Başbakan Tayyip Erdoğan, PKK konusunda tek başına bu kadar cüretkâr olamaz.Dört ay önce "Kürt sorunu yoktur" diyen Erdoğan, bugün "Kürt sorunu vardır" diyorsa, AKP'yi cüretlendiren birileri var demektir.Türkiye'de, bu derece cüretkârlıklar, üç tane kerameti kendinden menkul "aydın"la kotarılıcak işler değil.Erdoğan'ın bu "şok çıkış"ı, Oslo'da, Norveç Parlamento binasından çıkarken başına yağan "PKK yumurtası"ndan da kaynaklanmış olamaz.Erdoğan, başına yumurta yağmadan önce, Nobel Enstitüsü'nde, "Türkiye'de Kürt sorunu olduğu"nu söyleyen PKK'lı bir katılımcıya "Çirkin bulduğum, art niyetli düşünceleri paylaşmam mümkün değil. Güvenlik güçlerimizin yapmış olduğu mücadele, o bölgelerde yaşayan insanımızın huzuruna ve mutluluğuna yöneliktir. Terörist grup PKK, o bölgede insanlarımızın huzurunu, güvenini tehdit etmektedir. PKK terör örgütü, asla Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi olamaz. PKK terör örgütü Kürtler adına konuşamaz. Türkiye'de Kürt sorunu vardır, demek sanaldır. Bizim için böyle bir sorun yoktur. 30'a yakın etnik unsur var Türkiye'de. Az önce bir ifade kullandınız. Bu çok çirkin. 'Savaşı durdururuz' diyorsunuz. Siz kimsiniz de savaşı durduruyorsunuz? Türkiye'nin içerisinde böyle bir ayrı devlet mi var da siz savaşı durduruyorsunuz? Bunun anlamı terörizmi kabul ettiğinizi ifade etmektedir. Terörün bir odağı olarak sizi ben şu anda görüyorum" diye köpürmüştü.Erdoğan'ın bu çıkışının akabinde Norveç Parlamentosu önünde başına "PKK yumurtası" yağmıştı.Dün bunu diyen Erdoğan, sadece birkaç yumurta ile söyleminden çarketmiş, "devlet politikası"nı üç yumurta yüzünden terketmiş olamaz. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı Erdoğan, üç PKK yumurtasına pabuç kaptırmış olamaz.Dolayısıyla Erdoğan'ın "Kürt sorunu vardır" çıkışı planlı bir manevradır.Erdoğan'ın "Kürt sorunu vardır" çıkışı, Güneydoğu'lu kardeşlerimizin hayrına olmaktan ziyade, 3 yılını doldurduğu halde milletimiz namına "diş kovuğunu doldurcak türden dahi hayırlı bir icraat"ı olmayan AKP'ye "bir yerlerden biraz daha ömür uzatma talebi"dir.Erdoğan'ın "Kürt sorunu vardır" çıkışı, "3 boş yıl"ın sonunda altından kaymaya başlayan koltuğu sağlama almak uğruna Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü riske atma cüretkârlığıdır.Erdoğan, acaba bu çıkışını Dışişleri Bakan Abdullah Gül'ün Mayıs 2003'te Sedat Sertoğlu'na açıkladığı "gizli anlaşma" çerçevesinde mi yapmıştır? Erdoğan, kamuoyuna asıl bunu açıklamalıdır.Bakan Gül, Sertoğlu'na aynen şunları söylemişti: "Ben bu gezileri yapmadan önce, şimdi senin oturduğun koltukta (Eliyle koltuğa vurdu) ABD Dışişleri Bakanı Powell oturuyordu. Onunla 2 sayfalık 9 maddelik bir plan üzerinde anlaştık. Ama ben her yaptığımı kalkıp açıklayamam ki... Powell Suriye'ye giderken de benimle konuştu. Gizli olan bir sürü gelişme var..."Bu "gizli mutabakat" 13 Temmuz 2003 günü kamuoyunu yansıyan şu şekliyle midir, bir; acaba Başbakan Erdoğan da bu "gizli mutabakat" çerçevesinde mi adımlarını atmaktadır? Başbakanlık, bu noktalara açıklık getirmelidir...Bakan Gül'ün Sertoğlu'na çıtlattığı "gizli mutabakat" kamuoyuna şöyle yansımıştı. İlginçtir ki, o günden sonraki gelişmeler sözkonusu mutabakatın adım adım icraata konduğunu göstermektedir. Neydi bu gizli anlaşmanın hükümleri:1- Türk ordusu bundan böyle hangi gerekçeyle olursa olsun, sınır ötesi harekatta bulunmayacak.2- PKK'ya karşı Türkiye'nin egemenlik alanı içinde yapılacak askeri harekatlar için, ABD askeri makamlarına bilgi verilecek.3- Türkiye, ABD'nin İran'a ve diğer Ortadoğu ülkelerine karşı uygulayacağı sınırlı askeri harekatlara, üs ve taşıma kolaylıkları sağlayacak, askeri birlik verecek.4- Türk ordusunun asker sayısı ve silah kuvveti, ABD'nin uygun gördüğü sayı ve kabiliyete indirilecek. Özellikle tank ve ağır silahların miktarı düşürülecek, savaş uçağı sayısı sınırlandırılacak.5- Irak'ın kuzeyinde kurulan Kürt oluşumu Türkiye tarafından resmen tanınacak.6- Af Yasası, PKK yöneticilerini de kapsayacak şekilde genişletilecek.7- Türkiye dört yıl içinde uygulanacak bir planla, üniter yapısını devrederek fedarasyona geçecek. Bu anlamda "kamu reformu yasası" çıkarılacak.8- Yunanistan'la sorunlar çözülecek. Kıbrıs'ta Annan Planı kabul edilecek. Ege'de Yunan taleplerine esnek bir tutum takınılacak.9- Türkiye'nin Ermenistan ile ilişkileri normalleştirilecek ve iyileştirilecek. Sınır ticaretinde Ermeniler lehine düzenlemeler yapılacak". (A. Erimhan, Çuvaldaki Mütteifik, s. 376-386)Erdoğan, bu gizli matabakat çerçevesinde mi çıkışlar yapmaktadır? Erdoğan, bu gizli mutabakatın yapıldığı taraftan güç alarak mı bu derece cüretkâr adımlar atabilmektedir? Seçim sürecinde kendi tabanı olan ve fakat artık şimdi yitirdiği "başörtüsü mağduru" öğrencileri sevirdiremeyen Erdoğan, kimlerden güç alarak PKK'yi, Murat Karayılan'ı, Zanagilleri sevirdirecek çıkışlar yapabilmetedir?Erdoğan, bu kabil çıkışlarına devam ederse, başına düşen yumurtaların, yine "bir gün taş olarak geri döneceği"ne ihtimal vermekte midir? Kendisine bu husuta garanti veren var mıdır?Başbakan ve AKP, bu soruları cevaplandırmalı, kamuoyunu tatmin edici biçimde bilgilendirmelidir.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019