Erdoğan, Putin'e rest çekebilir mi?

Herhangi bir Müslüman'a "yalan ile ilgili ne biliyorsunuz" diye sorsanız, alacağınız ilk cevap "münafıklığın alametidir" şeklinde olacaktır. Ayrıca Allah-u Teâlâ birçok ayetinde, yalandan kaçınmayı emretmiş ve hakkı gizleyenleri, haktan saptıranları lanetlemiştir. Yalan, münafıklığın alametidir. Münafıklar ise en büyük azaba duçar olacak insan sınıfıdır. Bu noktada ben de bir soru sormak istiyorum; Hakkı bildiği halde, haklıyı gördüğü halde, bu hakkı teslim etmeyen, değişik menfaat için hakkın sahibini gizleyen kişi ve anlayışların durumu nedir? Bu konuya (?) üç nokta koyup, aşağı geçelim?Malum cemaat, AKP dalaşmasında birçok yüzler maskelerini indirdiği. Karşılıklı yapılan taltifler geri alındı, yerine peş peşe ithamlar sıralandı. Tabi bunlar medya üzerinden gerçekleşti. Özelde ne olduğunu bilmiyoruz. Bu medya anlayışı genelde "yandaş" sözcüğüyle adlandırıldı. Ama ben, birçok yazımda bu yandaşlığın içinde bir de "candaşlık" olduğunu ifade etmiştim. Bu son yaşananlardan sonra bu "candaş" medya kendini iyice gösterdi. Durum, olay, söz, icraat vs. ne olursa olsun, her şart ve koşulda biz, Erdoğan'ın arkasındayız mesajını verdi. Artı her yorum ve haberleriyle (!) Erdoğan ve partisini yüceltmek için sivrisinekten yağ çıkarmaya kalktılar. Rusya ülkesinde ve bağlı özerk cumhuriyetlerdeki, Fethullah Gülen'e ait okullarda, Rus gizli servisi FSB, Rusya Federasyonu'nun ulusal güvenliğine aykırı eğitim ve öğretim yapıldığını, yine bu okullarda çalışan öğretmenlerin, ABD ve İngiltere adına ajanlık yaptığı, Türk cumhuriyetlerinde bazı darbe girişimlerine karıştığı, yine bu ülkelerde patlak veren bazı iç karışıklıklarda rol oynadığını saptıyor. 50'den fazla öğretmen (!) sınır dışı ediliyor.Türk Cumhuriyetlerinde de aynı tablo söz konusu. Artı yıllardır cevabı verilmeyen bir soru var; Kendini "hizmet ehli" diye adlandıran bu anlayış, neden okullarında İngilizce eğitim veriyor? Geriye dönersek! Erdoğan, cemaat çatışmasında, Erdoğan'ın fedailiğine soyunan medya başlık atıyor; "Sizin için Erdoğan, Putin'e rest çekti". Erdoğan, Putin ile yaptığı ikili görüşmede, (Gülen okulları için) eğer kapatırsanız ticari ilişkilerimiz zarar görür, dediğini anlatıyor. Doğalgaz bağımlısı olduğumuz bir ülkeye, sen rest çekeceksin, öyle mi! Daha 15, 20 gün önce "ne olur bizi de Şangay'a alın" diyen kimdi? Şimdi sen, kalkıp birilerini yüceltmek, bir başkalarını da minnet altında bırakmak artı toplumu yönlendirmek için gerçeği, hakkı saptıracaksın. Bunun adı nedir? Aynı medya anlayışı birkaç gün sonra şu başlığı atıyor; "Putin, Erdoğan'ı örnek aldı". Niçin? 3 çocuk meselesi. Putin ne yapmıştı? Gençleri evliliğe teşvik etmiş, evlenecek çiftlere 9 bin dolar yardım taahhüt etmiş ve tekrar aile kurumunu ayağı kaldırmıştı. Putin bu projeyi kimden almıştı? Prof. Dr. Haydar Baş'tan, onun Milli Ekonomi Modeli'nden. Adamlar bas bas bağırıyor; Biz, Sayın Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni hayata geçiriyoruz, kanunlaştırıyoruz. Ama birileri ısrarla gerçekten kaçıyor, gerçeği göstermiyor, hakkı hak sahibine teslim etmiyor, haklıyı gizliyor, saklıyor. Bunun adı nedir, nedir?..