Ehl-i Beyt İslam'ı ve İslam kılıflı Emevi anlayışı

Hz. Peygamber'den günümüze İslam tarihini genel bir perspektiften ele alabilenler göreceklerdir ki, İslam'ın Tevhid, irşad, hidayet ve kardeşlik tarihi Ehl-i Beyt evlatları eliyle ve yoluyla yaşanmıştır. Bu, velayet oluğudur; buradan kesintisiz olarak iman, aşk, birlik ve kardeşlik akmıştır. Bu hayatın içi-dışı, her zerresi İslam'dır.İslam aleminin fitneler, katliamlar ve entriklar tarihi ise, Ehl-i Beyt karşıtı Sakife'den semiren Muaviye ve Emevi anlayışı eliyle yapılmış, yazılmıştır. Bu da bid'at ve fitne borusudur ki, sürekli fitne, ihtilaf, yolsuzluk ve haksızlık akmıştır. Bu akımın sadece görüntüsü İslam'dır.Hz. Peygamber'in, İmam Ali ve Ehl-i Beyt'in yaşadığı İslam'da hakka, hakikate ve kul hakkına riayet vardır. Hz. Fatıma'nın örnek ahlakında ebedileştiği üzere 3 gün, 3 hafta, hatta 3 ay aç-susuz da olsanız, kapınıza gelen yoksul ve yetime elinizdeki tek lokmanızı ikram etmek vardır?Sakife'den semiren Muaviye ve Emevi İslamcılığında, İsra 26. ayet gereği Rasulullah'ın Hz. Fatıma'ya bizzat verdiği Fedek'i kamu gücüyle elinden alarak onu ağlatmak vardır. Fırsat ele geçtiğinde de bu Fedek'i Emevi sülalesine pay edip Yezid'lerin şaraplandığı mesire yeri yapmak vardır. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını ve kamu mallarını, ayakkabı kutularından saçılacak şekilde hortumlamak vardır.İmam Ali ve Ehl-i Beyt İslam'ında, insanların, canları, malları, namusları ve onurları zarar görmesin diye hakkı olan hilafet ve idareyi öteleyerek Hakk'a sığınmak vardır? Sakife'den semiren Muaviye ve Emevi İslam'ında ise, saltanat uğruna Hz. Peygamberin torunlarını kılıçtan geçirmek vardır. Saltanata halel gelmesin diye tüyü bitmemiş kundaktaki sabiyi Ebussuud fetvasıyla boğdurtmak vardır. İkbal ve koltuk uğruna Amerika'nın İslam coğrafyasını işgal projesi olan BOP'ta eş başkanlık üstlenerek milyonlarca masumun katledilmesine ortakçı olmak vardır.Ehl-i Beyt'in islam'ında Halife İmam Ali'ye, "İbn Mülcem hazırlıklı geldi, seni şehit etmeye and içmiş; müsaade et de cürmünü işlemeden işini bitirelim" teklifi yapıldığında, "Hayır; cürüm işlenmeden, hüküm infaz edilmez" ikazıyla abideleşen ilahî adalet vardır.İslam kılıflı Emevî idare anlayışında ise, hak ve hukuk düzenine evhamlarına göre ayar çekmek vardır, iktidarın yanlış icraatlarına karşı meydanlarda hakkı haykıranlara dönük yargısız infaz ve cezalandırma vardır, üzerlerine kamu gücünü sürerek adaletsizce hınç ve linç etmek vardır.İslam kılıklı bu Emevî din anlayışı, tüm katliam ve mezalimlere rağmen engellenemeyen Ehl-i Beyt'in gönül fütuhatının ve irşadının önünü kesmek üzere, İngiliz Sömürgeler Kampanyası ile işbirliği içinde Hindistan'da bir "bid'at tarikat" olarak türetildi, Arabistan'da ise bir "İngiliz mezhebi" olarak üretildi.Bunlar çok özel imalatlardır.Ehl-i Beyt karşıtı bid'at tarikat Nakşibendilik'tir. Özel imalat İngiliz mezhebi ise "Vahhabilik"tir.Abdulhalık Gucdüvan'inin (ö.m: 1219), Üveysilik olarak adlandırılan "mezardan icazet alma", "çakma silsile uydurma" ve "havuza iteklenme ictihadı" mavallarıyla türettiği Nakşibendilik akımı, Bahaeddin Nakşibend'le (ö.m:1389) nam salmıştır.Nakşi büyükleri denilenlerin tamamına yakınında olduğu üzere B. Nakşibend de, pirlik postunu ve icazetini, kendinde bir-bir buçuk asır önceki Gücdüvan'inin mezarından duyduğu seslere Üveysilik kılıfı giydirerek elde etmiştir (Bkz. Dr. Kasım Kufralı, Nakibendiliğin Kuruluşu ve Yayılışı, Doktora tezi, s. 51-52, İstanbıl Ünv., Türkiyat Enst., no:337).Nakşibend'in 12 yıl hizmetinde bulunduğu Gazan Hanı Halil'in "cellad"ı olması ve Seyyid Emir Külal'in talebeleri başta olmak üzere Ehl-i Beyt soyunun başlarını kesmede "infaz memurluğu yapması" (Bkz. Bunari, Enis'ut-Talibin, s 85), cüppeli-şalvarlı günümüz Nakşilerinin uydurma fetvalarla destekledikleri İslam coğrafyasındaki BOP mezalimlerini anlamak bakımından da hayati ehemmiyet arz etmektedir?Cellatlıktan pirliğe sıçrayan B. Nakşibend'in yol evlatları, bugün BOP ekseninde Müslümanların katledilmesinde fetva veriyor, baş çekiyorlar. İslam kılıflı Muaviye-Yezid sevdalısı Emevi anlayışı budur.Yarın bu konuları detaylandırayım; ancak siz de, Emre Polat kardeşimle çıkarttığımız "Dini ve Tarihî Arka Planıyla Ehl-i Beyt'e Karşı bir Akım: Nakşibendilik" adlı eserimizi edinin, oradaki belge ve kaynakları görün ki, fitneyi tam keşfedesiniz.