Ekonomileri vuran ölümcül enfeksiyon

Koronavirüs salgınının gardını düşürdüğü ülkelerin bağışıklıkları dumura uğrayınca küresel kriz beklediği pusudan çıkarak ülkelerin ümüğünü sıkmaya başladı.

Daha merkezine ulaşmadığımız bu küresel ekonomik kriz, yalnızca gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkeleri vurmuyor. 

Tabiri caizse herkese adil davranıyor. 

Ekonomisi büyük ülkeye büyük, ekonomisi zayıf ülkeye ise küçük vuruyor. Ancak, küçük olsun büyük olsun tüm vuruşlar yıkıcı olacak/oluyor. 

Salgının küresel ekonomiye etkisi 1.2 trilyon dolara ulaşacak. 

Bu boyuttaki bir kaybı hiçbir devletin kaldırması mümkün görünmüyor.

Bu bağlamda bir taraftan virüsün insanlara bulaşması ve ölümlere neden olmasına engel olunmaya çalışılırken, bu mücadeleyle eş zamanlı olarak salgının yıkıma neden olduğu ekonomilerin nasıl ayağa kaldırılacağı hususunda da ekonomistler beyin çatlatıyor.

Ancak şu ana kadar ne koronavirüsü tedavi edebilen bir ilaç bulundu, ne de salgının ekonomik yıkımını önleyebilecek bir çare açıklanabildi.

Aciz kaldık itirafı

Küresel ekonomik kriz konusunda Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nden (OECD) dün önemli bir açıklama geldi. Koronavirüs salgınının oluşturduğu ekonomik şokun tüm zamanların en büyük krizi olmaya doğru hızla gittiğini ifade eden OECD Genel Sekreteri Angel Gurria, ABD, İngiltere ve Almanya'nın da dahil olduğu dünyanın en büyük ekonomilerinin durgunluğa girmek üzere olduklarını açıkladı.

Ülkelerin koronavirüsün ekonomik şoklarından hızla toparlanacağına inananlara 'hayalci' diyen Gurria, bu yıl küresel boyutta yaşanacak iflasların ve işten çıkarmaların korkunç boyutlarda olacağını da sözlerine ekledi.

Kapitalizmi çöpe atın

Yukarıda bir kısmını alıntıladığım çarpıcı açıklamalarını dahi gölgede bırakacak ifadeler kullanan OECD Genel Sekreteri Gurria, hükümetleri borçlanma kurallarını çöpe atıp, krizle başa çıkmak için ellerinden gelen her şeyi yapmaya çağırdı.

Borçlanma kurullarını çöpe atmak demek, temelini insanları borçlandırmak üzerine inşa eden kapitalizmi çöpe atın demekle aynı şeydir.

Bu nasıl bir ekonomi sistemi ki, bugün yaşandığı gibi ülkelerin en zor durumlarında hiçbir çare üretemiyor ve ilk hamle olarak kurallarının rafa kaldırılması şiddetle tavsiye ediliyor? 

Bu durum artık ne yapılırsa yapılsın kapitalizmin diriltilemeyeceğinin bir kez daha itirafından başka bir anlam taşımıyor. 

Mademki çöpe atılsın deniyor, tavsiyem o çöpten bir daha çıkarmayın bu kendine bile faydası olmayan kapitalizm sistemini. 

Hızla içine doğru sürüklendiğimiz büyük ekonomik kriz, bir kez daha tek çarenin, ülkelere kendi imkânlarıyla, borç almadan kalkınmanın yolunu gösteren Milli Ekonomi Modeli olduğunu bize anlatıyor. 

Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu emsalsiz tezi, koronavirüs salgını nedeniyle vurgun yiyecek ekonomiler için tek tedavi, bir daha böyle ölümcül ekonomik enfeksiyon yaşamamak için de yegane aşı konumundadır.