Geçtiğimiz yılın Eylül ayında yapılan referendumda eğer "hayır" diyerek hayır cephesinde yer almasaydık...Ulaşabildiğimiz her vatandaşımıza; "bugün diyeceğiniz 'evet' bundan sonraki icraatların tamamını onaylamanız, iktidara 'iyi yoldasın, devam' anlamına gelecektir diyerek uyarmasaydık...Söz konusu referendum tarihine kadar iktidarın icraatlarını tek tek sayarak; "Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir" uyarıları yapmasaydık...Tam bir yıl sonra ülkenin geldiği- getirildiği uçurumun başında bir kere tarih dede tarafından "basiretsiz" damgasını yiyecektik.İç ve dış çalkantıların girdabında bir batıp bir çıkan vahim manzaraya bakarak kendi kendimize; "feraset dağılırken hangi dağın ardında idiniz?" şeklinde sızlanıp duracaktık ve elbette hiç bir işe yaramayacaktı.Libya konusunda haçlıların safında yer alan, Libya'ya karşı haçlı seferi ilan eden NATO'nun karar-komuta merkezini İzmir'e alan iktidarın günah galerisine ortak olacaktık.Eğer bir yıl evvel referandumda "hayır" demeseydik; bu gün görünürde İsrail'e kaş çatan, kafa tutan ama işin esasında ise İsrail'i İran'a karşı koruma amaçlı planlanan Füze rampalarını Malatya ilimize yerleştiren iktidarın çok hazin tiyatro gösterisine ortak olacaktık.Eğer o gün "hayrı" deyip hayır cephesinde yer almasaydık, bu gün ülkeyi kasıp kavuran ve en son Erzurumun Tortum ilçesinde iktidar partisinden istifalara neden olan HES meselesinde hemşehrilerimize diyecek tek sözümüz olamazdı.O gün "evet" diyerek iktidarın elini güçlendiren ve bugünkü vahim icraatlarına destek veren arkadaşlar, satışların, köylünün kapısına, bahçesine, bağına,deresine kadar gelip dayandığını görerek vicdan azabı duymuyorlarsa sözün bittiği yerdeyiz demektir.Eğer o gün basiretli davranıp "hayır" demesydik, bir yıl sonra bu gün ülkenin kan gölüne dönmüş vaziyetine bakarak vicdan azabından gözümüze uyku girmezdi.Kaldı ki bu iktidar "evet" talebiyle kapımızı çaldığı tarihten evvel, bu ülkeye, bu izzet sahibi millete "Habur Rezaletini" yaşatmıştı.Bir yıl evvel, referandumda ve ardından 12 Haziran seçimlerinde iktidar partisine "evet" diyenler bugün ki vahim manzaradan sorumludurlar ve ortaya saçılan günah galerilerinin ortaklarıdırlar.Şimdi sormanın tam da zamanıdır; "basiret ve feraset dağılırken siz hangi dağın ardında idiniz?"Eğer "hayır" demeseydik bütün kalbimle inanıyorum ki öteki dünyada da hesabımız çok çetin olacaktı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Çelişkiler yumağı / 22.09.2025
- Çok sert kınamışlar / 21.09.2025
- İslam dünyasının omurga ithalatına ihtiyacı var / 20.09.2025
- Sahte kâr / 19.09.2025
- İhtimalleri değil ihmalleri konuşalım / 17.09.2025
- Haydutlukta hudut tanımayanlar ve… / 16.09.2025
- At izinin karıştığı izler ne seçiliyor ne de sayılıyor / 15.09.2025
- Ne zaman bir şafak atar bu dağda? / 11.09.2025
- Üç Y üç B’yi sildi süpürdü / 10.09.2025
- Sessizliğe isyanım var / 09.09.2025
- Çok sert kınamışlar / 21.09.2025
- İslam dünyasının omurga ithalatına ihtiyacı var / 20.09.2025
- Sahte kâr / 19.09.2025
- İhtimalleri değil ihmalleri konuşalım / 17.09.2025
- Haydutlukta hudut tanımayanlar ve… / 16.09.2025
- At izinin karıştığı izler ne seçiliyor ne de sayılıyor / 15.09.2025
- Ne zaman bir şafak atar bu dağda? / 11.09.2025
- Üç Y üç B’yi sildi süpürdü / 10.09.2025
- Sessizliğe isyanım var / 09.09.2025