Enes Kara ne ilk ne de son…

İstemediğini söylediği halde ailesinin zorlamasıyla kaldığı cemaat yurdunda yaşadıklarını anlattığı bir video çektikten sonra intihar eden üniversite öğrencisi Enes Kara için hepimiz üzüldük.

Olay, cemaat ve tarikat yurtlarının durumunu yeniden Türkiye gündemine getirdi. 

Türkiye'de cemaat ve tarikat yurtları konusu maalesef zıvanadan çıkmış durumda. 

Elbette yasal koşulları sağlayan her müteşebbis ya da vakıf öğrenci yurdu açıp işletebilir. Ancak sırf ücretsiz ya da düşük ücret alındığı için bu yurtlarda kalan öğrencileri, kontrolü yapılamayan bazı eğitimlere katılmaya zorlamak, Enes Kara örneğinde olduğu gibi acı verici bir şekilde ters tepebiliyor.

Ancak her gencin tepkisi Enes gibi olmuyor ve o zorlamalara ve baskılara iç dünyasında tepki biriktiren gençler, o baskı zincirlerinden kurtulduktan sonra deist ya da ateist olabiliyorlar.

Enes Kara'nın ailesinin açıklamaları da acı bir gerçeği ortaya koyuyor.

Yaklaşık 30 yıldır Sait Nursi'nin kitaplarını okuduğunu söyleyen Enes'in babası, çocuklarının manevi yönden gelişmesini istedikleri için Sait Nursi'nin kitaplarının okutulduğu, intihar olayının gerçekleştiği yerde kalmasını istediklerini söylemiş. 

Üstelik Enes'in okuması için mecbur tutulduğu Sait Nursi'nin Risale-i Nur adlı kitapları, Türkiye'nin başına 15 Temmuz darbe girişimi ve dinlerarası diyalog gibi melanetler başta olmak üzere türlü türlü belalar açan FETÖ terör örgütünün de yıllardır okuduğu ve okuttuğu kitaplar maalesef.

Bu sorunlar aslında evinden uzak okumak zorunda kalan öğrencilere hükümetin yeterli yurt imkânı sağlamayarak, gençliği böyle yerlerde kalmak zorunda bırakması nedeniyle ortaya çıkmaktadır.

Devlet lisede olsun üniversitede olsun tüm gençlere barınma imkânları sağlayarak, FETÖ'nün neşvünema bulmasına çanak tutan ne idüğü belirsiz ideolojilerin gençleri yeniden tuzağa düşürmesine engel olmalıdır.

Milletimizin çoğunluğunun ifade ettiğim bu görüşümü paylaştığını gösteren araştırmalar da var.

Bu konuda yakın zamanda yapılan bir anket dikkat çekici veriler ortaya koymuş. 

MetroPOLL Araştırma'nın Türkiye'nin Nabzı Ekim 2021 araştırmasında seçmenlere 'Cemaat ve tarikatların öğrenci yurtları işletmelerini doğru buluyor musunuz?' sorusu sorulmuş.

Ankete katılan her 10 kişiden en az 8'i cemaat ve tarikatların öğrenci yurtları işletmesini doğru bulmadığını söylemiş. 

Parti tercihlerine göre ise AKP'lilerin yüzde 71'i, MHP'lilerin yüzde 89'u cemaat ve tarikatların öğrenci yurtları işletmesini doğru bulmadığını söylemiş.

Seçmenin yüzde 82.1'i çocuğunu cemaat veya tarikat öğrenci yurtlarına 'asla vermem' derken, yüzde 7'si ise 'vermek istemem, ama çaresizsem veririm' cevabını vermiş.

Bu oranlar da gösteriyor ki, öğrenci yurtları işleten cemaatlere toplum nezdinde hiç ama hiç güven yok. 

Enes olayı cemaatlerin işlettiği kurumlarda yaşanan üzücü hadiselerin ne ilk ne de son örneği maalesef. 

Artık bu son hadiseden de ders alınarak kanımca devlet, öğrenci yurtları ya da denetlenmeden öğrenci barındıran, ama gerçekte bir yurt gibi bazı cemaatlere bağlı olan Enes'in kaldığı konut gibi yerleri yasaklamalı, yasaklanamıyorsa etkili bir denetleme mekanizması kurularak, bu çocuklara ne idüğü belirsiz kitapları okumaya mahkûm edilmesine dur demelidir.