Savaş şurası'nda alınan kararlar - II -

Biz yalnız onların kendi keskilerinin egemeni olmalarını istiyoruz. Balkanlarla ve Türk İmparatorluğundaki uluslara, yaşantılarını ve varlıklarını baskı ve haksızlığa, sarayların istibdadına ve yabancıların etkilerine karşı korumalarını inancalamayı umuyoruz. Almanya'ya karşı tasarılarımız da başka türlü değildir? Çok ağır zararlara meydan verilmiştir. Bunlar onarılmalıdır. Ancak bu yapılırken Almanya ve Bağlaşıklarına benzerlerini yapmak doğru olmaz"" Başkan Wilson bu söylevinde Gizli Anlaşmalara göre ülkelerin taksimine, her ulusun kendi keskilini kendisi seçeceğini ifade ederek, bağlaşıklarının emperyalist amaçlarına karşı çıkmaktadır. Ayrıca Çok uluslu birer imparatorluk olan Avusturya Macaristan ve Osmanlı egemenliğindeki ulusların özgürlüğü tanınmadan da Balkanlarda ve Küçük Asya'da Barışın gerçekleşemeyeceği kanısındaydı. Brest Litovsk Barış görüşmeleri sırasında 30 Aralık 1917 günü Rusya Dışişleri Bakanı Troçki eski bağlaşıkları İngiltere- Fransa ve İtalya'yı Barış konferansına davet eder. Loyd Corc Troçki'nin davetine 5 Ocak 1918 günü Almanya- Avusturya Macaristan İmparatorluğundaki ve Osmanlı imparatorluğundaki savaş amaçlarının O ülkelerdeki ulusların haklarının korunması ile ilgili düşünceleri ile karşılık vererek cevap verir. Yani Başkan Wilson'un düşüncelerine uygun olan Ulusların özgürlüğünün sağlanması olarak amaçlarını açıklar. Ayrıca Loyd Corc Avusturya Macaristan ve Osmanlı İmparatorluğuna da egemenliklerindeki ulusların bağısızlığının tanınması karşılığında ayrı barış vaat ediyordu. Loyd Corc'un bu 5 Ocak 1918 tarihli söylevi, 11 Ocak 1918 tarihli Tanin gazetesinde yayınlanır. Yazıdaki düşünceler şöyledir: Loyd Corc artık biz Avrupa'dan kovmaya lüzum görmüyor. Hatta Boğazlardan bitaraf gemilerin kolay, kolay geçmeleri şartıyla İstanbul'un Payitaht olarak kalmasına ve Boğazların da bizim elimizde olmasına itiraz etmiyor. Bundan başka, hatta Osmanlı İmparatorluğunun Türkler le meskûn olan havalisinin de bizim hudutlarımız içinde bulundurulmasına muvafakat ediyor. Demek oluyor ki bunların haricinde olan Osmanlı memalik-i aksamı bizden alınmak şartı ile Loyd Corc, Osmanlı İmparatorluğunun ipkasına artık muhalefet etmiyor.  Biz bu harpten bütün hudutlarımızı tekrar tesis ederek ve sonra bu hudutları birer mevhum çizgi halinden çıkarak onları manevi varlığımızı kırılmaz ve bozulmaz, silinmez çiğnenmez timsalleri haline getirerek çıkmak isteriz Eski hudutlar dâhilinde tekrar tamamen teessüs etmiş, her suretle müstakil bir devlet vucude getirmek içindir ki dört senedir uğraşıyoruz.  Başkan Wilson 18 Aralık 1918'de İngiltere'nin savaş ve barış amaçlarını sorduğunda İngiliz Başbakanı Loyd Corc verdiği karşılıkta Osmanlı Toprakları ve Türkler için şunu söylemiştir: 10 Ocak 1917 Avrupa uygarlığına yabancı olan Türklerin İstanbul'dan çıkarılacağını söyler. Fakat 5 Ocak 1918 de, Başkan Wilson'un savaş ve barış amaçlarına uygun olarak Osmanlı Ülkesinde Türklerin çoğunlukta bulunduğu yerlerde onların yaşam haklarını tanır. Çünkü Ruslarla barış masasına oturan Alman tehdidinden çekindiği için Başkan Wilson'un isteklerini harfiyen uygular. Mondros Ateşkesinden sonra İstanbul'u işgal eden İngiliz Fransız işgal güçleri Türk halkına korku ve dehşet salarak İstanbul'dan değil Anadolu'dan çıkarmak için Yunan işgal kuvvetleri ile işbirliğine girişir. Fakat 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkan Mustafa Kemal İtilaf bağlaşıklarının oyununu bozarak Bağımsızlık savaşı ile Misakı Milli hudutları dâhilinde bağımsızlığını sağlar.Bu günlerde 1918'lerde söylenen istekle rin gerçekleşmesi için fede re bir başkanlık sisteminin seçim sonunda yapılan Anayasa ile uygulanacağı halk arasında söylenmektedir. Bu federal sistemde Türklere de kendi bölgelerinde ö zerklik verileceği ve PKK'nın eylemlerine son vererek dağdan ineceği ifade ediliyor. Şu iyi bilinmelidir ki Kürtler Büyük Selçuklular zamanında devletin hassa ordusunu oluşturan özbe öz Türk olan askerlerin torunlarıdır. Bir Yörük çocuğu olarak derim ki bizim tarihimizden gelen kültürümüzle, doğuda Kürt kardeşlerimizin kül türleri arasında hiçbir farklılık yoktur. Onlar özbeöz Türk'türler, ne onlar bizsiz yapabilirler ne de biz onlarsız yapabiliriz. Onun için halkın demokratik seçimini iyi yaparak Mustafa Kemal Cumhuriyetinin varlığını ve ilkelerini koruyalım.