Erdoğan kavşakta

AKP devr-i iktidarında öne çıkmış Prof. Dr. Henri Barkey'i duymuşsunuz. Şimdilerde yine sahne aldı Barkey. CIA Ortadoğu Masası ekibinden, derin bağlantıları olan Türkiye uzmanı.Fetullah Gülen'in Amerika'da ikametini sağlayan CIA raportör G. Fuller ile Apo'yu İtalya'da birlikte ziyaret edecek düzeyde yakın arkadaş.AKP ve cemaatin "Ilımlı İslam" ve "Kürt açılımı"nın mimarlarından, Amerikan toplum mühendislerinden! Barkey, cemaatin Amerika'daki referanslarından, AKP'nin de derin akıl hocalarından biri.Türk ordusuna dönük AKP operasyonlarına dair, Barkey, "ABD, Türk askerini AKP eliyle kafesledi" açıklamasıyla dikkat çekmişti.Barkey, R. T. Erdoğan'ın etrafındaki Egemen Bağış, Ömer Çelik ve Cüneyt Zapsu ile "yakın temasta" olduğunu sürekli dile getiriyor.Barkey, bu günlerde Amerika'dan iyi haberler uçurmuyor.AKP kurmaylarının, "17 Aralık yolsuzluk eksenli operasyonlarında Amerika ve İsrail'in parmağı var" türünden çıkışlarının, Washington-Ankara ilişkilerine çok ağır darbe vurduğunu söylüyor Barkey."Amerika'nın, Türk hükümetine çok yardımı dokundu" hatırlatması yapıyor, Amerika "yeter artık" diyebilir, diye mesaj getiriyor Barkey.Amerika'nın cemaat eliyle bileğini kırmaya ve teslim almaya çalıştığı Erdoğan ve AKP hükümeti, huzur secdesinden az kafayı kaldırmış olacak ki, Washington, etkin lobilerini devreye koyarak diz çöktürmeye çabalıyor, kafalarına bastırıyor.Cemaat başının bedduasındaki kin ve intikam tonu, aynı zamanda Amerika'nın tonudur.Gerçek şu ki, AKP hükümeti, bugüne kadar bunlarla aynı yatağı paylaştı.Erdoğan şimdi tam kavşakta duruyor.Acı da olsa gerçekleri görmesi, kendisine gerçekleri dostça hatırlatanlara kulak asması gerekiyor.AKP ve Erdoğan'ın en vahim yanlışı, iktidarını cemaat üstüne bina etmesi, devletin tüm erklerine ve çarklarına cemaati konuşlandırması olmuştur. AKP hükümeti öyle yanlış icraatlara imza attı ki, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti devletini, adeta "cemaat devleti"ne dönüştürdü? Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sanki Türkiye Cemaat devletine döndü!Halbuki cemaatin, misyon ve hedefinin "devlete sızmak; Amerika ve Papalık'a (PCID) hizmet etmek" olduğunu sağır sultanlar bile duydu? AKP'nin ise işine öyle geldi, duymazlıktan geldi. Cemaat, AKP'yi de BOP'a batırdı, Amerika'ya kapı kulu haline getirdi.  AKP hükümetinin, Türk ordusunun bitirilmesinden Amerika'nın BOP'unda misyon üstlenmeye, "Dinlerarası Diyalog"tan İslam coğrafyasındaki işgal ve mezalimlerde rol kapmaya kadar yaptığı yanlışların büyük çoğunluğu bu temel "cemaatsal" yanlıştan kaynaklanıyor.Erdoğan, kendindeki ve devletteki bu yapısal değişikliği acil eylem planı ile rayına koymalıdır. AKP'yi "cemaat partisi", devleti de "cemaat devleti" olmaktan kurtarıp tekrar "Cumhuriyet Devleti"ne dönüştürmelidir.İçteki bu dönüşüm sürecine paralel olarak, bugüne kadar "Amerikancı-Vatikancı cemaat kriterlerine" göre şekillendirilmiş dış politikanın da acilen Türkiye Cumhuriyeti devletinin, tarihine, asaletine, ülke ve İslam coğrafyasının menfaatlerine, medeniyet ve köklü devlet geleneğine göre dizayn edilmelidir.AKP ve Erdoğan, iç politikada olduğu gibi, dış politikada da "cemaat iflası" yaşadığını idrak etmelidir.Aksi halde Henri Barkey, Erdoğan'ın kulağına daha çok sular kaçırır, daha çok kara haberler uçurur, daha çok Amerikan kâbusları gösterir!Irak'tan Libya'ya, Kuzey Irak'tan Suriye'ye dış politikada yanlış yaptığımız, hep kaybettiğimiz apaçık ortada iken; AKP eliyle dış politika çarkına çöreklenmiş cemaat elemanları, hala Erdoğan'ın da, milletin de gözünü boyuyorlar.Cemaatin örtülü personeli, dış politik eksende Türkiye'yi adeta serseri mayın haline dönüştürdü? Dalaş veya savaş halinde olmadığımız komşumuz yok!Türkiye bölgesinde ve dünyada şamar oğlanına döndü; alış-veriş yapabileceği, dertleşebileceği komşusu kalmadı.Bir tek Rusya, Başkan V. Putin'in basireti ve yüksek siyasetiyle Türkiye'yi yanlız bırakmıyor. Erdoğan, iç eksende fark ederek devreye koyduğu tedbirleri, dış eksende de fark etmeli, acilen devreye koymalıdır.Suriye işinde Don Kişot gibi ortada kaldık. Sınır vilayetlerimiz başta olmak üzere ülkemiz ve etrafımız eli kanlı on binlerce ithal İslamcı teröristlerin yakın tehdidi altına girdi. Irak ile ticaret ve ilişkilerimizde Anayasa ve yasa tanımayan Kelaynak gibiyiz.NATO ile ilişkilerimizde vaziyetimiz malum.Barzani oluşumu başta olmak üzere bölgesel vee küresel eksende kimle, niçin ve hangi ilkelere dayalı politika yürüttüğümüz belli değil? Ahmet Davutoğlu'na gece veya gündüz hangi rüya gösterilse, dış politikamız o taraf savruluyor. Bu anlayış, "cemaat devleti" olmak kadar vahim bir anlayıştır. Barzani aşireti oluşumu bile, Davutoğlu yönetimindeki Türk dış politikasından daha ilkeli ve menfaatlerin koruyan politik-dış politik duruş sergiliyor.Türkiye ve Erdoğan, ciddi bir kavşak noktasındadır.Bu kavşakta AKP'nin boşluğundan rol kapmak için soluğu cemaat ve Amerika kapılarında alan muhalefetten maalesef sadra şifa bir şey çıkmaz.Bugüne kadar ekonomiden dış politikaya model ve çözümler üreten tek adres vardır; Bağımsız Türkiye Partisi ve Prof. Dr. Haydar Baş... Türk milleti ve Erdoğan'ın bu kavşakta kulak vermesi gereken adres de budur. Gerisi dalaş, kavga ve kaostur.