Erdoğan: 'Yaşasın Cumhuriyet'

Bölgemiz ateş çemberi ve o ateş bize de dokunuyor. Bizlerin dün Prof. Dr. Haydar Baş bugün Hüseyin Baş liderliğinde 20 yıldan fazladır dile getirdiği Büyük Ortadoğu Projesi ve Vatikan'ın,  'Birinci bin yılda Avrupa Hıristiyanlaştırıldı. 2. bin yılda Amerika ve Afrika Hıristiyanlaştırıldı. 3. bin yılda ise hedef Asya ve Türkiye'nin Hıristiyanlaştırılmasıdır' hedefini şimdi ekranlardaki sopalı paşalar, strateji uzmanları farklı cümlelerle tekrarlamaya başladı.

Ülkemiz siyasilerine bakıyorsun (!) ortak paydalarda buluşmak yerine birbirlerini ihanetle, hainlikle suçluyorlar. Ekranlara bakıyorsun aynı mantık sahnede. 

Sokaklara bakıyorsun, bir kesim caddelerde, adliyelerde 'şeriat, hilafet' diye bağırıyor. 

Bir başka kesim 'Türkiye laiktir, laik kalacak, Mustafa Kemal'in askerleriyiz' sloganları atıyor.

Zaten BOP'un sahibi ABD'nin de, AB'nin de, Vatikan'ın da istediği tablo buydu. İnsanımızı, kendi değerleri ile karşı karşıya getirip birbirine hasım etmek.

Ama emin olun insanımızın en az % 90'nının ne şeriat, ne hilafet, ne laiklik gibi bir başlıkları ne de sorunları var.

Artık sokakları değil aynı ailede bile başörtülü ve minili kardeşler, takkeli ve içkili kardeşler var ve kimse, kimsenin umurunda bile değil.

Ama birileri ya can sıkıntısından ya da bizzat görevlendirilmelerinden ötürü başörtüsü-ezan-laiklik-din-iman-çağdaşlık-yobazlık kavramlarını törpüleyerek insanımızı tetiklemeye çalışıyor.

Emin olun ki, ne 'şeriat-hilafet' sloganı atanların şeriattan haberi var! Ne de 'laiklik' slogancılarının, laiklikten haberi var. 

Adam daha 32 farzı bilmiyor, Fatiha Suresini okuyamıyor ama sorsan şeriatçı, hilafetçi.

Diğeri, ömrünü emperyalistlerle ve emperyalizm ile mücadele ile geçirmiş büyük insan Atatürk'e atfen  'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' diyor ama beyninden donuna kadar batı hayranı, emperyalizmin uşağı.

Geçtiğimiz 10 Kasım'da İstanbul Gayrettepe'de bulunan Hacı Nimet Özden Camii'nde Cuma namazı sırasında imamın, Atatürk hakkında dua etmesine tepki göstererek camiden ayrılan ve sosyal medyada yayınladığı videoda "Bunların arkasında namaz kılınmaz. Allah kafirleri, müşrikleri kahretsin. Bizleri bu kefirlerden beri etsin" ifadelerini kullanan Ahmet Bostancı, sosyal medyada geçmişte de paylaştığı hakaret içerikli paylaşımlar nedeniyle tutuklanmıştı.

Bu şahıs, geçtiğimiz gün Kartal'daki İstanbul Anadolu Adliyesi'nde görülen duruşmasında tahliye edildi. Tahliyenin ardından bir gurup adliyede "Yaşasın şeriat" sloganları attı.

Baştan söyleyeyim ki, bunlar zır cahil ve cehaletlerinden ötürü acınacak insanlar. Cahil değillerse tetikçidirler. 

Atatürk, Müslüman bir insandır ve 'aleykümselam' diyerek bu dünyadan göçmüştür. Bu insana kafir, diyenler emin olun kafir olmuşlardır. İnanmıyorsanız Diyanet'e sorun.

Diğer taraftan bu ve bunların karşıtı olan zibidilerin söylemleri anında siyaset ve medyanın gündemi oldu.

Bu gündem ardından Sayın Erdoğan'ın üstü kapalı olarak verdiği mesaj önemliydi.

Sayın Erdoğan son yaptığı açıklamada, birilerinin bu kavramlar üzerinden kendilerine alan açtığını, niyetlerinin farklı olduğunu vurgulayıp, 'her kim bu tartışmaları siyasi rant kapısı haline getirmeye uğraşıyorsa bir büyük yanlışın tam merkezindedir' dedi.

'Yaşasın Cumhuriyet'

Sayın Erdoğan'ın asıl vurgusu ise cumhuriyet üzerineydi ve Erdoğan şöyle diyordu;

"Türkiye'nin rejimiyle ilgili tereddütler 29 Ekim 1923'te 'Yaşasın Cumhuriyet' nidaları eşliğinde bitmiş bir tartışmadır. Anayasamızın ilk maddesindeki 'Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir' ifadesi bu iradenin sembolüdür. Bu konunun siyasi polemik meselesi haline getirilmesi doğru olmadığı gibi anayasal bakımdan zaten mümkün de değildir…"

'Demokrasi bizim için amaç değil araçtır' diyen Erdoğan'ın bu noktaya gelmesi çok önemli. 

Diğer taraftan bu kavramlar üzerinden kendilerine kimlerin alan açtığı da açıkça dile getirilmelidir.

Yukarıda dediğim gibi insanımızın gündemi bu başlıklar değil. Ama Sayın Erdoğan'ın da dediği gibi 'birileri alan açmaya çalışıyor'.

Örneğin biri kalkıp, 'HAMAS'ın yaptığını bizde, Türkiye'de yapalım' diyor.

Bir başkası, 'Arapları sevmek farzdır' diyor.

Bir diğeri, 'Hatay, Arap şehridir' diyor.

Bir başkası, Atatürk'e karşı ayaklananlar için (haşa) Allah dostu idi, din için, ayaklandı' diyor.

Bir başkaları sokaklarda, adliyelerde sloganlarla yürüyor. Örnekleri çoğaltabiliriz.

Bu söylem ve eylem sahiplerinin şeceresi de ortada. Haliyle vatandaşın dikkatini çekiyor ve vatandaş mecburen, 'bu kişi ve anlayışlar kimden cesaret alıyor' sorusuna cevap arıyor.

E! Yakında da seçim var. Sayın Erdoğan'da, 'yaşasın cumhuriyet' diyor.