logo
28 MART 2024

Elvada Ya Şehri Ramazan

06.12.2001 00:00:00
Ramazan YazılarıRamazan'da O'nunla olabilmekMuhammed HEKİMGİLZaman ve mekân kabuğunu değerlendiren, kıymetlendiren öz: "İnsan-ı Kâmil" ... Bu nedenledir ki, kemâlin, her türlü olgunluğun doruğunda olan Hz. Muhammed Mustafa (sav)'in asrı değerli: Asr-ı Saadet, Nur Asrı, Asr-ı Hidayet... Ve yine O'nunla şereflenen beldeler mübarek: Mekke-i Mükerreme, Medine-i Münevvere, Mukaddes Belde...

Engin ve sonsuz bir rahmet deryası olan Ramazan'da, ondan azami istifade etmeyi arzuluyor insan... Bulunduğu mekân neresi olursa olsun, yeter ki Ramazan'ı ihya edebilsin, buna bir "vesile" arıyor... Cenabı- Hakk'ın tecelligahi olan "Kamil İnsan" ile bu rahmet denizine dalmak, feyiz ve bereketinden yararlanmak en güzel vesile olsa gerek...

Evet, ilahi, sermedi ve Muhamedi nura basamak olan vesileleri bir bir araya koyarak ve onların sonuncusu, aramızda bulunup bize yakın olanın (O'nun, zamana sahib Kâmil İnsan'ı) vesile edinebilmek... Yani mübarek, mukaddes Ramazan'da O'nunla yeniden Hak Yolculuğuna çıkmak, O'nunla olmak, O'nunla iltica etmek, istemek ve rahmet etmek... Rahmet ve lütfu aynı O'nunla ihya etmek...

Bu ayda, tecelliler "İnsan", "Kur'an" ve "Kainat" aynalarına bolca yansıyor. Hakk'ın nurunu, muhabbetini, birlikte seyretmek, duymak, yaşamak ne de güzeldir... Bakıp da görebilen için O zaten bir ayna: "İnsan-ı Kâmil aynası"... O'nunla beraber olabilen, bu ayda O'nda nice rahmet tecellileri seyredebilir, tadabilir...

Kur'an'a gelince, bu ayda en çok okunuyor, mukabele ediliyor. Fert-fert, cemaat-cemaat, gece-gündüz, ev-ev, mescid-mescid tilâvet ediliyor, hatimler iniyor... Bu ay Kur'an ayı adetâ... Nitekim Cenab-ı Hak: "Şehr-i Ramazan öyle bir aydır ki, onda Kur'an-ı Kerim indirildi." (Bakara: 185) ve "Biz Kur'an-ı Kerim'i mübarek bir gecede (Kadir gecesinde) indirdik" buyurmaktadır. Kur'an ile olan ünsiyet ve yakınlık, o aynadaki tecellilerin seyrine vesile olur. İşte bu seyirde O Kamil İnsan'la beraber olabilmek...

Ve yine kainât aynasına, kendine yansıyanı tam manasıyla özümleyecek bir nazarla, tefekkürle bakmak... Bu ayda, o aynadan da aksedeni alabilmek... Bunun için de O'nun eteğinde, dizinin dibinde olmak...

Neden mi? "(Allah) dilediğine hikmet verir. Hikmet verilen kimseye çok hayır verilmiştir. Bunu ancak akl-ı selim sahipleri düşünüp anlar" (Bakara: 269). İşte böylesine bir hikmete erenle; Hak gözü ile görüp, Hak kulağı ile işiten; Hak eli ile tutup, Hak ayağı ile yürüyen Kâmil İnsan'ın asrımızdaki ile (O'nunla) beraber olabilmek ne imrenilecek bir haldir ki, bize bizzat zatında insan aynasını, Kur'an'a açacağı kapı ile Kur'an aynasını ve onlardaki tecellileri seyrettirecek... Veya kumaşa sürtünüp mıknatıslanan ve kağıt parçacıklarını çeken cezbeden cisim gibi, Hakk'ın kokusunu, nurunu, sesini ve güzelliğini bu ayda üzerinde gösterecek "O Mana Eri" tarafından çekilmek ne de güzel...

devam edecek...

Eski İstanbul Ramazanlar'ıCamiden çıkan halk arasında sohbet erbabı ağaç altı kahvelerine, saz söz ehli olanlar saz şairlerini dinlemek için Çemberlitaş civarındaki Tavukpazarı saz şairleri kahvelerine, çiftenağralı, çığırtmalı, zillimaşalı, darbukalı zurnalı semai kahvelerine dağılırlar, herkes kendi zevkine göre hoşça vakit geçirirdi. Her semtte Karagöz, meddah olduğu gibi Şehzadebaşı'nda en meşhurları bulunurdu.

Nüktedan, zerafetperver halk, ortaoyunlarını tercih ederdi.

Benim çocukluğumda Çemberlitaş civarındaki Vezir Hanı içinde, Şehzadebaşı civarında bir arsada, çadır etekleriyle kapatılmış meydanlarda oynarlardı. Sonra Kavuklu Hamdi Efendi'ye geçen ortaoyunculuğu onunla sona ermiştir. Merhum Hamdi Efendi gibi zarif bir nüktedan bugüne kadar gelmedi.

Merhum Hamdi Efendi'nin anlattığına göre kendisi Eyüp'te doğmuştur. Babası Şeyhülislâm kapısında evrak kalemi kâtibi imiş. Oğlunu mahalle mektebini bitirince evrak kalemine kaydettirmiş. Hamdi on sekiz yirmi yaşına kadar kaleme devam etmiş. O esnada Zeyrek Bekçisi denen ortaoyununun kolbaşısı Hacı Bekçi'nin bir Ramazan gecesi oynadığı o zamanın tabiriyle Zuhuri kolunu yani ortaoyununu babasından gizli mahalle arkadaşlarıyla seyreder; Hacı Bekçi'nin maharetine hayran olur. Bundan sonra ortaoyunu nerede oynanırsa, Hamdi orada... Babası döver, azarlarsa da vazgeçiremez. İstanbul'da, Göksu'da, Beykoz'da, Kadıköy'de, Yoğurtçu'da, Mama'da, Çamlıca'da, Libade'de, Sarıyer'de sularda ortaoyununu haber alan Hamdi Efendi, orada Hacı Bekçi'nin peşinde dolaşa dolaşa evi barkı unutur. Babasının azarlaması, hırpalaması fayda vermez. Nihayet evi barkı terkederek, Zuhuri koluna katılır. Bohça taşır, Kolbaşı'ya hizmet eder. Bekçi'nin vefatından sonra Kolbaşının yerine Kavuklu'ya çıkar. Ustasının pişekârı Tosun Efendi ile çalışarak ortaoyununu devam ettirir.

Kabri, Eyüp türbesi arkasındaki yokuşu çıkarken sol tarafta, Cihan Pehlivanı Kara Mehmet'in kabri yanındadır.

Musahipzade Celal/Eski İstanbul Yaşayışı.

Fıkıh KöşesiZekatın mahiyetiZekâtın her yönden birçok yararları vardır. Bilindiği gibi, kalblerde pek ziyade yer tutan mal ve mülk sevgisi, insanı yüksek duygulardan yoksun bırakır, insanı bazan fena işlere sürükler. Zekât sayesinde ise kalbin bu zararlı duygusuna ve meyline direnilmiş olur, nefs de cimrilikten kurtulmuş olur. Mal, başkasının hakkından arındırılarak insanda şefkat ve hayırseverlik duyguları gelişir. Başkalarını gözetme ve koruma gibi yüksek duygular meydana gelir.

Sonra zekât, sosyal hayatın huzur ve mutluluğuna, beraberliğine ve refahına sebebdir. Yoksulları ve acizleri, kendi varlığından faydalandıran bir zengin, cemiyetin en değerli sevimli uzvu (organı) sayılır. Fakirlerin ve muhtaçların acılarını azalttığından, onların övgülerini, sevgi ve dualarını kazanır. Mal varlığı da hain ve hırslı gözlerin saldırısından güven içinde bulunur. Artık böyle birbiri için hayır düşünen, yardımsever olup duacı bulunan bir cemiyet içinde güzel bir yaşantı meydana gelmiş olmaz mı?

Bir de zekât vermek, güzel bir inancın eseridir. Böyle bir inanca sahip olan kimse, bağlı bulunduğu cemiyet için zararlı olmaktan uzak, çok yararlı bir insan olur. Çünkü kendi malından bir kısmını sadece Allah rızası için ayırıp fakir din kardeşlerine veren ve bundan dolayı onlardan hiç bir karşılık gözetmeyen bir insan, artık çevresine yararlı olmaz mı? Böyle bir kimse hiç kendisine ait olmayan şeylere göz dikip de başkalarının zararına çalışır mı? Başkalarının ellerindeki mallara saldırır mı?

Bununla beraber zekât Allah'ın nimetlerine karşı bir şükran görevidir. Zekât veren Müslüman şöyle düşünür: Elde ettiğim bu varlık, bana Yüce Allah'ın ihsanıdır. Nice insanlar vardır ki, daha güçlü ve daha bilgili oldukları halde bu mal varlığından yoksun bulunuyorlar. Bunun için ikram ve ihsanı sonsuz olan Yüce Allah'ın nimetlerine karşı şükretmek gerekir. İşte bu şükür, farz olan zekâtın ödenmesiyle yerine getirilmiş olur.

Şu da düşünülmelidir ki, insanın elde ettiği nimet üzerinde, onun bulunduğu çevrenin çok yönlü etkisi vardır. Eğer o zengin böyle bir çevrede yaşamamış olsaydı, bu mal varlığını kazanabilecek miydi? İşte bu da bir nimettir. Bu nimete karşı da şükür, o çevredeki yoksul ve perişan insanlara karşı yardımda bulunmakla olur. Zekât ve sadakanın verilmesi de, böyle bir yardımı gerçekleştirir.

Ömer Nasuhi Bilmen / Büyük İslam İlmihali

LâtifelerSefil, perişan, fakîr ve zavallı bir dilenci bir sarayın kapısında durup "Allah rızâsı için bir şey" ister. Ve hânedan sâhiplerine medhiyeler okuyup şiirler ve beyitler söyler. Hâne sâhibi içeriden:

-Ev halkı burada yoklar, hamama gittiler, der.

Dilenci:

-Benim murâdım ekmek ve paradır, ev halkıyla bir işim yok, der.

Şiir

Vir buldugun gedâya dilin bağla lutf ile

Açun hemân dehânını bir pâre nân tutar

Söyletme süfleyi ki dilün tîre olmaya

K'ağzın açup şikâyet iderse cihân tutar

Bin kez döğüp söğersen iti ürmesin komaz

Meşhûrdur dehân-ı seği üstüh ân dutar

(Dilenciye elinde bulunandan ver ve iyilikle dilini tut. Aç olanın ağzını bir parça ekmek tutar.

Aşağılık kimseyi söyletme ki, gönlün bulanmasın. Eğer ağzını açıp şikâyete başlarsa cihânı kaplar.

Köpeği bin defa döğüp söğsen yine de ürmesini bırakmaz. Meşhur sözdür: Köpeğin ağzını kemik tutar).

* * *

Fâtih Sultan Mehmed Gâzi'nin kazaskeri olan Kebelioğlu, zamanın ileri gelenleri ile âlimlerinin bir kısmına fazla iltifat ve ilgi göstermediği için, çoğu onun azledilmesini isterlerdi. Ve Mevlânâ Vildân'ın bu makama yakınlığını görüp onun kazasker olmasını dilerlerdi.

Nasılsa bir gün azledilip yerini Vildân'a verirler. Acem Kâsım bu haberi işitince Ayazmendoğlu'na muştulamağa gider. Hamamdadır derler. Hamama gidip tellağa:

-Ayazmendoğlu'na söyle, dışarı çıksın. Ona sevindirici bir haberim var. Ayazmendoğlu sezgiyle mes'eleyi anlar ve dışarı çıkıp:

Lâ takül büşrâ velâkin büşreyân

(Bir müjde deme iki müjde 'haberini' söyle) der. Acem Kâsım da o anda:

Devletü'l-Vildân azlü'l-kaltaban

(Namussuzun azli, Vildân'ın devletidir) cevabını verir.

Lamiizâde Abdullah Çelebi

Gönül DostlarıMevlânâ Hâlid-i BağdâdîÇok sevdiği talebelerinden ve halîfelerinden olan Seyyid Tâhâ-yı Hakkârî'ye yazdığı mektûbunda buyurdu ki:

"Allah-ü Teala, kalbimin özlediği rûhumun gözlediği Seyyid Tâhâ'yı, fena ve bekâ mertebelerine kavuşmakla şereflendirsin. Allâmenin (yâni Seyyid Tâhâ Hazretlerinin) bu fakîre yazdığı mektup geldi. İslâmiyetin yayılmasına çalıştığınız ve Kur'an-ı Kerim'in hatmi hakkında yazıyorsunuz. Çok memnun olduk. İhlâs şartı ile Allah-ü Teala'ya ne kadar ibadet ederler, Resûlullah Efendimizin sünnetine ne kadar uyarlarsa, sizin vâsıtanızla olduğu için, her birinin sevabı kadar sizin de amel defterinize yazılacaktır. Resûlullah'ın; "Bir kimse İslâmda sünnet-i hasene yaparsa, bunun sevâbına ve bunu yapanların sevaplarına kavuşur" hadis-i şerifi bu sözümüze şâhiddir. Vesselâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtühû."

Talebelerine ve sevenlerine nasîhat ederek buyurdu ki:

Sizlere vasiyetim, size İslâmiyet'i anlatan hocaya itirâzı terk, Resûlullah'ın dînine ittibâ ve kendini aradan çekip, yok etmeyi bu yolun esâsı biliniz. Bu üçü olmadan bu yolda ilerleme olmaz.

Bu yolun büyükleri kendilerine bağlı olanlardan gâfil değildir. Onlara kimse kafa tutamaz. Onlara kafa tutanın işi de, başı da, saâdeti de gider.

Hanım, çocuklar, mal ve mülk, ve Allah-ü Teala'nın emânetleridir. Emânetlerini istediği zaman alır.

Nefs-i emmâreden kurtulmanın alâmeti, insanların övmesi ile ayıplamasını, eşit görmektir. İnsanların rağbetine sevinip, aramamalarına, etrafınızda dolaşmamalarına üzülmek, basitlik, büyük akılsızlık ve anlayışsızlıktır.

En mühim vasiyetim şudur ki: Ölümü, âhiret hallerini ve nîmetlerin hakiki sahibini unutmayınız. Elden geldiği kadar Peygamberlerin Efendisinin (sallallahü aleyhi ve sellem) sünnetine uymada ileri gitmeye çalışınız. Günde bin kere duyulmayacak kadar alçak sesle, Kelime-i tehlîl (Kelime-i tevhid) söyleyiniz. Hem kalbe yönelerek, hem de mânâsını düşünerek olsun. Böylece kalpte, hakîkî matlûbdan başka bir şey kalmasın. Zîrâ büyüklerin yolunda asıl maksad mâbûddur.

İhlâs ne kadar çok olursa, evliyanın yardımı o kadar ziyâde olur.

Evliyânın kalbleri, ilâhî nûrların çıkıp geldiği kaynaklardır. Onların hoşnut olduğundan, Hak Teala da hoşnuttur. Onların kalblerinde yer eden, büyük devlete kavuşmuştur.

Bizim yolumuz, İslâm dinine ittiba (uyma) yoludur. Herkes elinden geldiği kadar buna çalışmalıdır.

Allah adamlarının iğnesini (dokunaklı sözlerini) ilâç gibi bilmelidir. Çünkü bu tâifenin celâli, cemâl ile karışıktır. Yâni kızmalarında da merhamet vardır.

Bütün gayretle, sünnetin yayılmasına ve bid'atlerin yok edilmesine çalışmalı, Müslümanların, Ehl-i Sünnet alimlerinin bildirdikleri doğru îtikâd üzere olmalarına uğraşmalıdır. Bu işle uğraşmadan yapılan zühd ve ibâdeti, kör, kötürüm ve ihtiyarlar da yapar.

Namazın şart ve rükünlerini, sünnet ve ebedlerini anlatan kitapları insanlara okuyup, tavsiye etmeniz büyük devlettir.

İnsanlardan gelen sıkıntılara katlanmak, Allah-ü Teala'nın beğendiği, Resûlullah'ın sevdiği ve büyük evliyanın özendiği bir ahlâktır.

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin gösterdiği pekçok kerametleri onun evliyalıktaki yüksek derecesini göstermektedir.

Ramazan SofrasıTAVUKLU TEL KADAYIF

(4 Kişilik)

Malzeme: 500 gr. Tel kadayıf, 100 gr. Tereyağ, 1 su bardağı Süt, 1 ad. Yumurta, 1 ad. Piliç, 2 ad. Domates (kabuğu soyulmuş), 2 ad. Çarliston biber, 2 diş Sarımsak, 100 gr. Kaşar peynir (rende), Tuz ve Beyaz toz biber.

Tarif: Pyrexi kabı yağlanır, eritilmiş tereyağı kadayıfla beraber harmanlanıp yarısı kabın dibine yayılır. Piliç ızgarada kızartılıp, didiklenir. Ayrı bir kapta az yağ ile ince doğranmış soğan, biber ve sarımsak sote yapılır. Sonra domatesler doğranıp, katılır. Didiklenmiş tavuk ile tuz ve biberi ilave edilip karıştırılır. Hazırlanan tavuk sote, kadayıfın üzerine yayılıp, kaşarın yarısı üzerine serpilir. Kalan kadayıf tekrar üstüne konup kapatılır. Sütle yumurta bir kapta karıştırılıp üzerine dökülür. Kalan kaşar peyniri de ilave edilip, 160 derece fırında 20 dk. pişirilir. Piştikten sonra kesilip, altına ince domates sos konarak servis yapılır.Afiyet Olsun
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz

Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar

 
 
İkinci Dünya Savaşı'nda yüzbinlerce Yahudiyi katleden Almanya, hızlı adımlarla 'siyonist ülke olma' yolunda ilerliyor. Gazze'de soykırım yapan İsrail'i açıkça desteklemekten geri kalmayan Berlin yönetimi, geçmişte soykırıma uğrattıkları Yahudilere bir bakıma "Bizden intikam almayın ancak kimi soykırıma tabi tutarsanız tutun, sizi destekleyeceğiz" mesajı vermiş oluyor. 
28.03.2024 17:58:00 / Güncelleme: 28.03.2024 18:06:02
AHMET TURAN YİĞİT
 Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar
 Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar


İkinci Dünya Savaşı'nda yüzbinlerce Yahudiyi katleden Almanya, hızlı adımlarla 'siyonist ülke olma' yolunda ilerliyor. Gazze'de soykırım yapan İsrail'i açıkça desteklemekten geri kalmayan Berlin yönetimi, geçmişte soykırıma uğrattıkları Yahudilere bir bakıma "Bizden intikam almayın ancak kimi soykırıma tabi tutarsanız tutun, sizi destekleyeceğiz" mesajı vermiş oluyor.


Siyonizm karşıtı örgüte baskı

Nitekim Almanya'da, siyonizm karşıtı "Orta Doğu'da Adil Barış İçin Yahudilerin Sesi - Jüdische Stimme für gerechten Frieden in Nahost" adlı Yahudi derneğin banka hesabı, üyelerin tam listesini ve adreslerini talep eden bankalar tarafından bloke edildi. Dernek, daha önce Berlin'de düzenlediği gösteride, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını protesto etmişti. Öte yandan Almanya'da vatandaşlığa geçişlerde yapılan testin, gelecekte İsrail, Holokost ve Yahudilikle ilgili soruları da içereceği bildirildi.

Bakanın söyledikleri yenilir yutulur gibi değil

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, yenilenmiş soru listesini önemli bir adım olarak gördüğünü belirterek, "Değerlerimizi paylaşmayan hiç kimse Alman pasaportu alamaz. Burada çok net bir kırmızı çizgi çizdik" ifadesini kullandı. Faeser, antisemitizm, ırkçılık ve diğer insanları aşağılama biçimlerinin Alman vatandaşlığına geçişte engel teşkil ettiğini belirtti. Almanya'nın Holokost'tan dolayı İsrail'i ve Yahudileri koruma konusunda özel sorumluluğu bulunduğunu dile getiren Faeser, "Bu sorumluluk bugünkü kimliğimizin bir parçasıdır" değerlendirmesinde bulundu. 

Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu

Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği, CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında "Kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler' sözleri nedeniyle suç duyurusunda bulundu.
28.03.2024 16:32:00
İhlas Haber Ajansı
Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu
Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu
Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'in bir mitingde 'Tayyip Bey çağırınca oraya dizilen kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil, dedesi Çanakkale'de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi" ifadelerini kullanması üzerine hakkında suç duyurusunda bulundu.

Konuya ilişkin açıklamada bulunan Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği Başkanı Cafer Akın, 'CHP Genel Başkanı Özgür Özel haddini aşan açıklamalarda bulunmuştur. Bunun üzerine Kahramankazan 15 Temmuz Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği olarak suç duyurusunda bulunacağız. CHP Genel Başkanı hadsiz Özgür Özel, 15 Temmuz darbe girişimine karşı koyan vatandaşlarımıza utanmadan, sıkılmadan 'zibidi' dedi. 'Tayyip Bey'in çağrısına oraya dizilen kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil, dedesi Çanakkale'de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi' ifadesini kullandı. CHP, Mustafa Kemal Atatürk'ün kemiklerini sızlatmaya devam ediyor. Özgür Özel'i kınıyoruz. 15 Temmuz şehit ve gazilerine zibidi diyemezsin, haddini bil' diye konuştu.

'Fetullahçı teröristlere inanç grubu güzellemesi yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i kınıyoruz'

Özel'den özür beklediklerini söyleyen Akın, 'Aziz Türk milleti evlatları, söz konusu vatan olduğunda canlarından geçerek darbecileri ve darbeciliğe alkış tutanları durdurmuşlardır. 15 Temmuz'da devletinin çağrısıyla milletle kol kola şehadete yürüyerek tanklara siper olan aziz şehitlerimizin aileleriyle birlikte şehitlere 'zibidi' deme hadsizliğini gösteren Fetullahçı teröristlere inanç grubu güzellemesi yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i kınıyoruz. Her halükarda ülkeyi sizin kurtarmayacağınız kesin. Tankların arasından sıvışıp giderken, televizyon karşısında kahvenizi yudumlayarak izlediğiniz 15 Temmuz'da meydanlarda can veren, kan veren o 'zibidi' dediğiniz korkusuz kahramanlardan öğrenecek çok şeyiniz var. Asıl zibidi kim biliyor musunuz' O gece darbe oluyor diye alkış tutanlar, o gece kadeh kaldıranlar, o gece tankların arasından sıvışanlar, o geceden sonra darbecileri savunanlar, kahpe teröristlerle iş birliği içerisinde olanlar; millet siz siyasi malzeme yapın diye kurtarmadı bu vatanı. Ne Çanakkale'de kefensiz yatan atalarımız ne de 15 Temmuz'da karşı koyarken şehit olan yiğitlerimiz. Kahraman gazilerimiz, bu ülke için zerre faydası olmayanlar, ülke yönetimine talip olmaktan utanmıyorlar. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'den şehit ailelerimiz ve gazilerimizden acilen özür dilemesini bekliyor ve şiddetle kınıyoruz' dedi.

'Atatürk'ün kurduğu bir partide gazilere ve şehitlere bu söylem kabul edilemez niteliktedir'

Özel'in sözlerinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Avukat Burakhan Çınar ise, 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve aziz milleti için bir an olsun gözünü kırpmadan şehit olan ve yine bu uğurda gazi olanlara CHP Genel Başkanı'nın TV kanallarında da görüleceği üzere açık bir şekilde 'zibidi' şeklindeki hakaretini derin bir üzüntü ile hep beraber izledik, takip ettik. DEM Parti ile kent uzantısı neticesinde PKK'lı kişileri ilçe yönetimlerine sokan bir partinin genel başkanının her mitingde, hatta kendi partisinin genel başkanlık seçimlerinde dahi Selahattin Demirtaş'a, Osman Kavala'ya selam gönderirken, gazi veya şehit gibi kelimelerin nasıl bir maneviyat oluşturduğunu anlaması bizler tarafından beklenemez. Türk Ceza Kanunu'nun belirli maddelerini ihlal etmesi ve gazilerimiz ile şehit ailelerimiz üzerinde nasıl bir etki uyandırdığı kamuoyunun takdirindedir. Bu nedenle Kahramankazan Cumhuriyet Başsavcılığımıza şikayetçi olmak için burada bulunuyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu bir partide gazilere ve şehitlere bu söylem kabul edilemez niteliktedir. Bu nedenle de Özgür Özel'i kınıyoruz ve kendisinden şikayetçiyiz. Yüce Türk adaleti gereğini yapacaktır' ifadelerini kullandı.

Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?

31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri dolayısıyla okullar 1 Nisan 2024 Pazartesi günü tatil edildi
28.03.2024 15:32:00 / Güncelleme: 28.03.2024 15:37:04
AA
Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?
Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri dolayısıyla okullar 1 Nisan 2024 Pazartesi günü tatil edildi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin imzasıyla illere gönderilen genelgede, eğitim kurumlarının, 31 Mart Pazar günü yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde, seçmenin oy kullanmasına imkan verecek şekilde hazırlanacağı belirtildi.

Genelgede, seçimlerin ardından Bakanlığa bağlı eğitim kurumlarının, eğitim-öğretime hazır hale getirilmesi amacıyla 1 Nisan 2024 Pazartesi gününün tatil edildiği bildirildi.

Öte yandan 1 Nisan günü yönetici ve öğretmenler, aylık karşılığı ders, varsa ek ders, ders niteliğinde yönetim, hazırlık ve planlama görevlerini yapmış sayılacak. 

Akkuyu'da büyük eylem

Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali olan, Rosatom Enerji Şirketi tarafından Mersin'in Gülnar ilçesindeki Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde taşeron firmanın çalışanları, maaş alamadıklarını belirterek bazı bölümlerde iş bıraktı
28.03.2024 10:11:00 / Güncelleme: 28.03.2024 10:15:27
İhlas Haber Ajansı
Akkuyu'da büyük eylem
Akkuyu'da büyük eylem
Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali olan, Rosatom Enerji Şirketi tarafından Mersin'in Gülnar ilçesindeki Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde taşeron firmanın çalışanları, maaş alamadıklarını belirterek bazı bölümlerde iş bıraktı.

Mersin'de yapımı devam eden Akkuyu NGS inşaatında çalışan işçiler, taşeron firmanın maaş ödemediğini ileri sürerek eyleme başladı. Dün yüzlerce işçinin iş bırakmasıyla başlayan eylem nedeniyle bölgede güvenlik tedbirleri de arttırıldı. Maaşlarının yatmadığını belirten işçilerin bugün de iş bırakma eylemlerine devam ettiği öğrenildi.

Daha önce de birçok kez Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ndeki taşeron firmanın işçileri maaşlarını alamadıkları gerekçesiyle eylemler yapmıştı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.