Erdoğan’ın adaylığı kesin mi?

Erken seçim olursa, EVET.

Seçimler zamanında yapılırsa, HAYIR.

* * *

Konuyu detaylandıralım.

1) Anayasa madde 101: Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. /..

2) Anayasa madde 116: Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir. /..

Görüldüğü üzere adaylık konusu Anayasa'da gayet sarih durumda. 2014'te birinci kez, 2018'de ikinci kez Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan'ın üçüncü kez aday olması ancak normal zamanından önce yapılacak seçimle mümkün. Bu da TBMM'nin beşte üç çoğunluğuyla, yani 360 milletvekilinin kararıyla mümkün.

Başka bir deyişle,  Erdoğan'ın üçüncü kez adaylığı muhalefetin elinde. 

Ak Parti ve MHP'nin mecliste 336 sandalyesi var ve erken seçim kararı almaya bu sayı yeterli değil. Erken seçim kararı alınması da muhalefetin 24 oy desteğiyle mümkün.

"Efendim, muhalefet zaten erken seçim istiyor, bu desteği niye vermesin?" denilebilir. Ben de derim ki, "bu karar bir zamanlama işi, hiç belli olmaz!"  

Erdoğan, muhalefete meydan okuyup, erken seçim isterse, belki! Milletvekillerinden sahip oldukları maaş, yolluk, ödenek, özlük hakları vs. imkânlarını zamanından önce bırakmalarını istemek ve olumlu cevap almak öyle kolay bir iş değil!

* * *

O zaman şu soruya da cevap arayalım:

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, hakikaten tekrar aday olmak istiyor mu, istemiyor mu? 

İstiyorsa, erken seçim kararı almak için muhalefetin desteğine muhtaç. Ayrıca yüzde 50+1 artık Kaf Dağı'nın arkasında. Kaybetme ihtimali bulunan bir seçime Sayın Erdoğan girer mi, girmez mi? Hep birlikte göreceğiz. 

Kaybederse mevki olarak elinde sadece Ak Parti genel başkanlık koltuğu kalacak, TBMM Genel Kurulu'nda oturacağı bir koltuğu bile bulunmayacak. 

Başka bir seçenek olarak, belki de hiç kimsenin tahmin edemeyeceği bir şekilde Sayın Cumhurbaşkanı "izzet-ü ikbal" ile siyasi hayatına nokta koyacak. Bu da yine tamamen kendi kararı.

Ayrıca, 11 yıl başbakanlık, 8-9 yıl cumhurbaşkanlığı yapmış olmak, sadece Erdoğan'ı değil, hemen herkesi hem zihnen hem de fizik olarak ziyadesiyle yıpratır. Devam etmek istemesi kadar, istememesi de gayet normal karşılanmalı.

* * *

Şimdi sırada daha önemli bir soru var:

Sayın Erdoğan aday olmak istemez ise, Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı kim olacak? Bu soruya şu anda özellikle iktidar kanadında hiç kimse cevap arayamıyor, aramak da istemiyor. Çünkü bu sorunun cevabı yok. Sebebi, Ak Parti'de ikinci, üçüncü adamın olmayışı.

Peki, böyle bir atmosferde Cumhur İttifakı, ipi göğüsleme ihtimali yüksek bir adayı nasıl çıkaracak? Çıkaramayacak ise; çözümü belki de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini kendi eliyle tekrar Parlamenter Sisteme döndürmekte bulabilir. 

O zaman Sayın Erdoğan için yüzde 50+1'e ulaşma zorluğu ortadan kalkar, TBMM'deki koltuğu garanti olur. 

Görülüyor ki; Atatürk'ün kurduğu Parlamenter Sistem, herkesi içinde barındıran bir yuva olma özelliğini tartışmasız sürdürmeye devam edecek.