Gençliğimiz; en kıymetli yıllarımız. Sevginin saf, hayatımızın renkli olduğu; duyguların doruk noktalarda yaşandığı, karakterimizin oturduğu yıllardır. En verimli çağımızdır fakat gönlün aç, dimağın aç, duygularımızın en yoğun olduğu yıllardır. Evet; insanın hayatında hemen her türlü olumlu ve olumsuz davranışın kökleri; küçüklük ve gençlik dönemlerine uzanır.
Bütün insanlar ilk yaratılışta İslam fıtratı üzere doğarlar; yetiştiricilerinin ellerinde muhtelif dinlerle yoğrulur. Din farkı mahfuz, doğumdan sonra karakter değişimi diye bir şey söz konusu olmaz. İnsanoğlu kendi mahiyetini değiştirmeye muktedir değildir. Efendimiz (s.a.v.) bu gerçeğin altını şöyle çiziyor: "Bir dağın yer değiştirdiğini duyarsanız inanınız fakat bir insanın karakterini değiştirdiğini duyarsanız inanmayınız; çünkü karakter, yaratıldığı hal üzere olur." Bu nedenle gençlik döneminde oluşan karakteristik özellikler; İslam, Kur'an ve Ehl-i Beyt ile şeklini bulmalıdır?.
İslam dini gençliğe ve geçliğin yetiştirilmesine çok büyük önem vermektedir. Çünkü gençler, bir milletin geleceğinin teminatıdır. Bu günün gençleri yarınların büyükleri demektir. Gençleri iyi yetiştiren milletlerin geleceği daima aydınlık olmuştur. Ebeveynlerin çocuklarına en büyük hizmeti; temel ihtiyaçlarını karşılamanın dışında, hem dünya hem de ahretini kurtarmasına vesile olan kulluğu, Kur'an ve Ehl-i Beyt ölçülerini öğretmesidir.
İslam dininin örnek gençlerinden, Resûlullah'ın damadı, velayet yolunun başı İmam Ali Efendimiz, çocuk yaşta İslam'la şereflenmiş, o yaşlarda manevi terbiyeden geçmiş ve Rasûlullah'ın ifadesi ile; ilimde peygamberden sonra gelen insan olmuştur.
Ve yine Mekke'nin en zengini olan Hz. Musab İslam'a girince ailesi onu reddetmiş, o bunlara hiç aldırış etmemiş ve sonuç olarak şehadet ile şereflenmiştir.
Bu örnekler, gençlerini iyi yetiştiren bir milletin geleceğinin daima aydınlık olacağını göstermektedir. Gençlerin iman ve insan şuuru ile yetişmesi geleceğin teminatıdır.
Bedenin hayatını devam ettirebilmesi için yemeye, içmeye ve dinlenmeye ihtiyacı vardır. İnsan ruhunun gıdası da Allah ile olmaktır. İman ve ibadetle insan ruhu tatmin edilmezse, o zaman bir boşluk oluşur ve insan o boşluğu daha farklı yönlerden doldurmaya çalışır. Bugün toplumuzun gençleri amaçsız, hedefsiz, kirli sular içerisinde, bataklıklarda kaybolmaktadır. Bugün bütün sular bulandırılmıştır.
Gerek imani gerek siyasi, gerek sosyal konularda, gerek Atatürk'le ilgili konularda gençlerimize içmesi için birer bardak bulanık su ikram edilmekte ve suyu içen gençler yok olmakta. Günümüzün gençleri içimizi acıtacak kadar cahil, şehvet esiri, sapık akımlara kapılmış, eğlence ve kötü alışkanlıklarla doyumsuz, kimliğini tanımayan manevi açlıkla çığırdan çıkmış durumdadır.
Oysaki Ehl-i Beyt mayasıyla, Kur'an ve İslam ölçüleriyle yetişen gençlik, Peygamber Efendimizin hadislerde haber verdiği gençlerdir. Allah'ın Arş'ının gölgesinde gölgelenebilecek olan 7 sınıf insanı sayarken adil yöneticilerden sonra ikinci sırada, ibadet ederek yetişen gençlik zikredilmiştir. (Buhari, ezan, 36, hudud, 19; Tirmizi, zühd, 53).
"Gençlerin en hayırlısı ihtiyarlar gibi ölümü düşünen, gençlik heveslerine yenik düşmeyen, boğulmayanlardır. İhtiyarlarınızın en kötüleri de; gaflet ve isteklerine uymada gençlere benzeyenlerdir.""Muhakkak ki Allah, gençliğini Allah'a itaat yolunda harcayan genci sever."
(devam edecek...)
Bütün insanlar ilk yaratılışta İslam fıtratı üzere doğarlar; yetiştiricilerinin ellerinde muhtelif dinlerle yoğrulur. Din farkı mahfuz, doğumdan sonra karakter değişimi diye bir şey söz konusu olmaz. İnsanoğlu kendi mahiyetini değiştirmeye muktedir değildir. Efendimiz (s.a.v.) bu gerçeğin altını şöyle çiziyor: "Bir dağın yer değiştirdiğini duyarsanız inanınız fakat bir insanın karakterini değiştirdiğini duyarsanız inanmayınız; çünkü karakter, yaratıldığı hal üzere olur." Bu nedenle gençlik döneminde oluşan karakteristik özellikler; İslam, Kur'an ve Ehl-i Beyt ile şeklini bulmalıdır?.
İslam dini gençliğe ve geçliğin yetiştirilmesine çok büyük önem vermektedir. Çünkü gençler, bir milletin geleceğinin teminatıdır. Bu günün gençleri yarınların büyükleri demektir. Gençleri iyi yetiştiren milletlerin geleceği daima aydınlık olmuştur. Ebeveynlerin çocuklarına en büyük hizmeti; temel ihtiyaçlarını karşılamanın dışında, hem dünya hem de ahretini kurtarmasına vesile olan kulluğu, Kur'an ve Ehl-i Beyt ölçülerini öğretmesidir.
İslam dininin örnek gençlerinden, Resûlullah'ın damadı, velayet yolunun başı İmam Ali Efendimiz, çocuk yaşta İslam'la şereflenmiş, o yaşlarda manevi terbiyeden geçmiş ve Rasûlullah'ın ifadesi ile; ilimde peygamberden sonra gelen insan olmuştur.
Ve yine Mekke'nin en zengini olan Hz. Musab İslam'a girince ailesi onu reddetmiş, o bunlara hiç aldırış etmemiş ve sonuç olarak şehadet ile şereflenmiştir.
Bu örnekler, gençlerini iyi yetiştiren bir milletin geleceğinin daima aydınlık olacağını göstermektedir. Gençlerin iman ve insan şuuru ile yetişmesi geleceğin teminatıdır.
Bedenin hayatını devam ettirebilmesi için yemeye, içmeye ve dinlenmeye ihtiyacı vardır. İnsan ruhunun gıdası da Allah ile olmaktır. İman ve ibadetle insan ruhu tatmin edilmezse, o zaman bir boşluk oluşur ve insan o boşluğu daha farklı yönlerden doldurmaya çalışır. Bugün toplumuzun gençleri amaçsız, hedefsiz, kirli sular içerisinde, bataklıklarda kaybolmaktadır. Bugün bütün sular bulandırılmıştır.
Gerek imani gerek siyasi, gerek sosyal konularda, gerek Atatürk'le ilgili konularda gençlerimize içmesi için birer bardak bulanık su ikram edilmekte ve suyu içen gençler yok olmakta. Günümüzün gençleri içimizi acıtacak kadar cahil, şehvet esiri, sapık akımlara kapılmış, eğlence ve kötü alışkanlıklarla doyumsuz, kimliğini tanımayan manevi açlıkla çığırdan çıkmış durumdadır.
Oysaki Ehl-i Beyt mayasıyla, Kur'an ve İslam ölçüleriyle yetişen gençlik, Peygamber Efendimizin hadislerde haber verdiği gençlerdir. Allah'ın Arş'ının gölgesinde gölgelenebilecek olan 7 sınıf insanı sayarken adil yöneticilerden sonra ikinci sırada, ibadet ederek yetişen gençlik zikredilmiştir. (Buhari, ezan, 36, hudud, 19; Tirmizi, zühd, 53).
"Gençlerin en hayırlısı ihtiyarlar gibi ölümü düşünen, gençlik heveslerine yenik düşmeyen, boğulmayanlardır. İhtiyarlarınızın en kötüleri de; gaflet ve isteklerine uymada gençlere benzeyenlerdir.""Muhakkak ki Allah, gençliğini Allah'a itaat yolunda harcayan genci sever."
(devam edecek...)
Tuğba Varlı / diğer yazıları
- Ölüm gerçek hayattır -2- / 25.09.2021
- Ölüm gerçek hayattır -1- / 24.09.2021
- Annem Fâtıma’nın çeyizi / 22.09.2021
- Annem Fâtıma'nın çeyizi-2 / 09.11.2017
- Annem Fâtıma'nın çeyizi-1 / 08.11.2017
- Pınardan beslenen gençler-2 / 04.06.2017
- Pınardan beslenen gençler-1 / 03.06.2017
- İnsanı insan yapacak eğitim şart / 15.12.2016
- İnsanın yüce gayesi olduğu sürece insandır / 05.09.2016
- Bir zamanlar aile yapımız-II / 06.04.2016
- Ölüm gerçek hayattır -1- / 24.09.2021
- Annem Fâtıma’nın çeyizi / 22.09.2021
- Annem Fâtıma'nın çeyizi-2 / 09.11.2017
- Annem Fâtıma'nın çeyizi-1 / 08.11.2017
- Pınardan beslenen gençler-2 / 04.06.2017
- Pınardan beslenen gençler-1 / 03.06.2017
- İnsanı insan yapacak eğitim şart / 15.12.2016
- İnsanın yüce gayesi olduğu sürece insandır / 05.09.2016
- Bir zamanlar aile yapımız-II / 06.04.2016