Strasbourg'da Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi genel kuruluna seslenen Koçaryan,konuşmasında Türk-Ermeni ilişkilerine de değindi ve bu ilişkilerin "soykırım, soykırım sonuçları ve Türkiye'nin bu soykırımı tanımaması nedeniyle" düzelmediği görüşünü dile getirdi.
Koçaryan, iki ülke ilişkilerindeki mevcut durumun "Türkiye'nin Ermenistan'a uyguladığı izolasyon nedeniyle" daha da kötüleştiğini öne sürdü.
Koçaryan, Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin düzelmesi için iki konuyu "yaşamsal" olarak tanımladı. İki ülke arasında geçmişten kalma sorunlar üzerinde değişik boyutlarda pratik çözüm ve ilişkiler geliştirilmesi gerektiğini ve bu çözümlerin birbirlerinden bağımsız ele alınmasını istedi. Koçaryan buna ek olarak, ülkesinin Azerbaycan'la olan ilişkilerinin Türkiye ile olan ilişkilerini etkilememesini istedi ve bu konudaki herhangi bir ön koşulun her türlü olumlu beklentiyi son erdireceğini ileri sürdü.
Koçaryan konuşmasında, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü konusunun Dağlık Karabağ sorunuyla hiçbir ilişkisi olmadığını da söyledi. Dağlık Karabağ'ın SSCB zamanında özel statüsü olduğunu ve SSCB sonrası Azerbaycan devletiyle Dağlık Karabağ'ın kuruluşlarının benzer yasal zemine dayandığını da öne sürerek, 1992-1994 savaşının "Azeri makamlarının saldırılarıyla başladığı" savında bulundu. Dağlık Karabağ'ın Avrupa Konseyi üyelik kriterlerine uyan bir devlet olduğunu ve üyelik müzakerelerine başlamaya hazır olduğunu iddia etti.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Arapça soruyu Türkçeye çevirtti
Erbaş'ın Diyanet'in resmi sitesinde yer alan özgeçmişinde iyi derecede Arapça ve Fransızca bildiği yazıyor.
23.04.2024 08:21:00 / Güncelleme: 23.04.2024 08:32:04 Haber Merkezi
Yaşasın 23 Nisan
Türk milletinin gönlünde, onun bağımsızlığının sarsılmaz ifadesi olarak önemli yer tutan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı milletimize ve bütün çocuklara kutlu olsun
23.04.2024 07:00:00 Haber Merkezi
Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Türk milleti ve Türk askerleri Kurtuluş Savaşı'nda büyük bir zafer kazandı. Düşmanın topraklarımızdan atılma sürecinde bundan tam 104 yıl önce 23 Nisan 1920'de TBMM Ankara'da açılmıştır.
Düşman askerleri topraklarımızdan çıkarıldığında da cumhuriyet ilan edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk 23 Nisan 1924'te, 23 Nisan'ın bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. 1929 yılında ise 23 Nisan Bayramı'nı çocuklara armağan etmiştir.
23 Nisan, çocukların bayramı olduğu gibi, Türkiye'nin bağımsızlığının da simgesidir. Atatürk, 23 Nisan'ı çocuklara armağan ettikten sonra, uluslararası alanda da çalışmalar yapılmaya devam edilmiş ve 23 Nisan dünya çocuklarının bayramı olarak değer kazanmıştır.
Türkiye'nin bağımsızlığını gösteren 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yalnızca çocuklar tarafından değil, tüm Türkiye tarafından kutlanmaktadır. Yıllardır türlü eğlencelerle ve coşkuyla kutladığımız bu şenlik, sizin de bildiğiniz gibi, dünyada çocukların sahip olduğu tek bayram. UNESCO, 1979 yılını 'Çocuk Yılı' olarak ilan edince, Türkiye Cumhuriyeti, 23 Nisan bayramını dünya çocuklarıyla kutlamaya karar verdi O yıl kutlamaya 6 ülke katıldı, ama her yıl bu sayı büyüdü ve bütün dünya çocuklarının kutladığı uluslararası bir bayram haline geldi.
TBMM'nin açılması ve ilk hükümetin kurulması
Mustafa Kemal'in Meclis-i Mebusan'ın İstanbul dışında bir yerde toplanması gerektiği düşüncesinde ısrar etmesine rağmen, meclisin İstanbul'da toplanmasını kabul edilmek zorunda kalınmış, Mustafa Kemal'in korktuğu gelişme yaşanarak İstanbul işgal edilmiş ve Meclis-i Mebusan çalışmalarına süresiz ara vermişti.
Bu gelişme millet iradesinin tecelli etmesi imkânını ortadan kaldırmıştı. Dolayısıyla gelişmeler İngilizlerin arzu ettiği yöndeydi. İngilizler Damat Ferit Hükümeti'nin iş başına getirilmesini sağlayarak hazırlayacakları barış şartlarını İstanbul Hükümeti'ne rahatlıkla kabul ettirebilecekleri ortamı oluşturmuşlardı. Bir aksilik halinde Yunan kuvvetleri zaten saldırıya hazır bekletilmekteydi. Ancak Anadolu'ya geçtiği günden itibaren Milli Mücadele hareketini Türk milletine mal etme kararı ile hareket eden Mustafa Kemal boş durmamıştı. Artık
Mustafa Kemal'in millet egemenliğine dayalı yeni bir devlet kurmanın zamanı gelmişti.
Mustafa Kemal ilk adım olarak işe, 19 Mart 1920'de askeri ve sivil yetkililere bir genelge göndermekle başlamıştı. Bu genelge ile durumu yetkililere izah eden Mustafa Kemal, Ankara'da her livadan seçilerek belirlenen beşer temsilcinin bir kurucu meclis oluşturulacağını açıklamıştı. Bu genelgenin yayımlanmasından sonra hızla seçimlere başlanmış ve seçilen üyeler Ankara'ya ulaşmaya çalışmışlardı. Mustafa Kemal 21 Nisan'da ikinci bir genelge daha yayımlayarak, Meclis'in 23 Nisan 1920 Cuma günü çalışmalara başlayacağını açıklamıştı. 23 Nisan günü Ankara'ya ulaşabilen 78 üyenin katılımı ile İlk TBMM resmen, açılmıştı.
Meclis dualarla, hatimlerle açıldı
Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'daki bütün askerî ve mülkî makamlara gönderdiği genelge ile Meclis'in Cuma namazının ardından dualarla, hatimlerle, salâvatlarla, tekbirlerle ve kurbanlarla açılması emredilmişti.
Genelgenin ikinci maddesi şöyleydi: Meclis'in açılışını cumaya rastlatmakla o günün kutsallığından yararlanılacak; bütün milletvekilleriyle birlikte Hacı Bayram Camii'nde Cuma namazı kılınacak, Kur'an ve salâttan yararlanılacak, namazdan sonra sancağı şerif alınarak Meclis'e gidilecek, toplantıya başlanmadan bir dua okunarak kurbanlar kesilecektir... YENİ MESAJ
Özgür Demirtaş'tan yatırım değil dizi tavsiyesi: İzlemeyen kalmasın
Ekonomist Özgür Demirtaş, son zamanlarda çok konuşulan Kızıl Goncalar dizisiyle ilgili yorum yaptı. Sosyal medyadan oyunculara övgüler yağdıran Demirtaş, diziyle ilgili analizini takipçileriyle paylaştı. Demirtaş, 'Her biri hakkında söyleyeceklerim var' diyerek oyuncuları analiz etti.
23.04.2024 05:55:00 Haber Merkezi
Başladığı günden bugüne çok konuşulan bir dizi olan Kızıl Goncalar, senaryosu ve oyunculuklarıyla Pazartesi akşamına damga vuruyor.
Kimileri Türkiye'deki tarikat yapısını çok iyi anlattığı gerekçesi ile diziye övgüler yağdırırken kimileri ise dizinin seküler yaşam tarzını hedef alarak tarikat yaşamını meşrulaştırmaya hizmet ettiğini söyleyerek eleştiriyor.
Güçlü oyuncu kadrosuyla seyirciyi ekrana kilitleyen Kızıl Goncalar dizisine bir yorum da ekonomist Özgür Demirtaş'tan geldi.
Diziyi hiç kaçırmadığını söyleyen ve ara ara bazı sahneler ile ilgili yorum yapan Demirtaş, bu kez sosyal medyadan dizinin oyuncularıyla ilgili ayrı ayrı analiz yaptı.
Kızıl Goncalar bir Efsane... İzlemeyen Kalmasın:
Benim gibi çok sayıda Türk dizisi seyretmeyen biri söylüyor bunu. Aktörler ve Aktrisler muazzam... Her biri Hakkında söyleyeceklerim var:
1) Mert Yazıcıoğlu: O Nasıl bir oyun gücüdür? Cüneyd Rolünü oynayan her rolü oynar bu…
Oyunculara övgüler yağdıran Demirtaş şu tweete paylaştı;
Kızıl Goncalar bir Efsane... İzlemeyen Kalmasın:
Benim gibi çok sayıda Türk dizisi seyretmeyen biri söylüyor bunu. Aktörler ve Aktrisler muazzam... Her biri Hakkında söyleyeceklerim var:
1) Mert Yazıcıoğlu: O Nasıl bir oyun gücüdür? Cüneyd Rolünü oynayan her rolü oynar bu Dünyada. Sadece söyleyeceği cümleleri bile ezberlemek büyük bir iş. Öyle bir MİSTİK hava veriyor ki kapılıyorsunuz. Sevgili Mert Dünyada çok iyi yerlere gelecek. (.@merttyazicioglu)
2) Erkan Avcı: Sadi Hüdayi Efendiyi başka kim oynayabilirmiş? Resmen günlük hayatımda bazen konuşma tarzını taklit ettiğimi farkettim. Beni o kadar etkilemiş yani. Pragmatist bir tarikatçıyı muazzam canlandırıyor. Artık tam olarak takipçisiyim Erkan Avcı'nın. (.@erkoavci)
3) Özgü Namal: Son derece güçlü bir karakter. Muazzam bir oyunculuk yeteneği. Yurtdışında olsa Monica Bellucci havasında Audrey Hepburn şeklinde ağırlanacak bir oyuncu. Özgü Namal hakkında bu dizi sonrası detaylı okudum. Gizemli kalmayı sevdiğini biliyorum. Ama umarım gelecekte de bizi oyunculuğundan mahrum etmez. (.@ozgunamal)
4) Özcan Deniz: Ben hayatımda kendisini Özcan Deniz kadar geliştiren bir aktör görmedim. Rolünü öyle bir sırtlıyor ki işte Başrol diyorsunuz... Yani ben kendisini izlerken bir Psikiyatr izlediğimi zannediyorum. Bu da sanırım büyük bir başarı. Sanatın her alanında var. Bir gün kendisi ile tanışabilmeyi dilerim. (.@OzcanDeniz)
5) Mina Demirtaş: Mina ile bir Akrabalığımız yok :-) Ama küçük kardeşim olsun isterdim. Muazzam bir yetenek. Zeynep rolünü, zeki muhafazakar rolünü, çok ama çok iyi oynuyor. Hemen Takibe aldım.
6) Esma Yılmaz: Esma da duygusal modern rolünde muazzam... Böyle genç yetenekleri izlemek çok büyük zevk.
Kimseyi liste dışı bırakmak istemem: Mert Turak, Şerif Erol, Sitare Akbaş, Duygu Sarışın hepsi mükemmel oynuyor.
Tüm yayın ve yapımcı ekibine Helal olsun. Bu diziyi bizimle buluşturduğu için yapımcı Faruk Turgut'a teşekkür ederim.
51 kişinin öldüğü Furkan Apartmanı'nda kolon kesildiği bilirkişi raporuyla tespit edildi
Gaziantep'in Nizip ilçesinde 6 Şubat depreminde yıkılan ve 51 kişinin ölümüne sebep olan Furkan Apartmanı'nda kolon kesildiği KTÜ bilirkişi raporuyla tespit edildi.
22.04.2024 13:58:00 İhlas Haber Ajansı
Gaziantep'in Nizip ilçesinde 6 Şubat depreminde yıkılan ve 51 kişinin ölümüne sebep olan Furkan Apartmanı ile ilgili Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) tarafından hazırlanan bilirkişi raporu açıklandı.
Açıklanan rapora göre apartmanın zemin ya da bodrum katında bulunan kolonların kesildiği tespit edildi.
Ana taşıyıcı kolon kesilmiş
Furkan Apartmanı'na ilişkin hazırlanan bilirkişi raporunda, 'Binanın ana taşıyıcı kolonu olan S11 kolonunun kesildiğine, heyete gelen bütün raporlar ve kanıtları ortak bir şekilde değerlendirildiğinde, S11 kolonunun inşa edildiği ve inşa edildikten sonra kullanıcıları tarafından kesildiğine, yan kısımlarında bulunan S3A ve S4A kolonlarının ise kaydırılarak inşa edildiği değerlendirilmiştir' ifadeleri yer aldı.
S4A ve S3A kolonlarının taşıyıcı özelliği yok
KTÜ Bilirkişi raporunda, "Taşıyıcı sistem elemanlarının bazılarının inşasında statik projeye göre kesit ve yerleşim aksı farklılıklarının olduğundan bahsedilmiştir. Beton değerleri ve demir dayanımı standartlara uygun yapıldığı görülmüştür. S4A kolonu ve S3A kolonlarının bina statiğine ve taşıyıcılığına her hangi bir etkisi olmadığı sabit görülmüş binanın yıkımına sebebiyet veren şeyin kesilen kolonlar olduğu görülmüştür' ifadeleri ise dikkat çekti.
Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.