Ehl-i Beyt'i sevmenin mükafatları-II

İmam Taki (a.s) söyle buyurmuştur: "Siz en sağlam yolsunuz, fena yurdunun şehitleri, beka yurdunun şefaatçilerisiniz. Sizi dost edinen mutlu olur. Size düşman olan bedbaht olur, size sıkıca tutulan kurtulur, size sığınan güvende olur, sizi tasdik eden selamete kavuşur ve size sarılan hidayete erer, size tâbi olanın sığınacağı yer cennet, size karşı çıkanın barınağı cehennemdir. Bilin ki kim Âl-i Muhammed'in (Ehl-i Beyt'in) sevgisi üzere ölürse (onların halleri ile hâllenerek) şehit olarak ölmüştür. Bilin ki kim Âl-i Muhammed'in (Ehl-i Beyt'in) sevgisi üzere ölürse  tevbe etmiş olarak ölmüştür. Bilin ki kim Âl-i Muhammed'in (Ehl-i Beyt'in) sevgisi üzere ölürse iman-ı kâmil olarak ölmüştür. Bilin ki kim Âl-i Muhammed'in (Ehl-i Beyt'in) sevgisi üzere ölürse ölüm meleği, sonrada Nekir ve Münker onu cennetle müjdeler. Bilin ki kim Âl-i Muhammed'in (Ehl-i Beyt'in) sevgisi üzere ölürse, gelinin kocasını evine uğurladığı gibi oda cennete uğurlanır.'' (Zemahşeri, Keşsaf, c.4, s.220).İmam Ali (a.s.) buyurdu ki:Resûlullah (s.a.a) buyurdu ki: "Cennete ilk olarak sen, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin gireceksiniz.''Hz. Ali sordu: "Ya Resûlallah, sevenlerimiz ne olacak?''Resûlullah (s.a.a), "Onlar sizin arkanızdan cennete girecekler" buyurdu. (Taberi, Zehair, s.123).Peygamberimiz bir hadisinde şöyle buyurdu: "Kim Ehl-i Beyt'ime ihsanda bulunursa, onun karşılığını dünyada almaktan aciz olur. Fakat ben kıyamet gününde ihsanda bulunanlara mükafatçı olacağım.'' (Taberi, Zehairü'l-Ukba, s.19).Bir gün Hz. Peygamber (s.a.a) Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in ellerinden tuttu şöyle buyurdu: ''Her kim Beni sever bu iki çocuğu, onların babalarını ve annelerini severse kıyamet gününde Benimle beraber, Benim derecemdedir.'' (el-Suyuti, Camiu's-Sağir, s. 280).Cebel büyüklerinden bir kişi her yıl Mekke ziyaretine müşerref olmadan önce İmam Sâdık'ın (a.s) hizmetine varıp, on bin dirhem İmam'a vererek şöyle dedi: "Bu parayla benim için bir ev almanı rica ediyorum.'' Daha sonra Mekke-i Muazzamayı ziyaret etmek için İmam'ın (a.s) huzurundan ayrıldı. Hac amellerini yaptıktan sonra İmam Sâdık'ın (a.s.) huzuruna vardı. İmam (a.s) onu evine alıp, ona bir yazı takdim ederek şöyle buyurdular: "Senin için Cennette öyle bir ev  aldım ki onun bir tarafı Muhammed Mustafa'nın (s.a.a) evine, ikinci bir tarafı Hz. Fâtıma'nın (a.s.) evine, üçüncü bir tarafı Hasan-ı Mücteba'nın (a.s.) evine ve dördüncü tarafı ise Hüseyin bin Ali'nin (a.s.) evine yakındır.'' Yani onlara komşu oldun demiştir. Adam bu sözü İmam'dan (a.s.) duyunca kabul etti. İmam (a.s) o miktar parayı, İmam Hasan ve İmam Hüseyin'in (a.s) evlatlarından fakir ve yoksul olanlara dağıttı. Cebelli adam kendi vatanına döndü. Bir müddet geçtikten sonra adam hastalandı. Akrabalarını toplayıp şöyle dedi: "Ben İmam Sâdık'a (a.s.) inanıyorum. Sizden ricam bu yazıyı benimle defnetmenizdir." Kısa bir süre sonra adam dünyadan göçtü. Vasiyetine göre o yazıyı onunla defnettiler. Ertesi gün geldiklerinde kabrinin üzerinde yeşil yazıyla yazılmış bir mektup gördüler. O mektupta şöyle yazılıydı: "Allah'a and olsun ki, Ca'fer b. Muhammed vaadine vefa etti." (Biharu'l-Envar, c.47, s.134).İşte Ehl-i Beyt'i sevenin ahiretteki mükâfatlarını, ayetlerle hadislerle ve İmamların cümleleriyle aktardık. Rabbim cümlemize Ehl-i Beyt'i sevmeyi, sevdirmeyi, onların safında olmayı nasip eylesin.