Fransa niçin dün değil de bugün Mali’ye saldırdı?
Bunun sebebini dünya konjonktürüne bakıp çok rahat söyleyebiliriz.
Dünyadaki kaynaklar, emperyalist devletler tarafından paylaşılmış durumdadır. Bu devletler yıllardan beri kendi aralarında paylaşıma rıza gösterdiklerinden bir sıcak çatışma çıkmamıştır. Ancak ABD’nin güçlenmesi, dünyanın tek jandarması kalması iştahını kabarttı. Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika işgal projesini devreye koydu. İşgal hareketi kendi adına planladığı gibi gidiyordu. Ancak Suriye’ye geldiklerinde, Rusya engeline takıldılar. İşte tam bu noktada emperyalist devletler arasındaki denge sarsıldı.
İlk başını kaldıran Fransa devleti oldu. Zaten Fransa her fırsatta baş olmaya meraklı bir devlet. Eline geçirdiği her fırsatı sömürgeci emelleri adına kullanan Fransa, kuzey Afrika’daki ‘Mali’ye asker çıkarttı.
Fransız askerler güya İslamcı militanlarla mücadele eden Mali hükümetine destek için çıkarma yapmışlar.
Sayın Başbakan Erdoğan da işgali görüyor ama bağlantıları nedeniyle dili tutulmuş vaziyette.
Mali, uranyum, petrol ve altın gibi yeraltı zenginliklerinin olduğu; ancak en fakir insanların yaşadığı bir ülke.
Bu işgal dünyada yaşanan ne ilk ne de son işgal hareketi. Sanki Irak’ta yaşanan, Afganistan’da yaşanan diğer İslam ülkelerinde yaşanan işgalin farklı bir sebebi mi var?
Birinin yeraltı zenginliği vardır, diğerinin jeostratejik önemi var.
Bakın Sayın Başbakan Erdoğan şu anda niçin Mali’ye saldırıyorlar diyor ve açıklıyor. Mali, dünyada altın rezervinin en önde olduğu ülkelerden bir tanesi diyor. Orayı, yıllarca Fransa sömürdü diye ekliyor. ‘Nerede altın var, nerede petrol varsa oraya saldırıyorlar diyor. Fransa’nın asker çıkartmasının sebebini böyle açıklıyor.
Bu tespitten sonra konuyu Suriye’ye getiriyor. Suriye’de ne petrol ne de altın var, halk hareketine batı destek vermez, diyor. Aslında Başbakan, bizi Suriye bataklığına batı sürükledi ve yalnız bıraktı demek istiyor. Yoksa Erdoğan, Amerika ve Rusya’nın Suriye üzerindeki çatışmanın bir jeostrateji savaşı olduğunu herhalde tahmin edebiliyordur.
Şimdi de biz soralım.
Madem batılı savaşlarını sömürü üzerine bina ediyor. Şimdi Sayın Başbakan sorumuza cevap verme cesaretini gösterebilecek mi?
Ülkemiz topraklarında İncirlik üssüne sahip olan, Malatya Kürecik’e çöreklenen, özellikle güneydoğu topraklarımızda ajanları cirit atan, patriotlarla şimdilik Amerikan, Hollanda ve Alman askerlerini ülkemize çıkartan batılı ne buldu da ülkemize sürekli yığınak yapıyor?
Satın aldıkları toprakları(mızı) korumak için mi, yoksa her geçen gün adeta yerin kustuğu madenlerimizi ellerine geçirmek için mi?
Bunun sebebini dünya konjonktürüne bakıp çok rahat söyleyebiliriz.
Dünyadaki kaynaklar, emperyalist devletler tarafından paylaşılmış durumdadır. Bu devletler yıllardan beri kendi aralarında paylaşıma rıza gösterdiklerinden bir sıcak çatışma çıkmamıştır. Ancak ABD’nin güçlenmesi, dünyanın tek jandarması kalması iştahını kabarttı. Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika işgal projesini devreye koydu. İşgal hareketi kendi adına planladığı gibi gidiyordu. Ancak Suriye’ye geldiklerinde, Rusya engeline takıldılar. İşte tam bu noktada emperyalist devletler arasındaki denge sarsıldı.
İlk başını kaldıran Fransa devleti oldu. Zaten Fransa her fırsatta baş olmaya meraklı bir devlet. Eline geçirdiği her fırsatı sömürgeci emelleri adına kullanan Fransa, kuzey Afrika’daki ‘Mali’ye asker çıkarttı.
Fransız askerler güya İslamcı militanlarla mücadele eden Mali hükümetine destek için çıkarma yapmışlar.
Sayın Başbakan Erdoğan da işgali görüyor ama bağlantıları nedeniyle dili tutulmuş vaziyette.
Mali, uranyum, petrol ve altın gibi yeraltı zenginliklerinin olduğu; ancak en fakir insanların yaşadığı bir ülke.
Bu işgal dünyada yaşanan ne ilk ne de son işgal hareketi. Sanki Irak’ta yaşanan, Afganistan’da yaşanan diğer İslam ülkelerinde yaşanan işgalin farklı bir sebebi mi var?
Birinin yeraltı zenginliği vardır, diğerinin jeostratejik önemi var.
Bakın Sayın Başbakan Erdoğan şu anda niçin Mali’ye saldırıyorlar diyor ve açıklıyor. Mali, dünyada altın rezervinin en önde olduğu ülkelerden bir tanesi diyor. Orayı, yıllarca Fransa sömürdü diye ekliyor. ‘Nerede altın var, nerede petrol varsa oraya saldırıyorlar diyor. Fransa’nın asker çıkartmasının sebebini böyle açıklıyor.
Bu tespitten sonra konuyu Suriye’ye getiriyor. Suriye’de ne petrol ne de altın var, halk hareketine batı destek vermez, diyor. Aslında Başbakan, bizi Suriye bataklığına batı sürükledi ve yalnız bıraktı demek istiyor. Yoksa Erdoğan, Amerika ve Rusya’nın Suriye üzerindeki çatışmanın bir jeostrateji savaşı olduğunu herhalde tahmin edebiliyordur.
Şimdi de biz soralım.
Madem batılı savaşlarını sömürü üzerine bina ediyor. Şimdi Sayın Başbakan sorumuza cevap verme cesaretini gösterebilecek mi?
Ülkemiz topraklarında İncirlik üssüne sahip olan, Malatya Kürecik’e çöreklenen, özellikle güneydoğu topraklarımızda ajanları cirit atan, patriotlarla şimdilik Amerikan, Hollanda ve Alman askerlerini ülkemize çıkartan batılı ne buldu da ülkemize sürekli yığınak yapıyor?
Satın aldıkları toprakları(mızı) korumak için mi, yoksa her geçen gün adeta yerin kustuğu madenlerimizi ellerine geçirmek için mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Türkiye darboğazda değil, kuşatma altında / 13.12.2025
- Biz atadan geldik, ataya gideriz / 12.12.2025
- Türkiye kuşatılıyor; çıkış Atatürk’ün dış politika aklı ve Haydar Baş’ın çizgisidir / 06.12.2025
- Atatürk’ün reddettiği ayine bugün devlet protokolü müsaade ediyor: Neden? / 05.12.2025
- Dini ve etnik cepheden yürüyen büyük operasyon / 04.12.2025
- Papa’nın Türkiye ziyareti: 1700 yıllık bir sembolik operasyon ve Lozan’ın sınandığı an / 01.12.2025
- Lozan’dan bugüne: ABD’nin yarım kalan hesabı ve yeni harita arayışı / 30.11.2025
- Emperyal dizaynın yeni perdesi ve Türkiye’yi bekleyen tehlike / 28.11.2025
- İmralı süreci ve ulus devletin kırılma noktası / 27.11.2025
- İmralı’ya ziyaret meşruiyet üretmez / 23.11.2025
- Biz atadan geldik, ataya gideriz / 12.12.2025
- Türkiye kuşatılıyor; çıkış Atatürk’ün dış politika aklı ve Haydar Baş’ın çizgisidir / 06.12.2025
- Atatürk’ün reddettiği ayine bugün devlet protokolü müsaade ediyor: Neden? / 05.12.2025
- Dini ve etnik cepheden yürüyen büyük operasyon / 04.12.2025
- Papa’nın Türkiye ziyareti: 1700 yıllık bir sembolik operasyon ve Lozan’ın sınandığı an / 01.12.2025
- Lozan’dan bugüne: ABD’nin yarım kalan hesabı ve yeni harita arayışı / 30.11.2025
- Emperyal dizaynın yeni perdesi ve Türkiye’yi bekleyen tehlike / 28.11.2025
- İmralı süreci ve ulus devletin kırılma noktası / 27.11.2025
- İmralı’ya ziyaret meşruiyet üretmez / 23.11.2025




















































































