Osmanlı-Alman anlaşması 3 Ağustos 1914 imzalanır. Enver Paşa ve Talat bey imzalar. Padişah Halife dahil, sadrazam ve hükümet üyeleri, İttihat Terakki fırkasından kimsenin haberi yoktur. Anlaşma 2 Ağustos 1914'de Enver ve Talat bey ile Alman temsilciler tarafından hazırlanır. Bu ikili ayni gün Meclis-i Mebusan'ı da tatil ederler. Halbuki meclis kapatılmasaydı bu anlaşma tartışmaya açılır ve savaşa katılmamız önlenebilirdi. Bunu bildikleri için tatil etme yolunu seçtiler. Enver ve Talat ikilisi, halk arasında düşüncelerini benimsettirmek için beyannamelerle ve ittihatçı basın yolu ile yaymaya çalışırlar. Savaşın Türklük ve Müslümanlık için büyük bir fırsat olduğunu? Rumeli'nin hemen bütünü Balkanlarda kalmış ve devletin Asya ülkeleri de büyük devletler arasında resmen paylaşılmış olduğunu? gibi? Enver ve Talat ikilisine Cemal Paşa da katılır. Bu üçlünün aldığı kararlarla 29/10/1914'de Osmanlı Devleti resmen savaşa sürüklenir. Alman Kayser'i 4 Ağustos 1914 de Akdeniz'deki Alman savaş gemileri için (Goben-Breslav) Osmanlı Donanmasına katılacaklarını bildirerek 3 Ağustos tarihli ittifak anlaşmasını dünyaya duyurur. Ayni gün 4 Ağustos 1914'de Osmanlı sadrazamı Sait Halim Paşa da yabancı elçilere şöyle der: "Meclis-i Vükela kesin tarafsızlık gütmeğe karar verdi, bu amaçla alınan tedbirle arasında Boğaziçi'nin kapatılması durumu da vardır??" Hükümet başkanı böyle söylerken, Alman kayseri anlaşmayı dünyaya ilan ediyor. 6 Ağustosta da Alman Büyük Elçisi anlaşma ile ilgili olan, Almanya'nın üstlenmelerini belirten mektubunu Bab-ı Aliye bildirir.Enver Paşa ve Talat Beyin, komitacıvari bir davranışla 3 Ağustosta imzaladıkları Alman anlaşması için 7 Ağustosta, Sadrazam Sait Halim Paşa, Talat bey, Enver Paşa, Cemal Paşa, İbrahim Bey, Cavit Bey ve kısacası bütün nazırlar toplanarak, 6/8/1914 tarihli Alman Üstlenmeleri ile ilgili mektup ve anlaşma şartları incelenir.10 Ağustosta toplanan Meclis-i Vükela toplantısında, Sadrazam savaşa hemen katılmamayı savunurken, Enver Paşa Almanların isteği üzerine katılmayı savunur ve isteğini de meclise kabul ettirir. Toplantıda bulunan Cavit Bey, hatıratında bu toplantı için şunları yazmıştır: " Sadrazamda içtima. Almanlar bizi bir an evvel harbe girmeğe teşvik ve teşci ediyorlar. Enver Savaşa atılmaya müheyya (hazırlanmış). Ve zannediyorum ki içimizde mesleğine en bağlı olanı o. Ya batmak ya çıkmak istiyor. Almanların nüfuzu altında. Alman galibiyetine itimad-ı tamı var. Onlarla birlikte yürümek talihini onların talihine bağlamak istiyor. Başka bir şey düşünmek istemiyor."Enver Paşa seçimle kurulmuş bir Meclis-i Mebus anın içinden çıkan bir hükümetin Bakanı. Yalnız bu davranışı demokrasi prensiplerine tamamen aykırı.Bir diktatörden de ileri davranışlarla kaderini Almanlara bağlayarak tamamen teslim olmuş ve milleti yok sayarcasına kararlar uyguluyor. Artık Alman Baş Komutanı ne isterse, Başkomutan yardımcısı olan Enver Paşa,sanki bir emir eri gibi her verilen görevi yapmaya hazır oluyor.II. Kerevizdere saldırılarından sonra İngilizler yeni bir saldırıda bulunmayınca, Baş Komutanı memnun etmek isteyen Enver Paşa Mısır seferi hazırlıklarını başlatmak için 18 Temmuz 1915 günü Cemal Paşaya bir tel çekerek askeri bilgi almak ister. Enver Paşanın bu davranışı, Osmanlı istihbaratının ne kadar zayıf oluşunun en büyük ifadesidir. Halbuki İngilizler, Suvla Koyu-Anafartalar-Koca Çimen Tepe üzerinden Boğazı ele geçirmeye hazırlanıyordu. Türk ordusunun da bu hazırlığa karşı bir savunma yapmak için herhangi bir askeri hazırlığı dahi yoktur.Cemal Paşa 22 Temmuz'da Enver Paşaya gereken bilgileri verir. Mısır seferi içinde verdiği bilgi şöyledir: 1 Kasım 1915 kadar askeri ve siyasi durumda bir değişiklik olmazsa Mısır seferi için askeri yığınağın, 1 Ocak 1916'da da askeri harekatın başlamasını ister.Enver Paşa 11 ağustosta, Anafartalar ve Conkbayırı vuruşmaları nedeni ile, Mısır Seferi hazırlıklarının zamanında ikmal edilmesine imkan olmadığını bildiren bir tel çeker. Çünkü o zamanlarda Sırbistan ezilip toprakları işgal edilmemişti. Berlin-Viyana-Belgrat-Sofya-İstanbul yolu açılmamıştı. Bulgarlarla bir anlaşma daha yapılamamıştı. Mısır seferi için istenen askeri isteklerin Almanya'dan getirtilmesine imkan yoktu.Yolda yoktu.Cemal Paşa da 13 Ağustos 1915'de şöyle bir karşılık verir: "1 Kasım 1915'e kadar askeri ve siyasi bir durumda bir değişiklik olmazsa Mısır seferi için yığınağın Şubat başına alınmasını uygun bulurum".Yukarıdaki belgeleri incelediğimiz zaman Devletin yönetimine el koymuş üçlünün iki önemli askeri savaşta kendi akıllarına ve Türk milletinin gücünden çok gerçekleri göremediklerinden Yalnız Almanya'nın gücüne kaderlerini bağlayarak hareket ettiklerini çok acı bir şekilde görüyoruz.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011