Ehl-i Bey'i Prof. Dr. Baş'tan dinleyin

Geçtiğimiz Cumartesi gecesi İstanbul Bostancı Gösteri Merkezi'nde Yeni Mesaj gazetesinin organizasyonuyla on binlerce Ehl-i Beyt sevdalısının katılımıyla Gadir-i Hum Bayramı kutlandı.Caferi, Sünni, Alevi, Bektaşi ve Şii her kesimden Müslümanları bir programda bir ve beraber olması Türkiye'de özlenen birliğin bir nişanesi o gece yaşanmış oldu. Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın öncülük ettiği programa yerli ve yabancı yüzlerce ilim adamı, Alevi ve Sünni kesimden kanaat önderleri katıldı. Programın kapanış konuşmasını Prof. Dr. Baş yaptı. Her programda olduğu gibi bu programda da Haydar Baş hocama çok kıymetli emanetler hediye edildi. Hz. Hüseyin'in kabrinin örtüsü programa yurt dışından katılan Seyyid Celal Meaş tarafından emanet edildi. Prof. Dr. Haydar Baş kıymetini anlatmaya kelimelerin yetersiz kalacağı bu emaneti alıp, yüzüne sürdü ve "Bu örtü Peygamber Efendimizin Ehl-i Beyt'ini altına aldığı Hemse-i Âli âba gibidir. Milletimizi bu örtü altında bir ve beraber olmaya davet ediyorum" dedi.Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu önemli çağrısı birlik ve beraberliğin ancak ve ancak Ehl-i Beyt'te olabileceğinin de ifadesidir. Ehl-i Beyt'in dışında hiçbir meselede Müslümanların tam olarak bir ve beraber olmaları mümkün değil. Ama Ehl-i Beyt sevgisinde, Resulullah sevgisinde, İmam Ali, Hz. Fatıma sevgisinde, İmam Hasan ve İmam Hüseyin sevgisinde Müslümanların birleşmemesi mümkün değil.Neden?Gadir-i Hum Bayramı konuşmasında Prof. Dr. Haydar Baş'ın da ifade ettiği gibi Ehl-i Beyt'i sevmeyi Cenabı Hak (cc) emrediyor. Şura suresi 23'üncü ayeti kerimede Cenabı Hak (cc) "Deki Muhammed'im ben peygamberliğime tebliğe karşılık sizden Ehl-i Beyt'imi sevmenizden başka hiçbir ücret istemiyorum" buyurmaktadır.Bu ayete göre bir Müslüman Resulullah'a olan şükran borcunu ancak O'nun dediğini, yani Ehl-i Beyt'i gerçekten severek ödeyebilir.Ehl-i Beyt'i sevmek tüm Müslümanların ortak paydasıdır. Bunun dışında başka bir konuda bir olmak mümkün değildir. Bugün Prof. Dr. Haydar Baş'ın ısrarla vurgu yaptığı Ehl-i Beyt'te birlik başarıldığı takdirde İslam coğrafyasında batılı ülkelerin yüz yıllardır planladığı Müslüman'ı Müslüman'a kırdırma planları tamamen yok edilmiş olur. Çok değil birkaç yıl önce Türkiye'de bile Alevi vatandaşlarımızın kapıları işaretleniyordu. Alevi-Sünni çatışması planlanıyordu. Türkiye'de birileri kalkıp Şiilerin katline cevaz veriyordu. Rektör bozuntusu bazı tipler gayrimüslimlerin cennete girebileceğini ama Şii Müslümanların giremeyeceğini iddia edecek kadar kafayı yemişti. Bunlar Türkiye'de planlanan çatışmaların dışavurumuydu.Bu şer planları Prof. Dr. Haydar Baş'ın çalışmalarıyla boşa çıktı.Bugüne kadar Türkiye'de Ehl-i Beyt'i Prof. Dr. Baş gibi anlatan hiçbir kimse çıkmadı.Bugüne kadar Atatürk'ü Prof. Dr. Baş gibi anlatan hiçbir kimse çıkmadı.Bugüne kadar Türkiye'de Hacı Bektaş-ı Veli'yi Prof. Dr. Baş gibi anlatan hiçbir kimse çıkmadı.Bugüne kadar Türkiye isminin nasıl konulduğunu Prof. Dr. Baş gibi ortaya koyan hiçbir kimse çıkmadı.Bu gerçeği gören Irak'tan, İran'dan Suriye'den Müslüman ilim adamları Prof. Dr. Haydar Baş'a çok kıymetli ve mübarek emanetler hediye ettiler.Ehl-i Beyt konusunda konuşan çok. Ama adam konuşunca insanlar Ehl-i Beyt'ten uzaklaşıyor. İmam Ali'den uzaklaşıyor. Cenabı Hakk'ın sevmeyi farz kıldığı mübarek aileden insanları küstürüyor. Yani İslam'dan uzaklaştırıyor.Öyle konuşmalısınız ki, siz konuştuğunuzda insanlar Ehl-i Beyt'e aşık olacak. İmam Ali'ye, Hz. Fatıma'ya, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'e duyulan muhabbet doruğa çıkacak. Ehl-i Beyt'e duyulan özlemden dolayı gözlerden yaş akacak. İşte Prof. Dr. Haydar Baş Ehl-i Beyt'i ve İslam'ı böyle anlatıyor. Prof. Dr. Haydar Baş konuştuğunda hepimizin Ehl-i Beyt'e olan sevgimiz, Resulullah'a olan aşkımız artıyor.Bu farkı Irak'taki Müslüman görüyor. İran'daki, Suriye'deki, Lübnan'daki Azerbaycan'daki Müslümanlar görüyor. Türkiye'deki Ehl-i Beyt sevdalıları anlıyor ve en kıymetli emanetlerini başkasına değil, getirip Prof. Dr. Haydar Baş'a teslim ediyorlar.