri bir anda gerçeğin karşısına geçtiler. Olmadık yöntemlerle Hz. Peygamberi (s.a.a) susturmaya, engellemeye çalıştılar.
Amr b. Hişâm'ın bizzat kendisi ifadesidir; "Muhammed'in doğru söylediğini biliyorum. Ama içimden bir ses O'na inanma, diyor" itirafı. İşte hakkı, hakikati bildiği, gördüğü halde itiraf edemediği, sakladığı, üstünü örtmeye çalıştığı için "EBU CEHİL" (cehaletin babası) lakabını almıştır. (Kellesini de Bedir'de İmam Ali (a.s) almıştır.)  
Günümüzde Ebu Cehil'ler çoğaldı. Bunlardan biri de Akit yazarı Serdar Arseven. Dün 'cehil veled' (cahil çocuk) idi. 15 Temmuz için fırsat bu fırsattır diyerek Ebu Cehil (cehaletin babası) olmaya karar verdi. 
Sosyal medyadan, Prof. Dr. Haydar Baş'ın ile FETÖ ile ilişkilerinin araştırılmasını, istiyor. 
Sen merak etme Serdar! Sayın Baş ile FETÖ arasındaki ilişkiyi daha doğrusu mücadeleyi 28 Şubatçılarda, koalisyon hükümeti de, 14 yıllık AKP hükümetleri de, Vatikan'da, MOSSAD'da, ABD'de çok iyi biliyor. 
Sizler 28 Şubat mağduruyuz, diyerek sokak sokak gezip ağladığınız, bu ağlayış sayesinde siyasi ve ekonomik zenginliklere kavuştuğunuz yıllarda Sayın Baş, hakkında hazırlanan 35 bin sahifelik iddianameleri halka şikayet etmeden hukuk önünde cevaplıyordu. Hakkında en ufak bir suç teşkil edecek delil bulamadıkları için o hep ayakta kaldı, kalacaktır da.
Siz ne yapıyordunuz? Mesela! FETÖ'nün 'dinler arası diyalog" fitnesine karşı Prof. Dr. Haydar Baş'ın, Sabri Terzi başkanlığında bir heyeti patronunuza gönderdiğini, bu fitneye karşı beraber mücadeleye edelim, hem milli, hem de dini bütünlüğümüzü beraber savunalım, teklifini ve patronunuzun, "çok doğru söylüyorsunuz ama bizim Fethullah ekibiyle çok iyi reklam anlaşmalarımız var. Çizgimizi değiştiremeyiz" cevabını verdiğini bilmiyorsun di mi! Seni gidi Ebu Cehil kafalı seni! 
Şimdi (15 Temmuz'dan sonra) yazı yazıyorsun, 'FETÖ'yü öven birkaç yazı yazmışsam ne oldu sanki. Sonra da FETÖ aleyhine kitap yazdım' diyorsun. 
İlkyazını ne zaman yazmıştın? 2000 yılında. Yani Sayın Baş, FETÖ'ya karşı beraber olalım, dediği günlerde sen, Allah ve Resulüne iftira atan, Kuran ayetlerini inkar eden, farzlara teferruat, diyen, Yahudi ve Hıristiyanları manen öven bu kişiyi yalama pozisyonu almıştın. Öyle değil mi? 
Sonra bu yazıların devam etti. Ne zamana kadar? Siyasi iktidar, FETÖ'yü terör örgütü ilan edene kadar. Sen ne yaptın? Hemen FETÖ aleyhine kitap yazdın. Bir oturuşta kitap yazılır mı? Hayır. Demek ki sen, FETÖ hakkında bayağı bir bilgiye sahiptin ki, kitap yazdın. Peki, o bildiklerini senelerce neden saklayıp FETÖ'yü yaladın. Ebu Cehil'i kıskandırıyorsun Serdar.
Eminim ki, Obama, senden şereflidir.
Eminim ki, Şaron, senden şereflidir.
Eminim ki, Netenyahu, senden şereflidir.
Çünkü onlar inançlarının gereğini açık açık yapıyorlar. Sen ise bizim namazgahlarımıza geliyorsun, belki de Kuran'ı benden daha iyi okuyorsun. Din hususunda benden daha çok konuşuyorsun ama neticede durum ve şartlara göre batıla hak, hakka batıl diyorsun. 
Sen gerçekten Ebu Cehil'i kıskandırıyorsun.