Erdoğan kılıcı bıraktı ABD’ye gidiyor

Artık herkes kabul ediyor ki, Suriye'ye barış yerine bölünme geliyor ve Suriye Kürdistan'ı kuruluyorsa bunu, ABD yapıyor.

Artık herkes kabul ediyor ki, Kıbrıs Rumları silahlandırılıyorsa, Ege'de ABD üstleri artıyorsa, Dedeağaç'ta tank üssü açılmışsa ABD'nin hedefi Türkiye.

Artık herkes kabul ediyor ki, Gazze'deki Müslüman katliamın ortağı, finansörü bizzat ABD.

Haliyle vatandaşın AKP'ye, MHP'ye, CHP'ye soruyor: 'Siz, ABD vahşetini, ülkemiz ve bölgemiz üzerindeki hesaplarını bilmiyor musunuz, görmüyor musunuz?'

Kılıç ve Çin çıkışı

Gördüler zannettik! Sayın Erdoğan PKK/YPG'ye (ABD'ye) hitaben 'Biliyoruz ki kılıç kınından çıkarsa kaleme ve kelama yer kalmaz'.

Devlet Bahçeli ise el yükselterek: "Dünya'ya meydan okuyan ABD-İsrail koalisyonuna karşılık Türkiye, Rusya ve Çin ittifakı inşa edilmelidir."

Aynı gün Bakan Yaşar Güler, "Başta PKK/YPG/SDG olmak üzere hiçbir terör örgütünün bölgede kök salmasına, farklı adlar altında faaliyet yürütmesine asla izin vermeyeceğiz. PKK ve iltisaklı tüm gruplar derhâl silahlarını teslim etmeli".

Bir an heyecanlandık

Bu rest ve açık tehdit açıklamaları ile bir an Erdoğan ve Bahçeli 'nihayet gerçek düşmanı gördüler' diye heyecanlanmaya başladık ki, Özgür Özel heyecanımızı bastırdı.

CHP lideri Özel, Trump'ın oğlu ile Sayın Erdoğan'ın İstanbul'da gizlice görüştüğünü, görüşmede Erdoğan'ın, Trump'ın oğlunda, 'babası ile görüşme ayarlamasını, bunun karşılığında 300 adet Boeing uçak alma' sözü verdiğini iddia etti.

AKP ve Cumhurbaşkanlığı yetkilileri iddialar "yalan" olarak nitelendirildi ki!

Sayın Erdoğan resmi sosyal medya hesabından:

"Değerli mevkidaşım ve dostum ABD Başkanı Sayın Donald Trump ile Beyaz Saray'da yapacağımız görüşmede, kapsamlı stratejik ilişkilere sahip olduğumuz müttefikimiz ABD ile başta ticaret, yatırım ve savunma sanayisi olmak üzere birçok konuyu ele alacağız.

Başkan Trump ile yapacağımız görüşmenin, ortak küresel barış vizyonumuz çerçevesinde bölgemizdeki savaş ve çatışmaların durmasına katkı sunacağına, ülkelerimiz arasındaki işbirliğini daha da güçlendireceğine inanıyorum." ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Trump: "Sabırsızlıkla bekliyorum" dedi.

Şifreyi Hakan Fidan vermişti

Gazze katliamları başlığı görüşmek için Mısır'a giden ve bir dizi görüşme gerçekleştiren Dışişleri Bakanı Fidan,  bir gazetecinin, 'bu katliamlarda ABD'nin rolü ve  ABD-İsrail işbirliği' hakkındaki sorusuna vicdanları ağlatan şu cevabı verdi:

 "Bu son olaylarda da ortaya çıktı ki, aslında ABD'nin İsrail politikaları üzerinde sanıldığı kadar da bir etkisi yok.',

Neticede

Emperyalistlerin kılıcı (ABD-Ab-İsrail) 22 yıldır İslam coğrafyasında Müslüman başı kesiyor. 5 milyon can gitti, devletler parçalandı yeni devletçikler kuruldu.

Bu 22 yılda ülkemiz siyasetinin direksiyonunda olanlar hala dostluk ve sadakat gösterisindeler.

O kılıç çıkarma, başka dostlar bulma, söylemleri ise 'Dostlar alışverişte görsün' sözü gibi seçmende 'siyasette görsün' olarak sarf ediliyor.

İtibar ne olacak?

Sahi ne olacak bu itibar? Cumhurbaşkanlığı makamı devleti, milleti temsil eder, diyorlar. Doğrudur. Erdoğan'a hakaret gerekçesiler on binlerce kişiyi alıyorlar.

İyi! Tamam da!

Ya Bu Trump denen şahıs, Cumhurbaşkanlığı makamına yani devlet ve milletimize artı bizzat Erdoğan'a aleni olarak hakaret etti, tehdit etti.

Türk Milleti sağcısıyla, solcusuyla, dincisiyle, dinsiziyle ayağı kalktı. 'Arkandayız' mesajı verdi.

Ama ne mektubu iade ettiler ne de bir duruş ortaya koyabildiler.

E… İtibar…

O mektup sergide

Trump'ın, Manhattan'daki Trump Tower otelinde, kendisinin ABD'nin 45. başkanı olmasına atıfta bulunan "45 Wine and Whiskey" isimli barın duvarlarında başkanlık döneminin panoramaları sergileniyor.

Duvarların birinde de, Trump'ın Erdoğan'a yazdığı ve "Türkiye ekonomisini yıkmaktan sorumlu olmak istemem. Aptal olma." dediği mektup da sergileniyor.

Sayın Erdoğan ise Trump'a 'dostum' diyor. Nokta.