Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’

Dikkat edin! 22 yıldan bu tarafa Sayın Erdoğan ya hep geçmişe dönük açıklamalar yapmıştır ya da hep geleceğe dönük. Bu günü hiç konuşmamıştır.

Yine öyle bir tablo var ve bir haftadır Sayın Erdoğan'ın geleceğe yönelik 'bırakıyorum' manasına da gelen sözleri ülke gündeminde. 

Müslüm Gürses ne diyordu?

Hayat bir köşe kapmaca… Köşeni bir kaptır da gör…

Bu mealde AKP'liler, dün Necmettin Erbakan için 'o yaşadığı sürecek bu davanın lideridir' inancını (!) bugün Erdoğan için dile getiriyorlar.

Bana göre Erdoğan hep yaptığı gibi yine ajitasyon yapıyor.

Sayın Erdoğan'ın ne dediğini bir daha hatırlayalım. 

"Ardı arkası kesilmeyecek şekilde çalışmalarımı sürdürüyorum. Adeta nefes almaksızın koşturuyoruz. Çünkü benim için bu bir final. 

Yasanın verdiği yetkiyle bu seçim son seçimim ama buradan çıkacak netice benden sonra gelecek kardeşlerim için bir emanetin devri olacak. 

Onun için de hazırlıklarımızı buna göre yapıp, adımı da buna göre atmamız lazım ki çok farklı bakanlara karşı gereken cevabı istiyoruz ki 31 Mart akşamı verelim. 1 Nisan'dan itibaren de yeni bir dönemi inşallah başlatalım."

Bu sözleri ilk okuyunca aklıma ilk gelende 'ajitasyon' kavramı oldu. Ajitasyon ne demek: 

1- Körükleme. 

Erdoğan; 'Ardı arkası kesilmeyecek şekilde çalışmalarımı sürdürüyorum. Adeta nefes almaksızın koşturuyoruz'.

2- Duygu sömürüsü yapma. 

Erdoğan; 'Çünkü benim için bu bir final'.

3- İnsanın zihninde ve duygu dünyasında sarsıntı yaratma. 

Erdoğan; 'Çok farklı bakanlara karşı gereken cevabı istiyoruz ki 31 Mart akşamı verelim'

4- Çırpıntı. 

Erdoğan; 'Buradan çıkacak netice benden sonra gelecek kardeşlerim için bir emanetin devri olacak'

5- Kişinin ruhsal gerginliğini dışa vurması sonucu oluşan etrafına karşı saldırganlık durumu.

Erdoğan; 'Yasanın verdiği yetkiyle bu seçim son seçimim ama'

Bırakır mı, bırakmaz mı, kazanır mı kaybeder mi, zaman hepsinin cevabını ortaya koyacak.

Valla bırakmayız

Herkesin Sayın Erdoğan hakkında bir duruşu var. Eyvallah! Ben ise bir vatandaş olarak bazı şeylerin cevaplarını bu dünyada bizzat duymak istediğim için 'valla bırakmam' dedim.

1- 1 Mart 2003 tezkeresine hangi imanı gerekçe ile imza attınız?

2- Irak'ta Müslüman katleden ABD askerleri için başarılı olmalarına dua etmenizi hangi imanı gerekçe ile açıklayabilirsiniz?

3- Kuran ayetleri ortadayken nasıl Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanlığını kabul ettiniz?

4- 1994 yılında Avrupa Birliği karşıtlığınızı Fatiha suresinin tefsirine dayandırıyordunuz. 2004'te AB'ye imza attınız. Fatiha Suresi aynı olduğuna göre neden yörünge değiştirdiniz?

5- İsrail ile Yahudi işadamları ile küresel Yahudi lobileri ile bitmeyen diyaloglarınızın hikmeti nedir? Ve de size layık görülen malum madalyayı nasıl kabul ettiniz?

6- Meydanlarda, 'Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmaz' hadisi şerifini yüzlerce kez dile getirdiniz. Ama o deliklerden AB, ABD, NATO, İsrail defalarca ısırdı. Farkına vardınız mı?

7- Beyt'ül Mal yani devlet malı hakkında ayetler ortadayken, Peygamberimizin net duruşu ortadayken bu devletin mallarını nasıl sattınız?

8- Daha AKP'yi kurmadan Trabzon'da o zamanı belediye başkanı ve partiyi kurduktan sonra iki dönem vekilini olan Asım Aykan'ın evladının düğününde Merhum Prof. Dr. Haydar Baş'tan destek istemiş ve FETÖ'den uzak durma karşılığında her türlü desteğin karşılıksız sağlanacağı taahhüt edilmişti. Neden uzak durmak yerine FETÖ'ye her istediğini verdiniz?

9- Sizden önce bu ülkede mafya, çete, suç örgütü vardı ama böylesine güçlü ve organize değillerdi.

Sizden önce bu ülkede dolandırıcılar vardı ama böylesine çok ve organize değillerdi. 

Sizden önce bu ülkede cinayet, fuhuş, gasp, hırsızlık vardı ama böylesine yaygın ve sıradan değildi.  Ne yaptınız da bu hale geldi?

10- Sizden önce Türkiye Cumhuriyeti tarif edilirken 'halkın % 99'u Müslüman' diye tarif ediliyordu.

Sizin döneminizde artık o tanım yapılamıyor. Neden?